Merhabalar, nasılsınız bakalım?
Gerçekten fazlasıyla yoğun olduğumdan bölüm falan yazamıyorum. 12 Temmuz'a kadar daha da koşturmacam devam edecek. O yüzden sizlerden özür diliyorum. En kısa zamanda umarım her şey eskisi gibi olur..🙏🏻
Kısa bir şeyler yazdım. Normalde yayınladığım bölümlerin yarısı kadar falan. O yüzden yeni sezona kısa bir giriş bölümü diyebiliriz..
Herkesten tekrar tekrar özür dilerim gecikme için..
Şimdilik keyifli okumalar olsun..
..
Hande'nin anlatımıyla..
İKİ YIL SONRA..
Adımlarımı hızlandırdım. İşe geç kalıyordum..
Soğuk bir kasım ayıydı, yağmur adeta bardaktan boşalırcasına yağıyordu. Kış gelmişti. Gecenin soğuk karanlığında deri ceketime sıkıca sarılıp, hızlı hızlı adımlamaya devam ettim.
Her zaman gittiğim bara, arkadaşlarımın yanına gidiyordum. Koray'ların grubu hala barda şarkı söylüyordu. Ben de uzun bir süredir geceleri buraya gelip, barmene yardım ediyordum.
İstediğim para falan değildi, ihtiyacımda yoktu ama sonradan ödeme yapmaya başlamışlardı. İş gibi görüyordum bende artık, hem kafamı dağıtıyor, unutuyordum..
Sahne başladığında, yine yoğunlaşmıştık. Hızlı hızlı çalışıyorduk iki yandan. Sürekli bana asılmaya çalışan adamlardan da usanmıştım. Oysa burada olmak benim seçimimdi, çok param vardı ve onlar beni tam tersine parasız sanıyordu.
İşlerimizi biraz yoluna koyup, sahne bittikten sonra, sakinleştiğimizde elime aldığım bir şişeyle arkadaki merdivenlere yöneldim. Her zaman bu saatte ilk molaya çıkan ben oluyordum.
Demir kapıyı sertçe ittirerek gıcırtıyla açtım, dar sokağa çıkmıştım. Yağmur hala devam ediyordu, gökyüzüne, karanlığa baktım umursamadan. Bir sigara tutuşturdum.
Herşey benim gibi kasvetliydi, sıradandı artık. Dün olduğu gibi, bugün olduğu gibi ve yarın olacağı gibi..
Ben iki sene önce, tam bugün, sevdiğim adamı trafik kazasında kaybetmiştim. Her şeyim, hayatım darmadağın olmuştu. Sadece birkaç saniyede..
Ondan sonrasında da bir daha kendime gelemedim zaten..
Derin bir nefes aldım sigaradan. Ağlamak istemiyordum. Ölen bir adamın arkasından daha ne kadar ağlayabilirdim ki? Beni izliyorsa eğer, emindim ki kızardı ağladığım için. Mutlu olmamı isterdi..
Bunu düşünerek bir şey yapmıştım bende bir ay önce. Hala emin olamadığım bir karar vermiştim hayatımla ilgili..
Duvar dibindeki taşların, kuruluğun, altına geçip oturdum. Şişeyi hızlı hızlı yudumlarken, içime bir ürperti doldu. İçersi fazla boğucu olduğundan, ceketimi çıkarmıştım. Kollarımı ellerimle okşadım ısınmak için..
Bir nefes daha çektim sigaradan. Ben anlayamadan bitmişti bile. Son bir nefes daha alıp, kalanı yere attım. Topuğumla ezdirdim. Ayağa kalkmadan hemen öncesinde şişeyi de bitirdim, az ilerde duran çöp konteynırına fırlattım. Gürültüyle içine girmişti.
Yeniden bara girdim, diğer barmen arkadaşım moladayken bir süre de ben idare ettim..
Sabaha karşı yeniden evime döndüm. Öğlene kadar uyuyup, yeni bir güne başladım. Önceliğim, mezarlıktı..
..
"Sevgilim..." dedim, mezarının başında çömelmiş oturuyordum. Rengarenk çiçekler ektirdiğim mezarın üzerini okşadım. Başındaki taşa da, orada yazanlara da hala alışabilmiş değildim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ GÖREV (TAMAMLANDI!)
Fanfiction~~~ Seçtiği mavi zarfı, evine geldiğinde masanın üzerine bırakıverdi. Hala açamamıştı. Endişeliydi kadın.. Bu ilk göreviydi. O gizli örgüt üyesi, özel bir ajandı. Yıllardır aldığı zorlu eğitimlerden sonra ilk görevi.. Başarılı olmak zorundaydı.. Za...