Bölüm 44-Ela

937 92 18
                                    

 

Kasabaya vuran güneş Ateş'in saçlarından kirpiklerine doğru bir yol izlerken yeşillerini araladı. Ela hala aynı derin uykusunda kollarında ikamet ediyordu. Hezeyanla iç geçirmeden edemedi. Biliyordu ki ne kadar beklerse beklesin gözlerini aralamayacaktı ona. Ellerini saçlarında gezdirip alnına uzun soluklu bir öpücük bıraktı. "Beni çok endişelendiriyorsun Ela." diye söylendi ardından. İlk kez ona iyi gelmiyor, ona ulaşamıyor ve bunun sıkıntısını yüreğinde taşıyordu. Gözleri dolarken kendini aşağıya kaydırıp Ela'yı kollarından ayırdı. Başını kalbinin üstüne yaslayıp bir süre hayat bulduğu enfes tınıları dinledi. Hayatının sonuna kadar duymak isteyeceği tek ses buydu, biliyordu. Yüzüne tarifsiz bir tebessüm yerleşirken iç çekerek kalbinden öptü âşık olduğu kadını. Hiç kıpırdamıyordu Ela, sadece nefes alırken göğsü inip kalkıyordu.

Ateş, üzerini örtüp saçlarını okşadı. Aşağıdan gelen telefonun sesine kulak kesilip sakin adımlarla terk etti odayı. Arayan Aslan'dı elbette. Geleli daha iki gün olmuş olsa da şehirde işler herkesin beklediğinden daha hızlı ilerliyordu. Bu yüzden ikiletmeden açtı telefonu. "Günaydın doktor, uyandırdım mı?"

"Yok Aslan ,uyanmıştım zaten. Bir gelişme mi var?"

"Nisa yanında mı?"

"Hayır,yukarıda uyuyor."

"Ateş, bu kadar çok uyuması normal mi? Haftalardır ne zaman arasam görmek istesem uyuyordu. Şehirden de ayrıldınız artık içinde yer eden ne bu kadar?"

"Bilmiyorum Aslan. Ben de endişeleniyorum, ona ulaşamıyorum ilk kez. Biraz zaman ver sadece."

Sustu Aslan ama iç çekişini saklayamadı. Uzun süren sessizlikten sonra önündeki kağıtlara tekrar göz atıp devam etti. "Peki, sen öyle diyorsan... Gazanfer Şanlı her zaman olduğu gibi kendi adına ardında iz bırakmıyor. Avukatlarıyla görüşmeler devam ediyor ama her an kalem kırılabilir. Mete davanın düşmemesi için epey çabalıyor bu arada, aklınız kalmasın. Nisa'nın kimliğinin bu denli ifşa edilmesi hiç hoş olmadı daha evvel de dediğim gibi, pşindekileri fark ettin mi bilmiyorum ama yalnız bırakamazdım sizi, uzaktan gözlem altındasınız."

"Biliyorum, fark ettim ekibi teşekkür ederim..." diye gülümsedi. "Yurt dışına çıkmış olabilir mi? Sahte kimlik, pasaport bu adam için hiç problem değil."

"Değil elbette.Biz kendimizce önlemlerimizi aldık ama açıkçası hedef sadece Nisa. Ben kaçacağını düşünmüyorum Ateş. Bu sabah aldığımız bilgiye göre site ihalesine devlet el koymuş diğer paravan alıcıların kimlikleri deşifre edilmiş. Yani anlayacağın Gazanfer haftalar içinde sıfırı tüketti. Artık çok daha tehlikeli."

Ateş, direkt hedefin Ela olduğunu biliyordu. Dahası kendisi de onunla birlikte açık hedef haline bürünmüştü. Aslan'ın temkinli tavrına birkez daha memnun olurken "Mahkeme gününe kadar dönmeyi düşünmüyorum."dedi, en doğrusunun bu olduğuna karar verip.

"En iyisini yaparsın. Kasabada fazla dolanmayın,ekipleri dönüşümlü olarak değiştireceğim. Hepsi güvenilir çocuklardır."

"Peki diğer dosya ne alemde?"

"Senin avukat başhekim Oktay Sabuncu'yla görüştü dün akşam. Leyla'dan sonra senin lehine tanıklık edecek güvenilir biri daha var artık. Gerçi ben Leyla'yı o potada görmüyorum ya neyse... Ekrem Hakkı ve Olcay Yanar adına soruşturma açılacak pazartesi. Şimdilik senin yapacağın bir şey yok, haberleşirsiniz zaten. Ben de yakından takip ediyorum. Kemal beyleri de düşünme, Serpil ilgileneceğini söyledi."

Onun birkaç günde nasıl bu kadar değiştiğine anlam veremiyordu Ateş. İçinde doğup büyüyen minnettarlık kendine kısaca yer bulup "Sağ ol Aslan." dedi bakışları bulutlanırken. Aslan ise görmese bile o bulutları sezmişti. Herkesin işi çok zordu ama Ateş âşık olduğu kadını korumakla mükellefti ve onun ikilemleri tüm dengeyi bozabilecek kadar güçlüydü. Ayakta kalması gerekti, her şeye rağmen.

Sürgün Kasabası (Revize Edilecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin