Selam sevgili okuyucularım, nasılsınız?
Bu bölüm biraz gecikti, kusuruma bakmayın. Yazmayı nasıl unuttuğumu ise bilmiyorum anlamış değilim. Sanırım aklım fazla karışık bugünlerde..🤦🏻♀️
Bu bölümü hızlıca yazdım, iki gecede tamamladım. Yazım hatalarım olabilir, cümlelerim devrik olabilir. Nasıl olduğuna ise sizler karar vereceksiniz.
Umarım beğenirsiniz..🙏🏻
Şimdi keyifli okumalar olsun..
..
Hande'nin anlatımıyla..
Tolga kahvaltıdan sonra uzun bir süre bilgisayarda çalıştı, telefonuyla sürekli konuştu. Şirketle ilgili olarak çalışanlarla görüşüp, çalışmalarını kontrol ediyordu. Bazen sinirleniyor, bazen cevap dahi vermiyordu karşısındakine. Her zaman olduğu gibiydi çalışanlarına karşı..
En son Ayşe'yle telefonda görüntülü konuştuklarını gördüm. Sürekli kızı azarlıyordu. Şu şöyle olacak bu böyle olacak gibilerinden emirler yağdırıyordu ayrıca. Ona bunu yapmasına izin vermemek adına yanına gidip oturdum, telefonu kaptığım gibi önümde tutarak ekrana kendimi getirdim.
"Ayşee.." dediğimde en sevecen halimle, bir çığlık attı.
"Hande Hanım!"
"Kız sakin biraz, dur.." diyerek bu haline güldüm. Tolga ters ters bakıyordu.
"Siz yine birlikte misiniz? İnanamıyorum... Ben en son siz şirkete geldiğinizde, öyle soğuk davranınca konduramadım. Gerçi yaşadığınız o kadar şeyden sonra...." diye kız aralıksız konuşuyordu ki sözünü kestim.
"Yeter Ayşe, tamam.. Uzatmayalım. Nasılsın?" dedim tebessüm etmeye çalışıp, durumu kurtarırken.
"Ay pardon.. Sustum.. İyiyim Hande hanım, siz nasılsınız?" dediğinde normale dönmüştü.
"İyiyiz.. İki inatçı keçi, aynı evde yaşamaya çalışıyoruz işte ne olsun.. Aynı.."
"Yaa, o kadar sevindim ki... Siz zaten birbiriniz için yaratılmışsınız. O kadar yakışıyorsunuz ki..."
"Teşekkür ederiz..." dediğimde Tolga'yı dizimle itekledim. Kollarını göğsünde bağlamış, resmen elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi somurtuyordu yanımda.
"Yasak size yaramış gibi, ışıldıyorsunuz.." dediğinde, utandığımı hissediyordum.
"Abartma Ayşe, ev halim işte.." dediğimde, dudaklarımı dişledim. Güldü. O anda da elimden telefonu kaptığı gibi ekrana kendini getirdi Tolga. Kızın yüzü anında değişti.
"Sen ne duymak istiyorsun Ayşe? Pardon da sanane bizim yaptığımız seksten?" dediği an kız daha da kızarmıştı.
"Olur mu Tolga bey, ben şey, öyle demek is......"
"Tamam kes, kapatıyorum sana iyi çalışmalar." dediği gibi de bana fırsat vermeden kızın yüzüne telefonu kapatmıştı.
"Napıyorsun sen Tolga?" diyerek şaşkınca ona dönmüştüm. Kız bunu söylemek istememişti ki..
"Resmen sana ışıldıyorsun dedi. O ne demek şimdi? Bütün gün seks yapıyoruz.. İmaya bak sen! Bu kız ne ara bizim ilişkimize bu kadar daldı anlamadım ki ben. O kim ki?"
"Tolga, Ayşe onu o anlamda demedi.." dedim sabırla.
"Nasıl? Allah aşkına ne anlamda diyebilir ki başka.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ GÖREV (TAMAMLANDI!)
Fanfiction~~~ Seçtiği mavi zarfı, evine geldiğinde masanın üzerine bırakıverdi. Hala açamamıştı. Endişeliydi kadın.. Bu ilk göreviydi. O gizli örgüt üyesi, özel bir ajandı. Yıllardır aldığı zorlu eğitimlerden sonra ilk görevi.. Başarılı olmak zorundaydı.. Za...
