Mümkünat | Texting

1

Evet yayınlıyorum. Gerçekten yayınlarken zorlandığım ilk kurgum olabilir. Gerçekten bu kurgu da desteğinize çok ihtiyacım var. Kurgunun aklımdaki taslağı bile beni zorluyor. Bu yüzden dayanamadım ve yayınladım. Düşünceleriniz çok önemli. 💜

12. Sınıf olmanın verdiği heyecan ile hazırlanmaya başladım. Giydiğim okul üstünün altına kot pantolon giydim ve üzerime kot ceketimi alarak salona girdim. Annem ve babam içerdeydiler. Muhtemelen kahvaltı için beni bekliyorlardı.

Annem harita mühendisi, babam ise Mimar. Tek çocuğum. Annem benim doğumumdan sonra yaşadığı bir sağlık sorunu yüzünden hem çalışmıyor hem de başka çocuğa sahip olamıyor.

" Günaydın çekirdeklerim."

"Günaydın güzelliğim bu ne enerji." diyen babamın yanağına bir öpücük kondurdum ve birlikte kahvaltı masasına yürüdük.

"Ee baba bu kız 12 oldu artık. Zaten birkaç hafta sonra da 18 oluyorum. Yaşlandık be baba." dedim ve hepimiz güldük. Onları çok seviyordum. Bana çok değer veriyorlardı.

"hadi kızım karnını iyi doyur. Okulda çok yiyemezsin sen." annemin sözleriyle kahvaltı yapmaya başladım.

Kahvaltımı yaptıktan sonra masanın üzerinde duran telefondan saate baktım ve gitme saatimin gelmesiyle ayaklandım.

"Ben çıkıyorum ancak giderim." dedim ve salonda ki çantamı aldım. Babamın sesiyle ona döndüm.

"Güzelliğim gel ben bırakayım bende çıkıyorum zaten."

"Olur o zaman gidelim." dedim ve annemi öpüp dışarı çıktım.

Okula vardığımızda heyecanla arkadaşlarımın yanına gitmek istedim. Kantine çıkıp etrafa baktığımda küçük yuvarlak masa da oturduklarını gördüm. Masaya yaklaştım ve sandalye çekip oturdum.

Mert, Açelya ve Deniz beni görünce ayağa kalktılar ve aynı anda sarılmaya çalıştılar. Küçücük bedenim aralarında kaybolunca kıkırdadım. Onlar benim kardeşimdi. Çok iyi anlaşırdık. Lisenin başından beri birlikte takılırız.

"Kızım özlemişiz seni, 2 ay yazlığa gitmek ne ya." diye yakınan Mert'e daha sıkı sarıldım. En son yazın başında görüşmüştük. Çünkü tatilin son 2 ayı biz ailecek yazlıkta geçirmiştik.

"ne yapayım Merto bizimkiler tutturdu yazlık diye."

"neyse olsun olsun hadi otur." ayakta durmaktan sıkılan Deniz'in konuşmasından sonra hepimiz oturduk. Bir süre sohbet ettikten sonra ilk ders için zilin çalmasından sonra sınıfa çıktık. Biz dördümüz TM sınıfındaydık. Hayalimizdeki meslekler için hem de ayrılmamak için hepimiz TM seçmiştik.

İlk ders Edebiyattı ve sıkılmadan dinledim. Edebiyat dersini oldum olası sevmişimdir. Edebî sözlere ve alıntılara da ilgiliyimdir.

Öğlene kadar dersler bu şekilde ilerledi ve öğle arasında hepimiz kantine gittik. Hepimiz açtık ve Mert bize yemek almaya gitmişti Bizde bir masaya geçtik ve bekledik.

Yemekler gelmişti ve hepimiz yemeye başladık.

"Asra sen hala hukuk istiyorsun değil mi?"

Açelya'nın bana yönelttiği soruya başımı onaylar anlamda sallayarak cevap verdim.

"Evet hep avukatlık istiyordum bir de sınav bize girmezse hala istiyorum tabii." Sözlerimi bitirmemle hepsi güldüler.

Onlarla sohbet etmek çok güzeldi. Onlara değer veriyordum. Onlarında beni çok sevdiğini biliyordum tabii ki. Birlikte kurduğumuz hayaller vardı. Mesela üniversiteyi aynı şehirde okumak istiyorduk. Orada da birlikte olalım istiyorduk.