"Sıkıldımmm..."
"Kes sesini Natsu. Senin bu aptal işlerin yüzünden bütün işlerimiz uzadı. Peder evi geri alacak benden bu gidişle."
Kafamı kaldırıp yanaklarımı şişirdim.
"Harbiden lan senin iş vardı..."
"Evet maalesef yardımcı kedimin kumuyla uğraştığımız için ona vakit ayıramadık."
Halıda yatıyordum. Yüz üstü dönüp ellerimi çeneme dayadım.
"Bir gün senin için kedi kulağı takıp gelicem söz."
Gray bunu duyunca dalga geçer gibi kıkırdadı. Ardından bana eliyle bekle işareti yapıp bir yere gitti. Şuan Gray'in evindeydik ve öyle oturuyorduk. Gajeel eve Levy'i getireceğini söylediği için kovmuştu beni. Eh bende artık ikinci evim olan Gray'in yanına gelmiştim.
"Evde bunu sakladığıma emindim. Gel buraya."
Gray elinde taç kulaklardan biriyle geldiğinde tek kaşımı kaldırıp halıda oturur pozisyona geçtim. Neden Gray'in evinde bir kedi kulağı vardı...?
Biliyordum. Gray kedi fantezisi seviyor.
"Bu Ultear'ın çocukken gösteride taktığı taç... Böyle ufak tefek şeyleri saklamayı seviyorum. Baksana saç rengine de uyuyor."
Gray tacı kafama takıp parmağıyla beklememi işaret etti. Komodine uzanıp keçeli bir kalem aldı ve burnumun üzerini hafif boyadı. Yanaklarıma da tahminimce kedi bıyıkları çizdi. Yataktaki telefonu alıp fotoğraf makinesine girdi. Ben bu değişik ne yapıyor diye bakarken sol eliyle yanaklarımı sıkıştırarak kafamı kaldırıp fotoğrafımı çekti.
Ama sonra beni bırakıp gerçek kediyi aldı. Onun da aynı poz da fotoğrafını çektikten sonra yanıma gelip halıya oturdu.
"Baksana. Tek fark saç rengi."
Telefondan iki fotoğrafı gösterdiğinde kendimi tutamayıp gülmeye başladım.
"Yarım saattir ne yapıyor diyorum bende."
Gray somurtup telefonunu hafifçe koltuğa fırlattı.
"Ne be...? Kedi olmaktan memmun olan sen değil misin?"
"Yoo memmunum."
Kafamı Gray'in bacaklarına koyup ellerimi sırt üstü yatan kedi gibi kaldırıp hafifçe mrrladım. Şuan tatlı mıydım yoksa bir enayiye mi benziyordum emin değildim ama sadece içimden gelmişti.
"Ne yapıyorsun?"
Gülümsedim.
"Ufak tefek kedi alıştırmaları."
"Aptal gibi gözüküyorsun."
Kafamı yalandan etrafa çevirip omuz silktim.
"Senden başkasına görünmüyorum. Hem sana da hep aptalım zaten."
Gray bu dediğime bir iki saniyelik tebessüm etti. Ardından ruhsuz bir ifadeyle saçlarımı karıştırdı.
"O zaman aptal kedi... Bana bir meyve suyu getirsene."
Yanaklarımı şişirdim. Kaldıracak mıydı beni? Yerimden çok memmundum.
"Üşeniyorum."
Gray kafasını eğip yüzümün hemen dibine getirip eliyle yanaklarımı sıktı.
"Yalnız rica etmedim. Benim getir götür işlerimi yapacaksın demedim mi lan?"
Yerimden aniden kalkıp önce bir idrak etmeye çalıştım. Siktir. Gray kendi isteğiyle suratımın dibine girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeker Prens ve Tuz Kral
Mistério / SuspenseKaç yağmur yağacak, Kaç bizi ıslatacak. Sen şeker prenssin, Bense tuz kral. Bizi eritip ağlatacak.