Bana vadedilen tüm güzelliklere kör olup kötü olan tek bir şeyde yıkılmak haksızlık olurdu. Hayat sürekli altın tepside güzellikler sunmazdı bize, zaten bunu beklemek aptallık olurdu. Biz her şeyi göze alarak yaşıyorduk en basiti bir gün öleceğimizi bilerek yaşıyorduk aynı zamanda hiç ölmeyecekmiş gibi. Ya da canımızın acıyacağını bile bile bizi asla sevmeyecek kişilere değer veriyorduk onlardan medet umuyorduk.
Öyle olmamalıydı biz düştüğümüz her yerden kendimiz kalmalıydık eğer buna gücümüz yetmediyse güvendiğimiz kişilere sığınmalıydık. Bizi kırıp dökenle değil de yanında huzurlu hissettiğimiz insanlarla olmalıydık.
Şuan okula gidiyordum ve yolda bir kız telefonla konuşarak ağlıyordu. Kiminle konuştuğu hitap şekillerinden bariz ortadaydı, sevgilisiyle konuşuyordu. Beni ilgilendirmese de çok yakınımda yürüdüğü için ister istemez kulak misafiri olmuştum.
Kız resmen yalvarıyor ama neye onu bile bilmiyordum ne olursa olsun kız sokak ortasında o şekilde ağlatılmamalıydı. O zaten sevseydi, kız suçlu olsa bile onun ağlamasına izin vermezdi. Aşk bu değildi.
Okula girmemle kafamı iki yana sallayarak düşüncelerimden kurtuldum. Sınıfa girdiğimde Başak ve Defne'yi görünce şaşırdım.
Açelya, Başak ve Defne bir şey konuşuyordu. O sırada Başak beni farketti ve konuşmayı kestiler. Kaşlarımı çattım yine gizli bir şeyler dönüyordu."Ne konuşuyorsunuz?" diyor sordum.
"Hiiiç ne konuşacağız öyle sınavlar başlıyor ya onu konuşuyorduk." dedi Açelya. İnanmasam da başımla onayladım. Başak ve Defne sınıflarına gittiler onların arkasından Mert ve Deniz sınıfa girdi. Hocanın gelmesiyle derse başladık.
"Aslında yakında bir kısmet görünüyor. Sanki buralarda gibi." Asaf'ın sözleriyle gülmüştük. Şimdi öğle arasında kantinde oturuyorduk. Kahve söylemiştik Asaf ise nescafe fincanında Açelya'ya fal bakıyordu. Açelya hala Asaf ile ilgili bir şey söylememişti. Bizde onun anlatmasını bekliyorduk.
" Hı hım burada o kısmet. " dedi Açelya. Hem çok tatlı hem de çok komiklerdi.
"Demek burada kimmiş o kısmet Açelya şu masadaki çocuk mu?" dedim elimle yan masayı gösterirken.
"Ne çocuğu lan sıçarım çocuğuna?!" diyen Asaf'a güldüm.
Açelya Asaf'ın elini tuttu Asaf'ta gülümseyerek Açelya'ya dönmüştü. İşine gelince nasıl da ciddileşiyordu.
"Şey, biz Asaf'la şey olduk." utançla konuştu Açelya.
"Ne oldunuz?" diye sordu sinsice gülen Defne.
"Sevgili olduk değil mi Açelya yani en son olmuştuk hala öyleyiz Di mi çünkü daha dündü yani bir günde ayrıl-" Hzlıca konuşan Asaf'ın sözünü Açelya kesti.
"Evet Asaf hala sevgiliyiz, hala seviyorum seni." dedi. Yaklaşıp Asaf'ın yanağını öptü.
Yanıma döndüğümde Ayaz'ın bana bakan gözleriyle karşılaştım. Son zamanlarda sürekli bana bakarken görüyordum.
"Asra yarın bir planın var mı?" diye sordu Mert. Yarın doğum günümdü onu sorduğunu biliyordum.
"Hayır ama muhtemelen öğlen annemlerle olurum akşamda yine sizinle parka geçeriz." hep aynı olurdu ama artık daha büyük bir gruptuk ve ben bu durumdan oldukça hoşnuttum.
"Tamam O zaman parkta oluruz." dedi Deniz.
" Neyden bahsediyorsunuz?" diyen Uras'a döndüm. Bilmemesi çok normaldi çünkü hiç lafı geçmemişti ve bende söylemeyi sevmezdim.
"Yarın Asra'nın doğum günü akşam parkta birlikte kutlarız." dedi Açelya.
Kulağıma gelen nefesle irkildim. "Yani yarın bir prenses doğmuş öyle mi?" Ayaz'ın fısıltısıyla tüm vücudum titredi. Niye böyle demişti ki?
Ona döndüğümde çok güzel bir şekilde tebessüm ediyordu.
Kafamı kucağımda duran ellerime çevirdim. O sırada Başak'ın sesini duydum.
