Havanın kararmasıyla tenhalaşan parkta hızlı adımlarla önden önden giden Aslan'ı takip ediyordu Ateş. Ela'ya olan aşkını söylemiş olmanın verdiği rahatlıkla elleri cebinde sağa sola bakınarak ağır aksak adımlarla yürümeye devam etti.Bakışları arada önünde homurdanarak giden Aslan'a takıldığında gülmemek için kendini zor tutuyordu. Zira ellerini yumruk yapmış, kendi kendine söyleniyordu mütemediyen. Fakat bir anda öfke bürümüş gözlerle Ateş'e dönüp yüzüne okkalı bir yumruk geçirdi Aslan.Ateş'in sendelemesine aldırmadan bir iki adım daha attı ona doğru. Ateş ise her türlü ihtimâl dahilinde bunu da bekliyordu ancak bir anda yüzüne inen yumrukla sendelemekten alamadı kendini. "Bu bana attığın yumruğun intikamıydı doktor." dedi Aslan ellerini Ateş'in yakasından çekerken.Elini silkeleyip yüzünü buruşturdu. Sinirlendiği şey onu aptal yerine koymalarıydı kuşkusuz ama onu bir sonraki adımdan alıkoyan Ateş'in gözlerinde gördüğü sinir bozucu samimiyetti elbette.
Ateş,kanayan dudağını elinin tersiyle silip ceketini düzeltti.Müstehzi gülüşü yüzüne iyiden iyiye yayılırken "Rahatladın mı?"diye sordu.Hayatta en iyi başardığı şeydi yüzüne takabildiği umursamaz maskesi ve bunu ne zaman ortaya çıkartması gerektiğini de biliyordu elbette. Aslan'a ne kadar kızarsa kızsın bu adam âşık olduğu kadının en yakın dostuydu ve alttan almasını bilmeliydi. Öyle de yaptı,elini omzuna koyup "Bak Aslan,az çok bu konuda ne düşündüğünü biliyorum ama bunu senden senin yüzünden sakladık.Haline tavrına biraz bak,ısırmak için yer arıyorsun sürekli. Seni şimdi frenleyen ne bilmiyorum ama ne yaparsan yap Ela'dan vazgeçmeyeceğimi çok iyi biliyorsun,bunu anladın biliyorum."dedi tek seferde. Ardından bir süre bakıştı iki adam. Ateş hiç kaçırmadı yeşillerini, tanımıştı artık Aslan'ı gözlerinde hala bir şeyleri tartıyordu.
"Yürü!"dedi bir anda Aslan.Ardından hızlı adımlarla çimlerin üzerinden inip kaldırıma çıktı.Ateş ise hiç cevap vermedi bıkkın, nefesini bedeninden azadetti ve yine Aslan'ın peşine takıldı...
Sesinde hem bir umursamazlık hem de büyük bir ifadesizlik vardı.Aynısını yüzüne de yansıttığında annesinden azar işitmiş haşarı bir erkek çocuğu gibi görünüyordu Aslan.Elini sıkıntıyla gerilen yüzünde gezdirip çenesinde sabitledi.Öylece bakıyordu karşısında oturan Ateş'e.Kafasında sormak istediği çok şey vardı lâkin birkaç kadeh devirmeden konuşması mümkün değildi. Yeni yetme çocuğa işaret edip masaya çağırdı.Önce bir ufak istedi ama kesmeyeceği Ateş'in imalı gülüşüyle kendini gösteriyordu.Çocuğu durdurup "Sen bize bir yetmişlik getir."dedi.Çok değil birkaç dakika sonra masa dertleşmek için hazırdı. Ateş geriye yaslanıp kollarını göğsünde birleştirmiş keyifle homurdanan Aslan'ı izliyordu.
Rakının suyla buluşması bardakta bir renk cümbüşü yaratırken masadaki mezeler ve meyveler buna ahenkle eşlik ediyordu.Aslan,kadehleri doldurduktan sonra tabağına bir parça peynir koydu.Birkaç saniye sessizlik içinde rakısını yudumladı, ardından gözlerini halâ kadehine dokunmayan Ateş'e çevirdi.
"Sen ne tuhaf adamsın böyle. Önce yumruklayıp sonra meyhaneye getiriyorsun. Ne yapacağız içip dertleşecek miyiz?"
"Valla seni bilmem ama benim birkaç kadehe ihtiyacım var doktor."
"İyi iç bakalım.Ben içip içip aşkını anlatacak yaşı çoktan geçtim nasıl olsa."
Aslan'ın umursamadan kadehini başına dikmesiyle gecenin uzun olacağını anladı Ateş.Bu yüzden kollarını masaya yaslayıp ona yardımcı olmaya karar verdi.Gözleri kararan denizin sakin dalgalarına takılırken aklı çoktan Ela'ya gitmişti. "Komalık olana kadar içip gözlerimi kasabanın tepesindeki hastanede açmıştım,Kemal abinin bitmek bilmeyen tembihlerine kulak asmadan da kendimi yine evime kapattım.İyileşip kendime gelince yanına gitmek istedim.Hoş ne diyeceğimi de bilmiyordum ya... Hastaneye gittiğimde Kemal abi kasabanın üst yolunda bir kaza olduğunu,kadının şans eseri sağ kurtulduğunu söyledi. Ben köpürdüm tabii. Çalışmıyordum ve emri vakilerden nefret ederdim ama unuttuğum şey ihtiyarın benden daha inatçı olduğuydu. Bıraktı gitti kadını. Koca hastanede kaldık bir başımıza.Olmadı ama bırakamadım onu.Aldım evime getirdim. Sadece iyileşene kadar diyordum içimden,kendimi böyle telkin ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sürgün Kasabası (Revize Edilecek)
Mistério / SuspenseTanrının bile adını unuttuğu bir sürgün kasabasına yolu düşen kayıp bir kadının hikayesi değildi bu.Tanrının seni unutmadım dediği bir adamın hikayesiydi.Ben senin kalbinden öptüğün kadın oldum fırtına misali,sen ise benim tüm hayatım.Sana veda etme...