~~~
Seçtiği mavi zarfı, evine geldiğinde masanın üzerine bırakıverdi. Hala açamamıştı.
Endişeliydi kadın..
Bu ilk göreviydi. O gizli örgüt üyesi, özel bir ajandı. Yıllardır aldığı zorlu eğitimlerden sonra ilk görevi..
Başarılı olmak zorundaydı..
Za...
Yeni bölümle karşınızdayım. Biraz geciktik, dün gece yayınlayamadım. Çok beklettiğim için üzgünüm..
Umarım seversiniz. Keyifli okumalar olsun..
..
Hande'nin anlatımıyla..
Sabah şirkete herkesten önce gidip, aylar önce yazdığım dilekçenin eksiklerini tamamlayıp kopyasını çıkarttım. Attığım mavi ıslak imzanın, beyaz kağıtta bıraktığı izi inceledim. Kalemin kapağını kapatırken derin bir nefes aldım.
Bu günden sonra her şey değişecekti artık. Her şey yeniden başlayacaktı.
Bu gün, o gündü..
Bıkmıştım, tükenmiştim, yenilmiştim, kaybetmiştim ve başaramamıştım..
Onun geldiğini dakikalar önce açılıp kapanan kapı sesinden anladığımda, bir süre sabırsızca bekledim.
Sabırsızdım çünkü her şey olsun bitsin istiyordum.
İşten ayrılmak istememe karşı çıkarsa da, buna karşı kendimi hazırlamıştım. Her şeyi düşünmüş, ne söyleyeceğimi planlamıştım.
Ayağa kalkarak siyah deri eteğimi düzelttirdim.
(Hande'nin kıyafeti..)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Birkaç adımla kapıya yaklaşıp, kapının arkasındaki boy aynasına geçerek kendime çeki düzen verdim. Gömleğimin kollarını ve yakasını düzeltirken, huzursuzca düşündüğüm tek şey birazdan yaşayacaklarımızdı..
Kapıyı iki kez çaldım. Sesini duymamla kapıyı yavaşça açarak, diğer elimdeki dosyaya sıkıca tutundum. Sanki ondan güç alıyordum.
"Günaydın Tolga bey.." diyerek hemen lafa atıldığımda, beni görmesiyle bakışlarını iyice üzerime çevirdi ve koltuğunda doğruldu. Beni beklemiyormuş gibiydi.
"Günaydın.." dediğinde, boğazını temizler gibi yapıp gözlerini üzerimden kaçırdı.
Masasına yaklaşıp, elimdekini bırakmak adına hafifçe eğildiğimde, odaklandığı noktayı ikimiz de iyi biliyorduk. Bundan rahatsız olmadığım için o kadar kızgındım ki kendime!
Hala ona karşı boş olmamak hoş değildi..
"Bu ne?" dediğinde direk, doğruldum. Fazla yüzüne bakmak istemiyordum, gözlerimi kaçırdım kollarımı göğsümde bağlarken.