"Asra Bilinmeyen kim olduğunu söylemedi mi?"
Söylememişti. Ama karşıma çıkacaktı zaten ona alıştığımı biliyordu.
"Hayır söylemedi karşıma çıkacak zaten." dedim. Umarım çıkardı.
"Bulmayı niye denemiyoruz yani bir aya yakındır konuşuyorsun hiç mi merak etmedin?"diye sordu Asaf.
Çok merak ediyordum hatta deli gibi merak ediyordum ama o çıkmadan bulmam çok saçmaydı. Bulmamı isteseydi direkt karşıma çıkardı. Onu aramak boşa çaba olurdu çünkü onu arama ihtimalimi göze almıştır ve ona göre davranıyordur. Başımı olumsuzca salladım.
"Hayır bulmayacağım, çok merak ediyorum ama Bulmamı isteseydi hiç böyle gizli şeylerle uğraşmazdı. Onun karşıma çıkmasını bekleyeceğim."
Kısa bir süre daha okuldan, sınavlardan bahsettikten sonra zilin çalmasıyla sınıfa girdik.
Bilinmeyenin karşıma çıkmasını çok istiyordum en azından onu sevmeye çalışmak istiyordum. Hatta içimde bir şeylerin ona karşı yeşerdiğini hissediyordum. Umarım çabucak karşıma çıkardı.
Okuldan eve geldiğimde Annem kapıyı açtı ve içeriye girer girmez beni çağırdı. Üstümü değiştirip tekrar annemin yanına gittim.
"Efendim anne?" diye sordum.
"Kızım şu sandalyeye otursana."dedi. Ne olduğunu anlamamıştım. Masanın etrafındaki sandalyenin birini çekerek oturdum ve anneme bakmaya başladım. Annem mutfak dolabının birinden bir kutu çıkardı ve eline aldıktan sonra karşıma geçip oturdu.
" Asra bugün buraya Gece geldi. " sözlerinden sonra şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Gece benden 2 yaş büyüktü onunla iki sene önce tanışmıştık. Çok ağır bir ayrılık geçirmişti. Tam ayrıldığı sırada tanışmıştık. Biz bu mahalleye yeni taşınmıştık onunla o sırada konuşmuştuk. Siyah diye sevgilisi varmış ve onu doğum gününde terk etmiş tabi o ondan sonra uzun süre psikolojik destek almış. Üniversiteye bir sene sonra gitmiş.
Hala onu seviyordu. Arkadaşları her ne kadar destek olsa da onun sevdiğine ihtiyacı vardı.
Annem devam etti. " Buradan gidiyorlarmış burası sürekli onu hatırlatıyormuş ve artık kaldıramıyormuş sanırım yurt dışına gidiyorlar." dedi annem. Üzülmüştüm çünkü onu seviyordum. O çok özel birisiydi. Sevgilisi gözünün önünde babası tarafından bıçaklanmıştı. İşin kötü tarafı Gece Siyah'a hak veriyordu. Sevdiği için gittiğini söylüyordu.
" Bunu da yarınki doğum günün için getirmiş. Sen evde olmayınca sana veda edemedi tabi." dedi ve eliyle kutuyu önüme itti. Gözlerim dolmuştu. Onun hikayesi hep üzerdi beni. Kutuyu açtım gördüğümle yüzümde buruk bir gülümseme oluştu. Lotus çiçekli bir kolyeydi.
Yemekte babamla gelecek maçın sohbetini yapmıştık babamla maç konuşmaya bayılıyorum çünkü tam bir maç aşığıydım. Yemekten sonra ders çalışıp yatağa girdim. Yine Bilinmeyen tam zamanında mesaj atmıştı. En çokta şunu merak ediyordum.
İnsan görmediği birini özler miydi?
Selam! Bugün ki bölüm benim için çok özeldi. Bugün sevgili Nazenin karakterlerimi tekrar gördünüz. Gece 'ye çok kısa da olsa yer vermek en başından beri aklımdaydı. Onunla ilgili ufak bir şeyler öğrenmiş oldunuz. Okumayan varsa okuyup gelirse çok güzel olur :)
Sizce Asra' nın doğum günü nasıl geçecek?
Herkes Asra dan ne gizliyor olabilir?
Lotus çiçekli kolya size bir şey hatırlattı mı?
Sizi bir sürü seviyorum.
Karakterlerime parodi hesapları açmak istiyorum. Eğer hesapları yönetmek isterseniz lütfen buraya yorum bırakın. :)
Mor kalbimizi bırakalım mı? 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mümkünat | Texting
أدب نسائيBilinmeyen numara: O kadar güzelsin ki.. Bilinmeyen numara: Hani beni hiç görmeden geçiyorsun ya önümden, kalbimin sesini duyarsın diye korkuyorum. Bilinmeyen numara: Sırf gözlerin yanıyor diye kullandığın dalin saçında öyle güzel kokuyor ki. Bil...