Selam arkadaşlar, nasılsınız?Yeni bölümle karşınızdayım. Umarım seversiniz. İki haftadır bölüm olmadığı için lütfen beni affedin..🙏🏻
Hikaye nasıl gidiyor? Yorumlarınız benim için çok önemli lütfen bol bol yazın.
Ayrıca geçen bölümlerde yorumlar yapan tüm okuyucularıma sonsuz teşekkür ediyorum. Yorumlarınız, fikir ve önerileriniz beni öylesine mutlu ediyor ki. İyi ki varsınız..🙏🏻💙
Şimdi keyifli okumalar olsun..
..
Hande'nin anlatımıyla..
Anayolda, ışıkların izin verdiği kadar, hızla ilerliyorduk.
Sessizdim.
Sessizdi.
Nereye gittiğimizi merak ediyordum ama sormaktan da çekiniyordum. Ellerim kucağımdaydı, parmağımdaki yüzüğe baktım. Alışık olmadığım bir şeydi.
Ben yüzük takmayı sevmezdim ki!
Sessizlik devam ettikçe geriliyordum. Beni kaçırması hiç hoş olmamıştı. Ne söyleyecektim merakla beni bekleyenlere, bilmiyordum.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordum artık dayanamayarak, başka başka yollara sapıyordu sürekli. Tam olarak nereye gideceğimizi anlamış değildim. Alkolün etkisiyle de zaten fazlasıyla hızlı gidiyordu.
"Olmamız gereken daha mantıklı bir yere tabi ki!" dedi bağırarak.
"Ne demek bu şimdi?" dedim anlamayarak.
"Yani 'senin' nişanında olmamız kadar mantıksız bir şey yok diyorum!"
"Abartıyorsun.. Her yerde olabilirdik iki yıl sonra, malum bir yaşıyorsun bir ölüyorsun.."
"Asıl abartan, saçma sapan hareketler yapan kim acaba!"
"Ya asıl sen koca adam olmuşsun nişandan gelini kaçırıyorsun. Asıl saçma sapan hateketler bunlar... Çocuk musun sen ya! Oyuncağı elinden alınmış mızmız oğlanlar gibisin aynı.."
"Ben yapmam gerekeni yapıyorum, hata yapmanı engellemeye çalışıyorum anladın mı! Ben senin kadar hırçın, senin kadar kuyruğu dik tutan, senin kadar inatçı bir kadın daha tanımadım!"
"Benim hata yaptığımı kim söylüyor, pardon? Hem kime göre neye göre hata?" dediğimde son söylediklerini duymazdan gelmiştim.
"Bana göre hata, sana göre hata, bize göre hata!" diyerek bağırdığında yine, ikimiz de bağırarak konuşuyorduk farkında bile olmadan.
Arabayı, anladığım kadarıyla, o da nereye sürdüğünü bilmeden sürüyordu.
"Yavaşla biraz!" dedim, korkmaya başladığım için. Bütün arabaları neredeyse biz geçiyorduk!
Hızlı gittiğinin farkında bile değilmiş gibi, önce bana sonra yola ardından da önündeki hız limitine baktı.
Yavaşladı..
Gözlerimi devirdim. Hala beni dinlemesi, beni düşünmesi kadar güzel bir duygu yoktu. Bu insana fazlasıyla özgüven veriyordu.
Hararetli konuşmamız aniden bitince, bir süre yine sessizliğe bürünmüştük. Bu sırada güzel bir deniz kenarına çekmişti arabayı.
Manzaramız muhteşemdi. Ay ve ışığı, dalgalı deniz, gece..
Arabadan indi, ceketinin cebinden bir paket sigara çıkarttı. İçinden bir tane alıp paketi yeniden cebine soktu. Oysa paket taşıyacak kadar çok sigara içmezdi. Bu sefer diğer cebinden çakmak çıkarttı, sigarayı tutuşturdu. Derin bir nefes çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ GÖREV (TAMAMLANDI!)
Fiksi Penggemar~~~ Seçtiği mavi zarfı, evine geldiğinde masanın üzerine bırakıverdi. Hala açamamıştı. Endişeliydi kadın.. Bu ilk göreviydi. O gizli örgüt üyesi, özel bir ajandı. Yıllardır aldığı zorlu eğitimlerden sonra ilk görevi.. Başarılı olmak zorundaydı.. Za...