Şeker Prens ve Tuz Kral

47

Üzerimdekileri çıkartıp sadece bokserla kaldım. Az önceki pozisyona gelip kalçam havadayken Gray'in nedense(???) hemen şişmiş olan aletini okşamaya başladım. Eğer beyfendi hoşlandığını kabul etmiyorsa o edene kadar onu tahrik edebilirdim.

Normalde bunu yapmazdım. Ama benden hoşlandığına bu kadar eminken bir de üzerine naz yapınca...

Benimde sınırlarım vardı. Pasif olabilirdim ama pasiflerinde sabrı vardır.

"İnatçısın."

Gray kızarmış yüzüyle kaşlarını çatıp yutkundu. Pantolonluydu. Canı epey acıyor olmalıydı. Ve resmen kemerini açmam için yalvarıyordu.

"Ben mi inatçıyım? Ya sana ne demeli? Tek yapman gerek kabul etmek."

"Olmayan bir şeyi kabul etmem unut onu."

Pantolonunun üstünden boydan boya yaladım. Zaten dayanamayınca kendisi çıkartacaktı pantolonunu. Gray'in yüzü buruştuğunda canının acıdığına kesinlik getirdim. Bu kadar büyük şeyi bu dar pantolonda tutmasına rağmen hala nasıl dayanabiliyordu? Kucağına tırmanıp kalçamı Gray'in aletine bastırdığımda kesikçe nefesini verdi. Benim ufaklıkta şiştiğinden aslında bokserım biraz sıkıntı çıkarıyordu.

Gray ellerini kalçama atıp beni kendisine bastırdığında hafifçe sırıtıp kollarını boynuna doladım.

"Ne o pes mi ettin?"

"Neyden bahsediyorsun? Senle hala sevişmicem. Ama bende erkeğim hani hormonlarım var tahrik falan oluyorum."

Yanaklarımı şişirip somurttum. Bir de bana inatçı derlerdi. Ben inatçıysam ya bu neydi?

Gray kemerini açıp aletini rahatlatmaya çalıştığında elini tutup izin vermedim.

"Noldu dayanamıyor musun?"

Gray yüzünü buruşturup somurttu.

"Canım acıyor. Bırak en azından kemerden kurtulayım."

"Hayır bırakmıyorum. Benden hoşlandığını itiraf edene kadar böyle kal."

Gray'in gözündeki siniri gördüm anlık. Sadece itiraf edecekti bu kadar zor olmamalıydı.

"Uslu bir kedi olup elimi bırakır mısın?"

"Çıplakken uslu olmayı sevmiyorum."

Elini tutup iyice aletine bastırdım kendimi. Artık ne kadar acıdıysa Gray'in inlemesini duymuştum. Daha aletini çıkartmadan inlemesini duymam... Baya acıyor olmalıydı.

"Natsu çekil... Acıyor."

"İtiraf et o zaman."

Gray'in ofladığını duydum. Şuan çok eğleniyordum. Biraz daha itiraf etmese de devam ederdim.

"Sadece üç hafta falan yoktun.... İtaatkarlığından bir sikim kalmamış..."

"Aslında yeniden eski şu hoşuna giden itaatkar kediye çevirebilirsin beni değil mi?"

Gray'in yanaklarını elime alıp yüzüne yaklaştım. Zorlandığını görmek hoşuma gidiyordu. Tabi kontrolün elimden kayması bir saniye sürmüş, kendimi anında yüz üstü yerde bulmuştum. Ben ne olduğunu anlamadan kemer çıkartma sesi geldi. Bileklerim arkadan kemerle fazlasıyla sıkı bir şekilde bağlandı. Ardından bir el saçlarımdan geçip kafamı kaldırdı. Saç diplerim acıyordu...

Ama dediğim gibi çıplak olunca bu kesinlikle hoşuma gidiyordu.

"Yarım saattir tutuyorum kendimi..."