Bölüm 20-Dost

1.3K 125 32
                                    

Ela, şöminenin başındaki koltukta kıvrılmış saatlerdir uyuyordu, sanki her şeyden, herkesten kaçmak istermiş gibi. Ateş ise gözlerini bir an olsun Ela'dan ayırmıyordu, o da iyi değildi aslında. Minik misafirleri yattığı pufun üstünden kalkıp Ela'nın yanına geldi ve koltuktan sarkan elini koklayıp burnunu hafifçe avcuna sürttü. O da üzgündü, o bile üzgündü işte. Kesik kesik mırıltılar çıkarıyor ve parlak siyah gözlerini Ela'dan ayırmıyordu. Ateş,yere elini vurup "Gel,"diye seslendi köpeğe,ikiletmeden yanına gelen tüy yumağını sevip patilerini bacaklarına koymasına burukça gülümsedi. Kulağında çalınan yine Güzin'nin hayatla ilgili söylemleriydi elbette. Bu köpeğin bile hayatlarında bir yeri vardı, oyunu yazan öyle istemişti kuşkusuz. Elini başında gezdirirken "Sana da bir özür borcum var."diye iç geçirdi usulca.Heyecanla sallanan kuyruğunu görünce kırıkça bir tebessüm etti, "Hayatımıza hoşgeldin Dost."

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte küçük iniltiler süsledi Ela'nın dudaklarını. Ateş uyuşmuş bedenindeki tüm gerginliği bir köşeye bırakıp Ela'nın baş ucuna geldi. Yüzüne düşen bir tutamı dikkatlice geriye atıp alnında beliren ufak morluğa göz gezdirdi.Damarlarını bürüyen öfkeye yenilmeden bakışlarını yüzünden çekti ve koltuktan sarkan elini tutup yanında olduğunu hissettirdi. Eline sımsıkı tutunan titrek parmaklara bakıp öylece oturdu yanıbaşına.

Çok geçmeden aralanmıştı ela gözler, ancak yaşların akmaya hazır bu hali şaşkına çevirdi Ateş'i. Ne söylemesi gerektiğinden geçmiş,konuşmaktan bile emin değildi şimdi. Nitekim Ela şimdiye kadar beklediği hiç bir tepkiyi vermemiş ve onu her daim şaşırtmıştı. Bu kez ise ne yapması gerektiği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.

Ela,saatlerdir uyumanın verdiği etkiyle gözlerini etrafta gezdirip elini bir hışımla kurtardı Ateş'in avcundan. Dost da sadakat dolu küçük bir havlamayla yanına gelip tıpkı Ateş gibi dikkatle ona bakıyordu. Kazadan sonra, ilk uyandığında da böyle hissetmişti,sanki konuşmayı bilmeyen bir bebek gibiydi. Sadece ağlama isteği tanıdık gelmiyordu ona.

Ateş, tereddütte kalsa da toparlanıp Ela'nın yanına oturdu ve olabildiğince sakin bir şekilde adını seslendi. Ne bir cevap ne de bir tepki. Boş gözlerle bakıyordu karşısındaki adama Ela. Midesi kaynıyordu üstelik,yaşananlar kafasında oturmaya başlayıp, sahneler birbirine karıştığı anda üzerindeki battaniyeyi atıp merdivenlere koştu. Ateş'de arkasından koşup onun kendini banyoya atışını izledi çaresizlikle. Arkasından girip girmemek arasında kalsa da yalnız kalmasına karar verip salona geri döndü.

Yukarıdan gelen su seslerini dinleyip salonda volta atıyordu elindeki sert kahvesiyle. Onu korkutan şey, tek bir kelime dahi etmemesiydi. Dün ki sinir harabiyetinden sonra belki demişti içinden,belki akıttığı zehir yetmiştir. Ama görünen o ki bunu aşmaları çok zor olacaktı. Ona nasıl yaklaşmalıydı, bilmiyordu. Bu kadar yol aldıktan sonra şimdi en başa, o hastane odasına geri dönmüşlerdi ve Ateş bununla nasıl baş edeceğini bilemiyordu. Kendini, sorgusuz sualsiz infaz edecek kadar suçlu hissediyordu elbette, geceden beri nasıl bu kadar dikkatsiz davrandığını düşünüyordu. Ve birkaç gündür dinlemediği yanı yeniden aynı şeyi fısıldıyordu; Ela'nın gitmesi onun iyiliği için daha iyi bir karar olacaktı. Doğru olan, en başından beri yapması gereken de buydu fakat Ateş her şeye rağmen çok iyi biliyordu ki, artık bu Ela'yı yarı yolda bırakmak öteye gitmeyecekti.

Midesindeki safrayı attıktan sonra kendini kaynar suya bıraktı Ela.Üzerindekileri tiksinircesine çıkarıp vücudunu haşlamayı yeğledi.Yüzü ise yaşlarıyla kavruluyordu. Elleri istemsizce boynuna gittiğinde bulduğu küçük lifle derisini yüzercesine dakikalarca çırpındı suyun altında. Ela sınanıyordu, insanlarla sınanıyordu ve en kötüsü buydu.Canına tak etmişti artık, tükendiğini hissediyordu.Vazgeçmek için tek bir neden daha aramamış ve gözleri buharla kaplanan banyoda Ateş'e ait bir şeyler aramıştı. Titrek parmakları dolaptaki şişeleri devirdiğinde çok geçmeden merdivenlerden gelen ayak seslerini duydu ve elinin altındaki havluya sarınıp hızla banyodan çıktı. Bunu bile becerememişti. Saçlarından akan su damlacıkları parkede yollar yaparken Ateş öylece onun odaya kapanmasına baktı hüzünle.

Sürgün Kasabası (Revize Edilecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin