5

89 13 56
                                    

Saat altı gibi çıkıp eve gitmiştim. Gajeel mükemmel yetenekleriyle yemek yapacağı sırada ona kısaca bana ayırmasını söyleyip duş almaya uçtum. Bıcı bıcımı yapıp parkın oraya gitmek istiyordum. Erken gidecektim çünkü önce sigara almalıydım. Bıcı bıcıdan serice çıkıp bol eşofman ve tişörtlerden birini geçirdim üstüme. Bol bol güzeldi elini vücuduma daha kolay değdirirdi.

Gajeel dahil herkes bu düşünceme garip bakıyordu. Ama dediğim gibi Gajeel'ın tek sevdiğim huyu bu durumlara karşı aşırı saygılı olmasıydı. Bunu para için yapsam bile laf etmezdi.

Para için yapanlar salaktı bu arada yakışıklı varken göbeklilere verilmezdi. Vücudum düzgün olmasa bir ihtimal. Ama benim de vücudum bu kadar düzgünken imkanı bile yoktu.

"Gajeel ben çıkıyorum var mı siparişin?"

"Ne zaman gelirsin ki?"

Kafamı mutfağa sokup ona baktım.

"Bilmem gece ya da şanslıysam gelmeyebilirim."

"Oha daha ilk buluşmadan sevişmeyi mi düşünüyorsun?"

Tek kaşımı kaldırdım.

"Salak mısın zaten sevişmek için buluşuyorum."

Gajeel bana mal mal bakmaya başladı. Şuan azgın bir herif gibi görünebilirdim. Kaç aydır açlıkta olduğumu düşünürsek normaldi bu.

"Sen gerçekten sapık herifin tekisin."

"Öyleyim. Şimdi var mı isteğin?"

"Gelirken sigara al. Zaten anca yarın gelirsin."

Kafamı sallayıp ayakkabıyı ayağıma geçirdim. Hoş zaten markete uğrıcaktım fazladan yürümeme gerek kalmamıştı. Kapıyı kapatıp kulağımda kulaklık yola devam ettim. Son açtığım şarkı 'Şeker prens ve Tuz kral' idi. Ama onu şuan dinlemek istemiyordum. Gray'in sesinden dinledikten sonra Cem Adrian fazlasıyla sıkıcı geliyordu.

Harbiden neden kafede çalışıyordu acaba? Zaten köklü bir aileden geliyordu. Üstüne mükemmel bir sesi vardı. Her türlü kolaydan para kazanabilirdi.

Omuz silkip yoluma devam ettim. Belki de mazoşistti? Beni alakadar etmiyordu. Gajeel'dan yakındaki tekelleri öğrenmiştim. Yolumu buluşma noktası olan parkın yakınındaki markete çevirdim.

"... Başımdan büyük dertlere yar oldum. Biraz bildim az da uydurdum. Rüyamın peşine taksi tuttuğumda cüzdanımı unuttum.."

Tanıdık sesle ayaklarım aniden doğrultusunu değiştirip oraya yöneldi. Gray elinde sigara kapşonunu takmış parkın karşı yolundaki kaldırımda oturuyordu. Ellerim cebimde hızlıca yanına doğru ilerledim.

" Bu şarkı sesini bok gibi gösteriyor. "

" Dinleme o zaman?"

Gray kafasını kaldırıp ciğerlerindeki dumanı suratıma doğru üfledi. Ama yere oturduğundan duman bana yetişmemişti.

"Şeker prens ve Tuz kral yakışmıştı sesine."

"Yakışsın diye söylemiyorum."

"Bence onun için söylemelisin."

Gray kafasını geriye atıp ofladı.

"İşin gücün yok mu senin? Siktir git."

Haklıydı. Yarım saat sonra yakışıklı biriyle buluşmam vardı. Omuz silkip Gray'in oturduğu yere birkaç metre uzaklıktaki markete girdim. İki paket sigara alıp birini cebime attım. Diğerini de açıp içinden bir dal çıkartıp yaktım. Gözüm parktaydı. Sarı bir kafa görürsem oraya uçacaktım. Ki o sarı kafayı uzaklarda gördüğümde elimdeki dalı bitirmeye çalıştım. Yere atıp izmariti ayağımla ezdiğim sırada sağ tarafıma gölge düştü.

Şeker Prens ve Tuz KralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin