Baba Zula- Bir Sana Bir De Bana
⛅8.BÖLÜM: Tamir Edilemeyen Yürek
Ayça’yla birlikte banklara doğru yürürken Sarp’ın arkamızdan, yürüdüğümüz yöne yürüdüğünü fark ettim. Bakışları bir yere sabitli yürüyordu ve yüzündeki ifade hiçte hayra alamet değildi. Gözlerimi baktığı yöne çevirdim. Baktığı yerde, hemen sağımızda Fatih ve Melis yan yana bir bankta oturuyorlardı ve okula geldiğimizi fark etmişlerdi.
Fatih, Sarp’ın okuldaki en yakın arkadaşıydı. Sarp, Fatih’in yanına doğru yürüyordu anlaşılan.
Melis’in yüzünde şuh bir ifade varken Fatih üzerine doğru yürüyen Sarp’ı gördüğünde gerilmişti. Onlar çok yakın arkadaşlardı. Sarp’ın, bir elin parmağı miktarına dahi ulaşamayan arkadaşlarından biriydi.
Sarp gerçekten de yalnız biriydi.
Ayça’nın yönlendirmesiyle Fatih ve Melis’in birkaç metre arkasında bir basamak yukarıda olan banklara doğru yürüdük. Banklara oturduğumuzda Melis’in kalkıp gittiğini görmüştüm. Sarp, Melis’e, Fatih’le yalnız kalması gerektiğini söyleyerek gitmesini rica etmişti. Ondan her ne kadar haz etmese de bunu kibarca yapmıştı… Her şeyi. Haz etmediği birine bile iyi davranabiliyordu. O, gerçek bir erdem sahibiydi.
Sarp, Fatih’e dönerek sıkıntıyla çenesini sıvazladı. “Ne zamandır?”diye sormuştu. Sesi hararetliydi. Fatih ise Sarp’ı umursamıyordu. “Uzun.”diyerek kesip attı. Ayağa kalkmıştı. Sebepsizce Sarp’ın yanından çekip gideceği esnada Sarp onu kolundan tutarak önüne doğru savurdu. Fatih’in bu anlamsız tavrı nezaketini gölgelemesine sebep olmuştu. Ben bile ona değer veren birini böylesine umursamadan çekip gitmesi karşısında rahatsız hissetmiştim.
“İşte bu yüzden olmamalı.”dediğini işitmiştim, Sarp’ın başımı çevirirken. Konuştuklarının tamamını bu mesafeden duyabilsem de kesik kesik dinliyordum. Hem özele saygı duyuyor hem de Sarp’ın canını sıkanın ne olduğunu merak ediyordum. Yanımda oturan Ayça’da olanları pürdikkat seyredince yapmam gereken buymuş gibi hissediyordum.
Fatih, Sarp’ın elini ittirmişti. Sarp derin bir nefes alarak daha ılıman yaklaşmaya çalışmıştı bu sefer. Elini onun omzuna atarak sıktı. “Ne oluyor koçum, ha? Ne bu tavır?”dediğinde tansiyonun yükseldiğini hissetmiştim. Fatih, Sarp’a hiçte iyi bakmıyordu. Sarp ise ona alınmış gibi… “Sen üzülmeyesin diye seni uyardığım için düşman mı kesileceksin bana?”
Yeni bir düşmanlık mı? Olamaz, olmamalı.
O daha fazla üzülmemeli.
Fatih omzundaki eli savurarak bir anda bağırdığında bahçedeki birkaç kişinin gözlerinin onlara döndüğünü hissetmiştim.
“Demek ki böyle mutlu oluyorum… Onunla. Karışma bana.”
Sarp bu ani bağırışla şaşırırken bakışlarını etraftaki insanlardan çekinerek bahçede dolaştırdı. Gözlerinin değdiği noktaya baktım. Yağız, Sarp’a belli etmese de bana yakalanmıştı. Pürdikkat burayı seyrediyordu. Kirpiklerim birbirine yaklaştı ve gözlerim şüpheyle kısıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezarlık Gülü |DİLHUN
Ficção AdolescenteMezarlık Gülü... Acının, boynuna dolandığı kadın. Gece bakışlı kadın... Bağrındaki acılarını görebilen, dahası susuşlarından bile anlayabilen bir adama rast geldi. Bu, uzun süreli bir rast gelişti ama o kanlı günde; kadın acının çıkmazındayken adamı...