Gözümü açtığımda dendiği gibi her şeyi hatırlıyordum. Çevreme baktım endişeyle. Sadece Miraç vardı.
"İyi misin?" diye sordu endişeyle.
"İyiyim, sadece yorgunum." dedim.
"Madalyonunu biraz bozdum ama şeklini değiştirerek ucunu sivrileştirdim. Ayrıca kimyasalları güzelce yedirdim." dedi.
Derin bir nefes alıp verdim ve "Baban nerede?" diye sordum.
"Kendine gelmeni bekleyemedi." deyince "Anladım." diye mırıldandım.
"Minal benim bir planım var ama tehlikeli olabilir." diyen Miraç'e "Planın ne?" diye sordum.
"Senin zincirini kırabilirim. Sen de mağaranın şu üstüne tırmanıp bizimkileri çağıracaksın. Çağrılar ancak oradan çeker." dedi.
"Zaten onu öldürecek bir silahımız yok mu?" diye sordum.
"Minal, babam çok güçlü. Hem ben bağlıyım. Ne zamandır gücümü kullanmıyorum, paslandım. Onu öldüremeyebilirim. Ayrıca normalde daha yüksek doz kullanılır fakat kimyasalların dozu az." dedi.
"Sana zarar vermez mi?" diye sordum.
"Minal ben bir muhafızım. Seni korumak için canımı ortaya koymam görevim." dedi.
"Bunu yapmak zorunda değilsin." dedim.
Bana sıcak bir tebessüm gönderdi ve "Ben zaten esir olduğum gün öldüm. O yüzden bana yardım et, onurlu ve istediğim bir şekilde öleyim." dedi.
"Ölmemek için mücadele edeceksin." dememin üzerine Miraç "Söz, çabalayacağım." dedi.
"Tamam o zaman." dedim.
Miraç yanıma geldi ve zincirimi tutarak iki farklı yöne çekerek koparmaya başladı.
Zincir en sonunda ortadan ikiye ayrılınca derin bir nefes verdi ve ayak bileğimden çıkardı.
"Kendi zincirini de koparamaz mısın?" diye sordum.
"Benimkiler ultra güçlendirilmiş. Şimdi zaman kaybetmeden tırman, babam geldiğinde onu ölene kadar durdurmak için çabalayacağım." dedi ve ucunu sivrileştirdiği madalyonumu sıkıca tuttu.
"Başarılar." diye mırıldandım ve duvarın çıkıntısına tutunarak hızlıca ve dikkatlice yukarı tırmanmaya başladım.
İçeriye babası girince ne kadar korksam da arkama bakmadım. Miraç'ın onu durdurmaya çalıştığını biliyordum. Yine de aşağıdan gelen dövüş ve acı nidaları beni zorluyordu.
En yukarıya tırmandığımda hepsini çağırmak için çağrılarını göndermeye başladım.
Miraç'ın acı çığlığı mağarada yankılanınca arkamı döndüm. Her tarafı kanlar içindeydi ve üçten düşmüştü. Yerden kalkmak için uğraşıyordu.
Olanlar beni korkuturken daha fazla çağrı göndermeye başladım.
Selim bana iki yumruk büyüklüğünde bir taş fırlatınca dengemi sağlayamayıp tırmandığım yerden düşmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ressam
FantasySessiz, sakin ve dışlanmış bir kızın ailesini de kaybettikten sonra tek hayatı resim olmuştur. Peki bir gün hayallerini çizerse ve gerçekleşirse ne olur?