"Ödüm nasıl bokuma girdi haberin var mı be vicdansız!"
Gajeel beni omuzlarımdan sarsarak ağlamaklı bir ses tonunda azarlıyordu. Dün Gray'de kalmaya karar vermiştim ve Gajeel'a bunu söylemeyi unutmuştum. Telefonlarını da açmadığımdan delirmiş olmalıydı.
"Dostum sakin olur musun ben iyiyim."
"Nasıl sakin olayım bir de gidip o manyakla kalmışsın!"
Gajeel parmağıyla Gray'i işaret edince Gray'in seğiren damarını gördüm.
"Bende burdayım şerefsiz."
"Gajeel sakin ol..."
"Biricik ev arkadaşımı kaybedersem napar-"
Gray yanımıza gelip oldukça sağlam bir şekilde Gajeel'ın kafasına yumruk geçirdi.
"Yok öyle yok böyle siktim çocuğu sanki amına koyayım. Ah dur siksem umursamazsın ki!?"
Gözlerim parıldayarak Gray'e döndüm.
"Deneyelim mi tepkisini merak ettim."
"Siktir git azgın herif."
Kafama Gajeel'ın yediği yumruktan yiyince piçliği kesip götümün üzerine oturdum. Kafede geçen günler dünkü olaydan sonra sıkıcı gelmeye başlamıştı. Hayatımda heyecan olması sanırım en sevdiğim şeydi. Zeref resmen bir melek olduğundan o öğrendikten sonra bu işi bırakmıştım. Zaten sevgili dedektif abim annem öldükten hemen sonra öğrenmişti ne bok yediğimizi.
"Ne düşünüyon?"
"Ha?"
Kafamı iki yana sallayıp bir elini yanağına dayayarak beni izleyen Gray'e döndüm.
"Bir şey düşünmüyorum."
"Hayır düşünüyorsun az önce Sting geldi ve onların masaya gitmedin."
Sting'ler mi gelmişti? Ne ara amına koyayım?
"Ne neredeler?"
Kafamı etrafa çevirip gözlerimle sarı bir kafa aradım. Sarı kafayı sonunda bulduğumda beni izlediğini fark ettim.
"Of tamamen dalmışım."
Gray kafasını sallayıp tezgaha konulan tepsiyi benim tarafa itti.
"Git sen götür siparişleri."
Bana iyilik yapan Gray'e şaşırarak baktım. Bana yardım mı ediyordu lan o?
"Bana.... Yardım mı ediyorsun?"
"Ne? O çocukla yiyişmiyor musun? Aranız bozulmasın işte."
Gözlerimden yaşlar gelerek ellerimi birbirine kelepçeledim.
"İnanmıyorum Gray beni düşünüyor kutsanmış olmalıyım."
"Ya da siktir et ben götürürüm."
Gray bu dediğime karşı eline tepsiyi alıp ilerlemeye başladı.
"Tamam tamam kızma."
Gray'den tepsiyi alıp onların oturduğu masaya doğru ilerledim. Benim geldiğimi gören Sting tebessüm ederken arkadaki iki kız Erza'nın keklerine büyük bir aşkla bakıyorlardı.
"Ve son olarak... Milkshake?"
Şaşırarak milkshake bardağını Sting'in önüne koydum. Sting ise tek kaşını kaldırıp bana baktı.
"Noldu?"
"Ha? Yok bir şey limonata almamanıza şaşırdım."
"Onu sen siparişi alırken söylüyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeker Prens ve Tuz Kral
Misterio / SuspensoKaç yağmur yağacak, Kaç bizi ıslatacak. Sen şeker prenssin, Bense tuz kral. Bizi eritip ağlatacak.