Bölüm 15- Sorular

1K 118 26
                                    

Ateş, yeniden en başa dönmüştü. Gölerini Ela'yla buluşturmuyor, kızgın ve tavizsiz duruyordu. Hiç düşünmeden ondan gitmesini istediğinde bakışlarına yerleştirdiği buz kırıntılarını kabaran denizin hırçın dalgalarına da sunmuştu. Ela ise kendisine yeniden duvarlarını ören adamın arkasında durmuş onun tavizsizliğiyle başa çıkmaya çalışıyordu. Dikkatle ona bakıp kafasını toparlamaya çalıştığında vücudundaki yorgunluk artık kaldıramayacağı boyuttaydı. Küçük adımlarla kendini koltuğa bıraktığında gözlerinin önüne gelen bölük börçük görüntülerle sessizliğe büründü. Gözlerini Ateş'ten ayırmıyordu ama o an onun yerinde bambaşka bir adam var gibiydi. Elleri arkasına bağlanmış başı dik ve kızgın bir adam...

"Eğer gidersen bir daha bu eve dönemezsin..."diyordu adam.

"Baba!Yapma... Size defalarca söyledim,artık kendim için yaşamak istiyorum.Kararıma saygı gösterin biraz."

"Ela?"

"Ben son sözümü söyledim,gidersen bizi unut!Artık bir evin yok..."

"Ela?"

"Peki baba,gidiyorum ama sizi hala çok seviyorum..."

Kapanan kapının sesi kulaklarında çınlarken bakışlarını yere indirdi. Ateş'in sesini işittiğindeyse dolan gözlerini onunla buluşturup ayağa kalktı. Sinirliydi, kafasında oluşan her başı sonu olmayan parçayı gördüğünde kendisiyle ilgili bir şeyleri oturtamadığından deli oluyordu. Üstelik bunu Ateş'e söylemek istediği her an bir aksilik çıkıyordu karşına, tıpkışimdi olduğu gibi. Ateş'in bakışları hâlâ ona git der gibi baksa da bir yandan da o kararlılığın altında neler olduğuna dair bir merak vardı Ela'nın içinde. "Ben hastanede olsaydım ve bana bu ilacı verselerdi yine aynı şey olabilir miydi?" diye sordu, nereden başlaması gerektiğini bilemediğinden. Aklına ilk geleni söylemişti, zaman kazanması gerekti. Ateş ise yeniden ona arkasını döndü ve büyük cam kapıyı açıp verandaya, oradan da sahile çıktı. Rüzgar tenine işlenirken soğuğa aldırmıyordu bile. Ela'da cevabını alamadığı sorusuyla birlikte onun peşinden sahile çıktı. Cam kapıyı büyük bir gürültüyle kapatıp kumların üzerinde zorda olsa ona yetişmeye çalışıyordu. "Ateş cevap ver!"diye bağırdı."Olabilir miydi dedim!"

"Eve dön!"

"Hayır. Neden hep senin isteklerini yapıyoruz? Benim de sorularım var Ateş!" Ateş büyük adımlarıyla sahili arşınlarken Ela bedeninin yorgunluğuna rağmen nefes nefese peşinden ilerliyordu. Başarmıştı da, kolundan tutup onu durdurdu en nihayetinde. "Mükemmel olamazsın." dedi gözleriyle buluşmaya çalışırken."Hiç birimiz olamayız, neden bu kadar erken pes ediyorsun?"

Ateş'in kızgın yeşilleri Ela'yı bulduğunda sinirle soluduğu nefeslerinin ardından onu kolundan tutup kendine çekti. Gözleri adı gibi ateş saçıyordu o anlarda. "Kalbin duruyordu dedim sana." dedi dişlerinin arasından, "Anlamıyor musun Ela!"

"Şuan karşındayım ve bunu sen yaptın! Hem de defalarca..." Ela'nın hissettikleri karmakarışıktı. Aslında Ateş'in de Ela'da bir farkı yoktu ama ondan duydukları bir kez daha kafasını karıştırmaya yetmişti. Ela'nın kolunu sakince bırakıp onun titreyen bedenine dikkat kesildi. Uğultu sahilin kumlarını süpürürken ondan uzaklaşmak isteğiyle doluyordu,kalırsa ona zarar vereceğini biliyordu zira... "Kendinin farkına var Ateş."

"İşime karışma. Bitti dedim sana, gidiyorsun."

"Hayır, gitmiyorum..." diye diretti Ela."Anladın mı, gitmiyorum!"

Ela'nın bu kadar hırçınlaşmasına alışkın değildi ama ona bakmadı bile, yürümeye devam etti. Bu kadar diretmesine anlam veremiyordu üstelik. Uç bir sessizlikte olan bu kasaba ilk kez böylesine çınlıyordu. Ela arada söylenerek, bazen onu suçlayarak, bazen ileri gittiğini düşünüp geri adım atarak onun peşinden gidiyor, Ateş ise hiç karşılık vermeden yürümeye devam ediyordu. Ela, konuşmaktan nereye geldiklerini fark etmemişti ama etrafına baktığında geldikleri yeri bilmediği çekti dikkatini. Arkasına baktığında evi göremiyordu ve durduğunda tenini yalayan rüzgar bedeninin titremesine neden oldu.

Sürgün Kasabası (Revize Edilecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin