52 ~ MAVİ GÖREV

494 50 66
                                    


Selam arkadaşlar, nasılsınız? Herkese hayırlı bayramlar diliyorum..🎈🥰

Yeni bölümle geldik biz.
Umarım seversiniz bölümü..

Hikaye nasıl gidiyor? Yorumlarınız benim için çok önemli lütfen bol bol yazın.

Ayrıca geçen bölümde yorumlar yapan tüm okuyucularıma sonsuz teşekkür ediyorum. Yorumlarınız, fikir ve önerileriniz beni öylesine mutlu ediyor ki. Hepsini okuyorum cevap veremesem de. İyi ki varsınız..🙏🏻💙

Şimdi keyifli okumalar..

..

Hande'nin anlatımıyla..

"Bu kadar yetenekli olduğunuzu bilmiyorum Gece hanım.." dediğinde kaşlarımı hafifçe çattım. "Pardon? Daha önce tanışmış mıydık?" dememle ise yüzünün anında ifadesizleşip kaşlarının çatılması bir olmuştu.

Birden bozulan yüz ifadesini her zaman çok eğlenceli bulmuştum. Alışıktı tabi akıllardan çıkmamaya..

"Demek hatırlanmıyorum.." dediğinde, bozulduğu zaten belliydi. "Geçen hafta, bir kulüpte çarpışmıştık... Gerçi boşverin, baştan başlayalım. Ben Tolga Atahan.." diyerek uzattı elini.

"Ahh, kusura bakmayın lütfen.. Çok mahçup oldum. Ben Gece.. Gece Akay.." diyerek tuttum elini.

"Biliyorum.." dediğinde, hala ellerimiz ortada birleşmiş haldeydi. Gözlerimiz birdi. "Değişik bir resim olmuş.. Mavi bir kurbağa daha önce hiç görmemiştim.." dediğinde konuya girerek, ellerimizi ayırdım. Hemen tabloya döndüm.

"Bana birini hatırlatıyor.." diyerek omuz silktim.

"Merak ettim aslında kim olduğunu.." dediğinde, ona dönerek mavi gözlerine baktım ve sadece gülümsedim hafifçe. Cevap vermeyeceğimi anladığında, "Japonca'da kurbağa kelimesinin karşılığını biliyor musunuz?" dedi hemen, sohbet etmek istiyordu.

"Yoo, bilmiyorum.." dedim. Aslında bilmediğimden değildi ama anlatsın istiyordum, doğru bir noktadaydı.

"Japonca da kaeru, kurbağa demek. Aynı zamanda 'dönmek' anlamında da kullanılır.. Hatta yolcular evlerine sağ salim geri dönebilmek için küçük bir kurbağa muskası taşırmış.."

"Enteresanmış.."

"Öyle.. Ayrıca mavi renkte göz önüne alınırsa, tablonun asıl mesajının geri dönmekteki sonsuz inancı ve güveni vurgulandığı söylenebilir mi? Yoksa yanılıyor muyum?" diyerek havalı bir şekilde konuşup, kaşlarını çatmıştı.

"Hımm....." dediğimde dudaklarımı ıslattım ve birbirine bastırdım. Bu kesinlikle böyle olabilirdi ama sonuç olarak bunu söyleyemezdim. Gözleri uzun bir süre dudaklarıma kaydı.

"... Aslında tamamen doğaçlamaydı, sizin kadar bu anlam çıkarma işlerinden anlamıyorum sanırım..." dediğimde gülümseyerek, o da güldü. "Tabi herkese farklı anlamlar veriyor.." dedi ve bir süre sessiz kaldık gülümseyerek.

"İçecek bir şeyler ikram edebilir miyim size?" dediğinde ardından, garsonu el hareketiyle çağırmıştı bile.

"Bunu benim yapmam gerekmiyor muydu? Özellikle en başta büyük bir pot kırmışken.." diyerek, mahçup davrandım.

MAVİ GÖREV (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin