Esmeray- Nereye
⛅Merhaba millet.
Yeni bölüm sizlerle.
Diğer bölümleri bugün kaydedeceğim ve kesintisiz bir şekilde yayınlamaya devam edeceğim inşallah. Daha çok uzun yolumuz var. Gözümden sakınarak birkaç yıl içerisinde, nihayet toparlayıp sizlere sunduğum bu eserime verdiğimi emeğe karşılık destek verirseniz çok mutlu olurum. Bu, ilk göz ağrımı elime alarak, kokusu duyarak baştan sona okumak ve okutmak istiyorum. Lütfen, desteğinizi esirgemeyin.
Yorumlarınız, gelişimimim için oylarınız da ilerleyebilmem için bana çok lazım.
Keyifli okumalar.27. BÖLÜM: Elem Verici Bakışlar
-Mış gibi yaşamlar...
Olmamış gibi yapmalar. Hiç yaşanmamış gibi...
Sarp'la aramızdaki, insanı beter eden o konuşma hiç yaşanmamış gibiydim. Aslında değildim. Fakat öyle yaparak beynimi ve düşüncelerimi yanıltma çabasındaydım. Sanırım psikolojim, aşırı melankoli yüklenmesinden bozulmuştu. Şu bir gerçekti ki: bu yöntemim biraz olsun işe yarıyordu.
Gün, akşama doğru devriliyordu. Ayça işe gitmek üzere evden ayrılmıştı. Bense işsiz güçsüz biriktirdiğim paranın suyunu çekmesi için çabalıyordum. Hata yapıyordum ama kimin umurundaydı? Girip bir işte çalışmak, kafamı dağıtmama ve haletiruhiyeme iyi gelebilirdi fakat ben bunu yapmayı reddediyordum.
Kollarımın arasında bir yastık ve elimde çerez tabağı vardı. Bacaklarımı ileriye doğru uzatmış müzik çalarda yüksek perdeden çalan Esmeray'ı dinliyordum. Parçasının adı "Nereye" idi. Sözlerinde ise:
"Nereye, nereye?
Beni böyle bırakıp da nereye.
Dur bir dakika, bir dakika dur.
Alın yazısından kaçmak neye yarar?"diyordu.
İçimde, yaptıklarımın sonucunun neler olacağını bilmediğim için büyük bir heyecan vardı. Göz göre göre kendimi ateşe attığım için başıma gelecekleri çoktan kabullenmiştim. Bu yüzden bu konu üzerimde pek bir etki bırakmıyordu.
Parmaklarımı elimdeki kâseye daldırdım. Tuttuğum leblebiyle elim dudaklarıma doğru yol aldığı esnada müziğin ritmi değişti. Ağzım açık kalırken sehpanın üzerindeki telefonuma baktım ve vakit kaybetmeden leblebiyi ağzıma attım. Artık çok gamsızdım...
Ansızın çalan telefonlarımın, yaptıklarımdan dolayı beni korkutması ve diken üzerinde durmama sebep olması gerekiyordu fakat hiçbir şeyi eskisi kadar umursamıyordum.
Kollarımdaki yastığı koltuğa fırlatıp doğrulduğumda aramayı yanıtladım.
"Efendim Erdem?"
"Ne yapıyorsan bırak ve gel!"dediğinde sorgusuzca kabul ettim. Gereksiz yere beni çağırmazdı. Bir sorun olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezarlık Gülü |DİLHUN
Подростковая литератураMezarlık Gülü... Acının, boynuna dolandığı kadın. Gece bakışlı kadın... Bağrındaki acılarını görebilen, dahası susuşlarından bile anlayabilen bir adama rast geldi. Bu, uzun süreli bir rast gelişti ama o kanlı günde; kadın acının çıkmazındayken adamı...