Ateş,uzun zaman sonra özüne dönmüş gibiydi. Gözleri dur durak bilmeden mütemadiyen parlıyor, Ela'yı şaşkına çeviriyordu. Bir şey söylemeden Ateş'in peşine takıldı Ela'da, sorgulamadan ona ayak uydurmayı tercih etmişti fakat geldikleri yer yine yine tavan arasıydı. "Gel," dedi Ateş, sesindeki heyecanlı tınıyı saklamadan, "otur şöyle." Ela,sakince kendine söylenini yaptı ve Ateş'in karşına oturup masada karalanmış kağıtlara,kitaplara bir göz attı. Beklediği yardım çok yakınındaydı,bunu hissedebiliyordu. Gözlerini minnetle doldurup anlamayacağını bildiği bir dizi şeyi dinlemeye koyuldu. Aynı zamanda Ateş'i ilk kez böylesine görmenin keyfini sürüyordu kendince. Belki de buna sebep olmaktı keyfini sürdüğü,bilemiyordu Ela... "Bak,tüm gece her şeyi olabildiğince araştırdım."diyerek sözlerine başladı Ateş. "Tamam, erişim çok boyutlu olmasa da bu konuda tıbbın çok da ilerlediğini sanmıyorum. Yani var olan yöntemlerin üzerine eğilmişlerdir en fazla, çünkü tıbbi atılımlar uzun yıllar deney ve uygulama pratiği gerektirir. Her neyse, daha önce denenmiş yöntemleri deneyebiliriz ama önce kısa bir ilaç tedavisi uygulamamız gerekiyor.Sana vereceğim ilaçla kan damarlarını genişleteceğiz ve beyne daha fazla kan gitmesini sağlayacağız." Ateş'in tek nefeste gözlerine bakarak anlattıkları ve inancı Ela'nın da umudunu tazelemişti. Arkasına yaslanıp,bölmeden onu dinlemeye devam etti. "Bir şey yedin mi?"
"Hayır."
"Güzel,en az 10/12 saattir besin almadığını varsayarsak,bugün yarı anestezi altında beynine düşük frekanslı elektrik dalgaları gönderebiliriz. "
Ela,elektrik lafını duyana kadar sakinliğini koruyordu ama birden bire gerildi ve "Elektrik mi?"diye sordu zor bulduğu sesiyle.
Ateş ise onun paniklediğini gördüğünde kalkıp yanına yaklaştı ve tereddüt etmeden elini tuttu. "Hayır hayır,ürkmene gerek yok.Yarı anestezi altında ve çok düşük frekanslı olacak. Hissetmeyeceksin bile." diye teskin etti. "Bak,Almanya'daki bir üniversitede alhzeimmer tedavisinde uygulandı bu, sonuç %8'de olsa başarılıydı. Kaldı ki senin durumun tramvatik amnezi, biz çok daha fazlasını başarabiliriz."
Ela,tüm söylenenleri kafasındaki karmakarışık labirentte oturtmaya çalışıyordu. Bir yanda kaygıları bir yanda ellerini tutan eller ve inançla parlayan gözler vardı. Tereddütle bakışlarını Ateş'ten kaçırdıktan sonra duvardaki gazete küpürlerine takıldı gözleri.Her bir satırın üzerinde gezdiriyordu bakışlarını...
DENEY VAKASINDA SABOTAJ ŞÜPHESİ!
ATEŞ SEYMEN SUÇSUZ BULUNDU!
BAŞAR SAYAN'NIN CENAZESİNDEN SONRA KAYIPLARA KARIŞAN DOKTORDAN HABER ALINAMIYOR!
"Ela?"
Şimdi dese ona 'Olmaz.'diye,içinden binlerce parça kopacaktı. Ne kadar istediğini tarttı içinde,geçmişini öğrenmeye ne kadar istekli olduğunu sorguladı. Sonra bir an gözlerini intikam ve hırs bürüdü.Kendisine bunu yapanları bulmak ve hesabını sormak istedi. Kendisini aramayan ailesini düşündü,var olup olmadıklarını bile bilmediği ailesini... Üstelik ilk kez bunları düşünüyordu Ela, tam anlamıyla ikileme düşmüştü ve ne yapması gerektiğini bilemedi. Ateş'de öylece bekliyordu,dün zifiri karanlıkta kendisinden yana yakıla yardım isteyen kadına bakıyordu.Gözlerinden geçen kaygıyı anlarken,bakışlarını bürüyen hırsa anlam veremiyordu lâkin. Dakikalar sonra,olmayacağını anladığında ellerini ondan çekmek istedi ama tek bir hareket narin dokunuşları körüklemişti. "Tamam."dedi Ela."Yapalım!"
"Ela eğer,"
Ela,onun konuşmasına izin vermeden kararlılıkla parlattı adını aldığı gözlerini ve daha sıkı tuttu Ateş'in ellerini. "Hadi,yapalım şu işi."diye yinedi."Buna ihtiyacımız var." Ve kendisine gülümseyen bir çift yeşil gözdü karşılığı. Bir yabancıdan gelen samimi bir gülüş nasıl da bedel oluyormuş her şeye diye düşünüp iç geçirmeden edemedi. Ateş,yeniden kendini doktor gibi hissediyordu,özlediğini hatta bununla kavrulduğunu şimdi şimdi anlıyordu. Gidip büyük deri koltukların monitörlerini açtı ve kontrollerini yaptı.Hızlı ve atikti, nitekim Ela onu gözleriyle takip etmekte zorlanıyordu. Ateş,Ela'yı uyutmak için gereken malzemeleri toparladıktan sonra yanına gelip oturmasını bekledi. Kullanacağı malzemeler yeni ve temizdi,aslında bir nevi doktor Kemal'in ecza deposuydu burası,her ihtimale karşı yağma yapılmaması için çoğu malzemeyi burda saklıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sürgün Kasabası (Revize Edilecek)
Misteri / ThrillerTanrının bile adını unuttuğu bir sürgün kasabasına yolu düşen kayıp bir kadının hikayesi değildi bu.Tanrının seni unutmadım dediği bir adamın hikayesiydi.Ben senin kalbinden öptüğün kadın oldum fırtına misali,sen ise benim tüm hayatım.Sana veda etme...