XXXVIII- Birdi Ama Sonucu Bin Etti

114 3 0
                                    

Sezen Aksu-Son Bakış
🌥

"...Bir yaz güneşi gibi eritir hep bu terk edişler. Bir an duruşu gibi, ömrün gidişi.
Veda ederken aşk ateşi gibi söner iç çekişler..."

Sezen yine parçalayacak yüreğinizi.
Keyifli okuamalar.

Keyifli okuamalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


3

8.BÖLÜM: Birdi Ama Sonucu Bin Etti

İnsan, dünyaya gelirdi.

Yalnızca yaşamak için mi?

Sevmek için gelirdi. Belki de sevilmek için.

Ve insan çiğ süt emmişti.

Sevip de sevilmediğini gördüğünde, sevdiğini öldürmek pahasına severdi. Kimileri böyle sever. Ve bunu aslen sevmek sanırdı.

İnsan, yeri geldiğinde en üstün varlık; kendini kaybettiğini de ise en aciz mahlûka dönüşürdü. Sevmenin anlamını yitirdiğinde insan, acizleşirdi. Ne yapacağını şaşırır ve şuursuzluk peşinde koşardı.

Oysa sevmek: karşılık beklememekti.

Bir gece vakti, alışılmadık bir şekilde kapımıza gelen bu tanrı misafiri, düşüncelerimizi karman çorman etmişti. O, toy biriydi ve henüz olgunlaşmamıştı. Muhtemelen döneminin içindeki cıvıltıyla başına gelen olayları yorumluyordu ve bu yüzden sağlıklı kararlar veremiyordu. Bunun getirisi olarak sevdiğim adama ve bana birçok zarar doğurmuştu. Fakat onun hatasını anlayıp telafi etme çabası, her şeyi göz ardı etmeme yeterde artardı bile. Geçmişte ne yapmışsa yapsın, bugün hatasının farkına varıp telafi etmeye çabalıyorsa benim gözümde o iyi biridir…

Lakin herkes ben gibi düşünmüyordu. Örneğin; Sarp…

Büyük karşılaşmalar, garip anlar yaşatıyordu. Sarp’ın geçmişinden gelen bir yabancı, gözlerimin önünde onu alt üst ediyordu. Bense yalnızca seyretmekle yetiniyordum. Çünkü ben Sarp’ın geleceğiydim. Geçmişi ise yüzleştiği bu yabancıydı. Geleceğin geçmişe müdahalesi hayata kramp girmesi demekti. Böyle bir şey mümkün olamazdı zaten.

Sarp ellerini nereye koyacağını şaşırmış bir vaziyette kıpırdanıp duruyordu. İçinde olduğu durumdan hoşnutsuz olduğu her halinden belliydi. Kaçıp gitmek için bir fırsat kolladığı da… Hem öfkeli hem de sakladığı bir yerlerde sevinçliydi. Az önce hoş geldin diyen o değilmiş gibi bir anda “Hangi yüzle gelebildin buraya?”diye bağırmıştı.

Nazlı, bu ikilem karşısında oturduğu yerde iyice küçüldü. Kaçacak delik arayan bir diğer kişi ise oydu. Ve hayat onlara en güzel darbeyi vuruyordu. Ne kadar kaçarsanız kaçın, kaçtığınız şey daha büyük bir sorun olup karşınıza çıkıyordu. Bu yüzleşmenin gerçekleşmesinin asıl sebeplerinden biri de bendim. Gözlerim sehpanın üzerindeki zarfa ilişti. Zaten benim müdahalem olmasaydı o zarfın içindeki yine bir yüzleşme doğurmayacak mıydı?

Mezarlık Gülü |DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin