Zeynep Bakşi Karatağ-Kendim Ettim Kendim Buldum
⛅4. BÖLÜM: Yanılgı
Yorgunluk: İnsanın savaştığı şeyler karşısında, ruhundaki bütün enerjisinin çekilmesidir.
Yorgundum. Her şeye rağmen ayakta kalmaya devam eden ruhum, bir gece vaktinde sömürülmüştü.
Ruhumdan geriye kalan emareler, yanağıma düşen gözyaşı incileriydi. Onları toplamaktan bile aciz düşmüştüm. Beni tiksindiği bir şey gibi savurmuştu kimsesizliğe. Nereye düşeceğimi bilmediğimi umursamadan itmişti beni. Bakışlarım Sarp'a kaydı. Bu savruluşta beni tutmasaydı çoktan düşmüştüm.
Ayça'yla birlikte kalacağım bu eve getirildiğimde Sarp'ın yüzüme dikkatle incelediğini fark etmiştim. Durmadan ağlıyordum. Aslında ağladığım şey Çınar'ın beni kahreden sözleri değildi. O adamdan hâlâ korkuyor oluşumaydı. Onu görünce duvar köşelerine saklanışıma, acizliğimeydi...
Artık Ayça'yla birlikte kalacağım bu eve hiçte mutlu girememiştim. Oysa bir haftadır başımı sokacağım bir evin hayaliyle avunuyordum, tüm yaralarımı unutup. Gelecek güzel günlerin hayaliyle gülümsemeye çalışıyordum, acılarıma inat. Oysa şimdi oturduğum koltukta küskün bir çocuk gibi kollarım göğsümde gözyaşlarımı paralıyordum. Hem de bir hiç uğruna...
Yaralarım daha fazla sızlamasın diye koltuğa uzattığım ayaklarımı seyrediyordum. Başımı koltuğun sırtlığına yaslamış, sessiz sessiz içimdeki savaşta mağlup oluyordum.
"İntikam mı alacaksın?"
Duyduğum soruyla başımı yasladığım yerden kaldırarak omzumun üzerinden ona baktım. Sarp düz bakışlarıyla beni inceliyordu. Bir anda gelen sorusuyla şaşırmıştım. Önüme dönerek ıslak yanaklarımı kuruladım.
Sarp sorduğu sorunun ardından yüzünü çevirerek bakışlarını etrafta gezdirmişti. Aklıma yer edinmiş bu intikam düşüncesinden rahatsız olduğu her halinden belliydi ama neden bu kadar huzursuz olmuştu? Ayrıca ona intikam denilmezdi. Öyle değil mi? Hislerim kötücül değildi, değil mi?
Gözlerini, üst üste attığı ayaklarından kaldırıp yüzüme bakmıştı, halime hayıflanırcasına. "Kendini harap mı edeceksin? Sürekli onu düşünerek her gününü kahırla mı geçireceksin yani?"diye sordu. Kollarını göğsüne bağlayarak ifademi incelerken sabırla vereceğim yanıtı bekliyordu. Sertçe çıkışarak onu terslemiştim aniden. "Yaptığı yanına kar mı kalacak? Alamadığım her nefes yalnızca benim canımı mı yakacak?"diye sitem etmiştim. O ise hiçbir şey söylememiş ve susmuştu. Dili susmuş ama gözleri konuşmuştu. Girdiğim bu yolun bana hiçbir fayda getirmeyeceğini, aksine beni kirleteceğini haykırıyordu fakat nafileydi. Çünkü ben sözümü tutar ve arkamda kimseyi bırakmazdım. Yine öyle olacaktı.
Ve bu hislerim intikamsa, intikamdı...
***
Geçen gün aramızda geçen konuşmayı unutmuştuk. Sarp'ın gözleri gözlerime değdiğinde gülümsedi. "İyileşiyorsun."dedi. Bunu bilmek ve söylemek onu keyiflendirmiş hatta rahatlatmışa benziyordu. Bakışları karnımdayken elindeki yeni bandı Ayça'ya uzattı. Ayça, Derin'e verdiği sözü tutmuş pansumanımı yapmıştı. Üstelik bu sefer dokunamam dememişti. Savunması ise bu yaranın artık iyileşiyor olmasıydı, ilk günkü kadar taze olmamasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezarlık Gülü |DİLHUN
Fiksi RemajaMezarlık Gülü... Acının, boynuna dolandığı kadın. Gece bakışlı kadın... Bağrındaki acılarını görebilen, dahası susuşlarından bile anlayabilen bir adama rast geldi. Bu, uzun süreli bir rast gelişti ama o kanlı günde; kadın acının çıkmazındayken adamı...