Son kez uyuyan Larcade'ye baktığımda zafer kazanmışçasına pencereden atladım. Dışarıdan salona da bakıp kaçacaktım. Larcade büyük ihtimal uyumayıp sızmıştı. Ve uykusunun derin olduğunu düşünürsek... Mükemmel.
Penceren salona baktığımda Zeref ve Jellal'in kadeh kaldırdığını gördüm. Daha mükemmel.
Aşağı atlayıp beni bekleyen Gajeel'a koştum. Gajeel yeni motor almıştı. Bunu telefondayken öğrenmiştim ve bana yardım etmesini istemiştim. Meğer koca yürekli Gajeel'ımız da aynı Mira gibi ben ve Gray'i shiplediği için kabul etmesi zor olmamıştı.
Açıkçası bende bizi shipliyordum yakışıyorduk yani. Bir de sevişsek tadından yenmezdi aslında.
"Geç kaldın aptal herif."
"Zeref'i kandırmak sandığın kadar kolay değil piercing kafa. Hadi sür."
Gajeel'ın arkasına binip bana uzattığı kaskı taktım.
"Gray'in evi nerede?"
"Bu yoldan. Döneceğin zaman söylerim. Ayrıca eve çok yaklaşma. Motor seslerine biraz tetikte olabilir. Sürpriz yapasım var."
Gajeel kafasını sallayıp sürmeye başladı. Malum Zeref iki kez eve girdiği için Gray ne zaman motor sesi duysa pencereden bakan biriydi. Bu durumu sindireli çok olmuştu. Zaten Gray'in Fullbuster ile ilgili anlattıklarından sonra Zeref'in masum olma ihtimalinin olmadığını fark etmiştim.
Yine de bizi böyle takip etmesi.... Ne bileyim...
Yani eğer takip etmede fazla abarttıysa Gray'inkini emdiğimi bile görmüş olabilirdi ki bu benim en istemediğim şey falandı. Hani... Evet gamsız olabilirim ama abimin de ben saksodayken beni görmesini istemiyordum.
Yine de büyük tepki vermediği için görmedi diye düşünüyordum. Görseydi kesin ağzıma sıçardı. Aynen şöyle, bir Fullbuster ile ilişki mi yaşıyorsun!? Kafayı mı yedin be herif??
Evet evet, aynen böyle kızardı.
"Geldik. Biraz uzaktayız yürümen gerek."
Motordan inip kaskı çıkarttım ve Gajeel ile yumruk tokuşturdum.
"Sana borçluyum."
"Evet öylesin. Bir ara bana uğra. Gelirken bira almazsan evden içeri almam seni."
"Bira köpeğin olsun."
Gajeel sırıttığında onunla beraber sırıttım. Gajeel yeni edindiğim arkadaşlıklardan en iyisi olabilirdi. Fazlasıyla saygılı ve neredeyse mükemmeldi resmen.
Hayvan olmasa mükemmel olabilirdi.
"Neyse görüşürüz."
Kaskı Gajeel'a verdim. Kapşonumu takıp çitlerden atladım. Zeref önceden üst balkondan girmişti. O tırmanışta berbat olduğundan ip kullanmıştı ama ben düz duvara bile tırmanabilen biriydim. Üst pencereye tırmanırken bir yandan acaba yakalanır mıyım diye düşünüyordum. Eğer beni fark ederse kesinlikle kapşonu çıkartırdım. Ama eğer fark etmezse ufak bir gerilim yaratmak istiyordum. O en son geldiğinde ödüm bokuma kaçmıştı. Biraz kendisi de aynı duyguyu tatsın.
Hem eğer yeteneklerim körelmediyse kesinlikle fark etmemesi lazımdı. Zeref bile fark ettirmeden iki kez girebildiyse benim hayli hayli girmem gerekliydi. Böyle işlere ondan daha çok yatkınlığım vardı. Gerçi ilk girişinde çok dalgındık. İkincide de direkt farketmiştik.
Pencerenin açık olmasıyla sırıtıp etrafı kontrol ettim. Parkeden ses çıkartmamaya özen göstererek odaya inip koridoru kontrol ettim. Televizyonun sesi açıktı. Büyük ihtimal film falan izliyordu. Bu işime gelirdi. Ayak seslerimi gizleyebilecektim. Merdivenlerden fark ettirmemeyi başararak aşağı indim. Gray kucağında Happy ile oynuyordu. Siktir. Happy burdaydı. Bu kedi ne zaman beni görse üzerime atlayıp kendini sevdiriyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeker Prens ve Tuz Kral
Mystery / ThrillerKaç yağmur yağacak, Kaç bizi ıslatacak. Sen şeker prenssin, Bense tuz kral. Bizi eritip ağlatacak.