Ukemizin ağzından olsun ;)
"... En fazla Larcade'in iki babası olur ne olacak?"
Jellal'in dili ön tarafıma değdiğinde kendime gelmek adına kafamı geriye atıp sertçe kapıya vurdum.
Siktiğimin organı çalışacak zaman bulamamış mıydı?
"Jellal... Lütfen.."
"Yalan mı söylüyorum Zeref? Önceden de olmuştu bu."
Tamam belki biraz platonik olabilirdim. Açıkçası Natsu'nun üniversite yıllarında Jellal'den hoşlanmaya başlamıştım. Ama aseksüel olduğumu düşündüğümden kendim bile ciddiye almamıştım. O zamanlarda da ufak bir rüya sorunsalından kaynaklı kaldırma sıkıntısı çekmiş olabilirdim.
Zaten hayatımda üç kez kaldırmıştım... Üçü de bu herife denk gelmişti. Ya da onun yüzündendi.
"B-ben..."
Eşofmanım aşağı sıyrılınca ne yapacağımı şaşırdım. Bacaklarım hafif titriyordu ve Jellal şuan koyulaşmış gözlerle bakıyordu. Aletimi ağzına aldığında kafamı tekrardan kapıya vurdum. Siktir... Bu his çok farklıydı...
"D-dur.. Durs.. Sana..."
Jellal hiçbir şekilde beni bir yerine takmayıp birkaç dakika devam etti buna. Oramda bir karıncalanma hissedince bütün var olan gücümde Jellal'i ittim. Ki o kadar itmeme rağmen çok uzaklaşmadığından üstüne gelmiştim...
Utanç ve biraz da güçsüzlükle yere çöküp yüzümü kapadım. İtiraf etmek istemiyordum ama... Siktir mükemmeldi.
"O kadar da kötü değildi değil mi?"
Yüzümü kapatan ellerimi bileklerimden tutup kapıya yasladı ve üzerime eğildi. Dudaklarımız hafif değiyorken durdu ve bana bakmaya başladı.
Bakışlarına çekiliyordum resmen.
"Zeref... Anladığını zaten biliyorum sırf laf olsun diye söylüyorum şuan. Senden hoşl-"
Bazen sadece kardeşinin yolundan gitmek gerek diyerek başımı hafif uzatarak dudaklarımızı birleştirdim.
Nasıl öpüşülür gram bir bilgim olmadığından sadece dudaklarımı birleştirip bekledim. Büyük ihtimal Jellal içinden bana hayvan gibi gülüyordu. Birkaç saniye öyle kaldık. Ardından dudaklarımdaki dudakların hafif yukarı kıvrıldığını fark ettim. Bileğimdeki eller serbest kaldı. Birini belime koyup beni kucağına çekti. Diğeri ise çenemle boynum arasını kapladı. Dudaklarıyla dudaklarımı hafif aralayıp dilini benimkine değdirdiğinde irkildim.
İnsanlar bunu sürekli mi yapıyordu cidden? Tamam yani... Çok da kötü sayılmazdı aslında.
"Çok şirinsin.."
Jellal'in kıkırdayan sesini duyunca kaşlarımı çattım. Benden ayrılmış ve film izler gibi izliyordu. Ve bu halde... Bu utanç vericiydi. İzlemese olmuyor muydu!?
"Bakmasana be!"
Ellerimle yüzünü kapatayım derken beraber yeri boyladık. O iki elimi açıp beni üzerine düşürüp tek hamlede altına aldı.
Karşı koyma sinirlerim tatile falan mı çıkmıştı? Bu adam niye her şeyi bu kadar kolay yapabiliyordu?
"Bunu yapmandan artık sevgili olduğumuz sonucunu çıkarabilir miyim?"
Eliyle dudağını gösterip onu öpüşümden bahsetti.
"N-ne a-"
"Zeref iyi misin? Natsu'dan sana az salaklık mı bulaştı? Oysa Natsu böyle nazlı değil..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeker Prens ve Tuz Kral
Mystery / ThrillerKaç yağmur yağacak, Kaç bizi ıslatacak. Sen şeker prenssin, Bense tuz kral. Bizi eritip ağlatacak.