27

57 7 87
                                    

"Ha bu arada söylemeyi unuttum. İkiz ejderin kimliğini öğrendim."

Gray ağzını silip bana döndü.

"Daha bir gün oldu. Nasıl yaptın bunu bay dedektif?"

Ağzıma pizzayı tıkıp biraz içecek yudumladım.

"Dedektiflik değil azgınlık sayesinde oldu."

Gray tek kaşını kaldırdı.

"Beni alırken görmüşsündür. Salıncağın kenarlarında mor ışık vardı. Sen gelmeden önce Sting'in pantolonunu çıkarmıştım birkaç saniye. Beyaz ejderimiz o. Diğeri Rogue'dur kesin."

Gray elinde pizza ile öyle kaldığında birkaç saniye bana baktı.

"Sting.... Miydi?"

"Evet. Biraz şaşırtıcı aslında. Bedeni gözüme oldukça ince geldi. Ama dövüş stilini gözümün önüne getirince mantıklı oluyor."

Pizzaların diğer dilimini de ağzıma tıktım. Pizzaların... Çünkü tek pizza yetmiyordu.

"Yine de... Şaşırdım. Gajeel'a bu kadar şaşırmadım."

Gray ufka bir ısırık alıp içeceğini içti.

"Şanslı sayılırız ki ben daha ceketimi çıkartmamıştım. Mor ışıklar sonradan yandı. Baya bir bala oldu aslında."

Pizza diliminin yarısından fazlasını ağzıma tıktım.

"Yavaş ye... Öleceksin. Ağzında o kadar yer var mı lan sende?"

Ağzımdakini yutup onun bu şaşkın ifadesine güldüm.

"Ne kadar alabildiğimi görsen deli gibi şaşırırsın."

Bu lafıma karşı somurtup göz devirdi. Ben ise pizzam ile aşk yaşamaya devam ettim.

"Tamam... İyi taraftan bakalım hadi. Öyle bir gerizekalıdan dayak yemeyiz. Savaşta onu ciddiye almasak bile olur."

Pizzalarım bittiği için içeceğimle geriye yaslandım.

"Hafife alma. Maçta gayet iyidiler."

"Acno ile olanda mı? Dalga geçiyorsun herhalde."

"Saçmalama. Onla değil. Onla herkes kötü görünür. Benim gördüğümde gayet iyiydiler."

Gray gözlerini devirip elini çenesine koydu.

"Ona aşık olmadığına emin misin? Yoksa benim dövüşmemi görüp onun gibi bir beceriksizi övüyorsan gözlerinde sıkıntı var demektir."

İlla o egosunu tatmin etmesi gerekliydi değil mi? Yoksa olmuyordu.

"Götünden uydurma. Birinin başarısını kabul etmek sandığın kadar zor değil. Gerçekten."

Gray masaya normal ücretten daha fazla para bırakıp ayağa kalktı bende onunla beraber kalktım. İçeceğimi de alıp peşinden ilerledim.

"Kabul ediyorum zaten. Mesela senin işe yarar olduğunu kabul ediyorum. Ama penguene de uçabilirsin diyemezsin ya."

Arabaya bindiğimizde bir süre direksiyonla bakıştı. Ardından ise bana döndü.

"Başka istediğin bir şey falan var mı?"

Ha? Neydi lan bu? Boynumu sıktığı için bir nevi özür dilemeye mi çalışıyordu?

Ya da affettirmeye falan mı çalışıyordu kendini?

"Yok."

Gray bana bakıp başını salladı. Ardından gözleri birkaç saniye boğazıma indi. Seri bir şekilde önüne dönüp telefonunu aldı. Lyon'u arayıp arabaya bağladı ve arabayı çalıştırdı.

Şeker Prens ve Tuz KralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin