Yeşillerine uyku uğramıyordu Ateş'in. Anlatmanın bu kadar iyi geleceğini ummazdı ama kendini iyi hissediyordu. Ferahlamış ve en önemlisi bir nebze olsun yükünden arınmıştı bu gece. Gözlerini bir kez daha kapatmayı denesede aklındaki tek sahne bir çift aşık olunası kara incinin kendisine kıvrımlı kirpiklerinin altından büyük bir hayal kırıklığıyla bakması ve hiç umursamadan "Sen nasıl yaptın bunu Ateş!" diye haykırmasıydı. İçini acıtan bu zamanların ardından peşi sıra gelense daha da afallatmıştı onu. 'Senin için bir şey ifade eder mi bilmiyorum ama ben sana inanıyorum, hatta güveniyorum.' demişti Ela. Sonrasında tüm şaşkınlığı arasında boynuna dolanan kolları ve ciğerlerine dolan kokusuydu... Panikleyerek araladı gözlerini Ateş,bir yanda daha birkaç gün önce tanıdığı kayıp bir kadın ve kendisine olan inancı, güveni, bir yanda ise kalbini verdiği kadının onu gözleriyle,sözleriyle infaz etmesi vardı. Aklı ona ikilemleri oynarken yeniden bir oyun aradı Ela'da. Gözlerinde yoktu hile, sözlerinde olmadığı gibi ama kendine hakim olamıyordu.Kalkıp içinin sıkıntısına bir derman bulmak istercesine yukarı çıktı. Neden diye sormak istiyordu Ela'ya. Kendisi nedenini bilmese de, sormak için sormak istiyordu.
Ela'nın kaldığı odanın önüne geldiğinde tereddütle ellerini saçlarına daldırdı. Kapının kulbunu aşağıya indirince kilitli olmayan kapı sessizce açıldı Ateş'in önünde. Ve bu bir şaşkınlık daha yarattı onun için.Dolunayın aydınlattığı odada büyük yatağın içinde narin bedeniyle kıvrılmış uyuyan Ela'nın baş ucuna gitti Ateş, sessiz ve temkinliydi her zaman ki gibi. Ela'nın yüzündeki huzur hiç tanıdık gelmiyordu ona, dikkatle bakmayı sürdürdü bu yüzden. Ama çok sürmedi kendine kızması, ille de yalan aradığı için kızmıştı. Geldiği gibi sessizce çıkıp gidecekken açılan üstünü sakince örttü ve anlamsız birkaç mırıltısını tebessümle dinleyerek odadan çıktı.
-Başar Sayan'ı biliyorsundur. Dün gece evinde ölü bulunmuş,otopsisini senin yapmanı istiyorum. Hassas bir vaka zaten,titizlikle çalış.
-Elbette. Sonucu en kısa zamanda elden teslim ederim.
Ela,gecenin zifiri karanlığında korkuyla açtı gözlerini. Kazadan sonra çok nadir rüya görür olmuştu,onlarda da elle tutulur bir şey yoktu kendisiyle ilgili. Ama bu çok başkaydı,çok gerçek. Sırtını yatağın başlığına yaslayıp,bacaklarını kendine çekti ve tekrar anımsamaya çalıştı gördüklerini. Soğuk bir odada,karşılıklı deri koltuklara oturduğu bir adam vardı. Yaşlı adam büyük bir ciddiyetle konuşuyordu kendisiyle ve hemen ardından sesler kayboluyordu kulaklarında. Sonrasında sadece görüntüler vardı,silik silik görüntülerden ibaretti her şey. Karşısında yüzü bembeyaz kesilen çıplak bir adam,öylece önünde yatıyordu. Ve ona dakikalarca baktığını görmüştü. Ardından yüzüne beyaz maskesini takıp ciddiyetle adamın üzerine eğildiğini...
Tek anımsayabildiği görüntü buydu. "Pekâlâ..."dedi kendi kendine. "Hepsi bir yanılsama, gazetede gördüklerimin yanılsaması."diyerek kendini telkin etmeye çalıştı. "Ama ya konuşmalar?"
Başını salladı huzursuzca,aklı karmakarışık olmuştu. Kalkıp Ateş'e anlatmak istedi ama onu üzebileceğini düşünüp bundan da vazgeçti. Dakikalar geçtikçe rüyasında gördüğü yüzleri kaybettiğini farketti sonra. Üzerindeki yorganı kaldırıp tenini saran soğuk havayı karşıladı ve üzerine kalın hırkayı geçirip sessizce yukarı çıktı. Anahtar kapının üzerinde duruyordu, gıcırdamasına izin vermeden hızlıca açıp içeri süzüldü. Gazeteleri tekrar yerden toparlayıp masanın üzerine bıraktı, kendisi de sandalyeye oturup baştan incelemeye başladı haberleri. Resimlere baktıkça rüyasında gördüğü yüz geri gelmeye başlamıştı. Olabilir mi demeden edemedi içinden. Ateş'le yıllar önce karşılaşmış olabilir miydi? Hızlıca haberin ayrıntılarında geçen isimleri taradı ama kendisine ait olabileceğini düşündüğü bir kadın ismi yoktu haberde. Sıkıntıyla bir nefes verdiğinde tekrar resimlere dikkat kesildi. Eline geçen başka bir fotoğraf da Ateş'e aitti. Başar'ın cenazesinde çekilmiş bir kareydi bu. Eli istemsizce sararmış sayfada dolaşırken gülümsediğini fark etti Ela. Bunca acıya,sıkıntıya rağmen yüzünün hiç değişmediğini görünce hayretle karşıladı bunu. Oysa kendisine her baktığında bir parça değişim görüyor ve bunu neye yorması gerektiğini bilemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sürgün Kasabası (Revize Edilecek)
Mystery / ThrillerTanrının bile adını unuttuğu bir sürgün kasabasına yolu düşen kayıp bir kadının hikayesi değildi bu.Tanrının seni unutmadım dediği bir adamın hikayesiydi.Ben senin kalbinden öptüğün kadın oldum fırtına misali,sen ise benim tüm hayatım.Sana veda etme...