14

69 11 59
                                    

"Saçmalama be! Seni yanıma aldığıma şükretmelisin."

"Ne istiyorsun lan? Bu halde Gajeel'ın yanına mı gideyim?"

Elimle kanlı üstümü gösterdim. Ceset taşımaktan her yerim kan içinde kalmıştı.

"Yine de evime gelemezsin."

"Eh sikmicem seni be! Bir iki kıyafet vereceksin gidicem."

"Hayır öyle değil..."

Ellerini saçlarından geçirip düşünmeye çalıştı.

"Neyden çekiniyorsun lan?"

"Beni Lyon alacak."

Demek bu yüzden sabahtan beri huysuzlanıyordu. Lyon'un beni bu halde görmesi işine gelmiyordu.

"Yapacak bir şey yok. Zaten senden korkuyor gibi biraz."

"Olsun yine de uğraşacak benimle yarım saat."

Gözlerimi devirip olduğum yerden kalkıp yürümeye başladım.

"Nereye?"

"Eve. Madem beni almıyorsun bende kanlı kanlı Gajeel'ın yanına giderim. Beni sorguya çeker bende dayanamayıp anlatırım bir şeyler."

"Saçmalama!"

Blöf yaptığım aşırı belli olmasına rağmen Gray panikle yerinden kalktı. Bana dokunmaya çekinen eller kolumu kavrayınca zafer kazanmışçasına sırıttım.

"Bu beni eve alacağın anlamına geliyor sanırım?"

"Ondan."

Gray elini kolumdan çekip telefondan Lyon'u aradı. Ufak bir küfürlü tartışma sonucu telefonu suratına kapatıp yeni bir sigara yaktı. Bir de kendime çok içiyorum diyordum... Bu çocuğun hala akciğerleri sağlam mıydı?

"Gray."

"Ha?"

"Sesin çok güzel."

Kaşlarını çatıp kafasını bana çevirdi. Ben ise son derece bir ciddiyetle bağcılar oturuşunda onu izliyordum.

"Dostum bana iltifat etmen çok garip. Yapma."

"Kimseden iltifat almadın mı lan sen?"

Gray kafasını iki yana sallayıp bitirdiği sigaranın izmaritini yerde söndürdi.

Gerçekten kimse ona iltifat etmiyor muydu? Asıl garip olan buydu! Cinsel ilişkiye olan takıntısı olmasa mükemmel diyebileceğim insanlardandı.

İyi insan demiyorum. Mükemmel. Mükemmel olabilmek için biraz vicdansızlıkta gerekiyordu. En azından benim düşüncem bu yöndeydi.

"İltifatlara alış çünkü ben aklıma geleni söyleyen birisiyim."

"Bu da ne demek?"

Dizlerimi yere dayayıp Gray'in yanaklarını avuçlarımın içine aldım.

"Mesela yüzün çok güzel ama sakallarını keserken ne bok yiyorsan yara bere içinde bırakmışsın."

"N-napıyorsun lan?!"

Sağ baş parmağımı alnındaki çiziğe dokundurdum. O bu hareketimle iyice geriye yaslanınca ona yetişmek için biraz daha üstüne tırmandım.

"Ayrıca bir yara izi olmasına rağmen suratına oldukça yakışan bir izin var. Suratını tamamlıyor resmen. Ve büyük ihtimalle sendeki en güzel şey.."

Elimi boğazına indirdiğimde Gray altımda gerginlikten yutkunmaya başlamıştı. Adem elması parmaklarımın altında hareket edince ister istemez gülümsedim. Gerilmiş miydi iltifat ettikçe?

Şeker Prens ve Tuz KralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin