5

13.2K 517 121
                                    


🌸

Okulun bahçesine girer girmez tam karşıdaki kamelyada bizimkileri ve yine o çocukları gördüm. Onlarla iyi anlaşmıştık. Muhtemelen artık birlikte bir şeyler yapardık. Gülümseyerek yanlarına ilerledim.

"Günaydın." dedim neşe dolu bir sesle. Aslında dün biraz moralim bozuktu Bilinmeyen ile konuşmamız beni üzmüştü. Onun neyi olduğunu bilmiyordum ve içten içe üzülüyordum. En azından ona alışmaya çalışıyordum.

Bugün ise kendimi toparladım ve eski halime döndüm o da zaten böyle isterdi.

"Günaydın." dedi hepsi. Bende oturdum. Yine aralarında diğer arkadaşı yoktu.

"Ayaz çıkmadı mı hastaneden?" diye sordum. Merak etmiştim sorun bu kadar büyük değildir umarım.

Başak, Asaf, Uras ve Defne şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Niye şaşkın baktıklarını anlayamıyordum.

Asaf toparlanıp cevap verdi. "çıktı birazdan gelir." kafamı onaylar anlamda salladım. O sırada Başak aniden konuştu.

"Ay geldi geldi!" dedi. Niye bu kız bu kadar heyecan yapmıştı?

Okul kapısına kafamı çevirdim diğerleri gibi. Ayaz geliyordu. Onu okulda birkaç kez görmüştüm. Hiç tanışma fırsatımız olmamıştı aslında gerek de duymamıştım. Bizim olduğumuz banka bakınca kaşlarını çattı. Olduğu yerde durdu. Kısa bir an benimle göz göze gelince afallamış bir ifade geçti gözlerinden. O da mı şaşırmıştı yani? Cidden niye beni görünce şaşırıyorlar?

Olduğu yerde gözlerini benden çekti başını eğip hafifçe iki yana salladı ve yanımıza geldi. Bankta tam karşıma oturdu. Çünkü boş yer orası vardı. Mübarek sürü gibi olduk.

"Geçmiş olsun Ayaz nasılsın?" diye sordu Deniz. Ayaz geriye yaslandı ve başını hafif sallayarak, " iyiyim sağol." dedi. Sesi buz gibi çıkmıştı. Farklı biriydi.

"geçmiş olsun." dedim. Benim sözlerimle aniden bana baktı. Öyle baktı ki sanki benim konuşmamı bekliyormuş gibiydi. Anlayamamıştım. Kafasını salladı tekrar. Başını eğip yere bakıyordu. Gözlerindeki yorgunluk okunuyordu nedenini merak etsem de ilk kez konuştuğum birisine sormam çok mantıksızdı. Ders zilinin çalmasıyla kalkıp okulun içine girdik. Onlar kendi sınıfına giderken biz de bizimkine girdik.

***

"lan boş yapma en çok ben yedim işte!" Asaf'ın çıkışmasıyla başımı eğip güldüm. Öğle arasındaydık ve biz normalce yemeğimizi yerken Mert ve Asaf hamburger yarışına girmişlerdi. Çok tatlılardı. Hepimiz gülüyorduk sürekli, onlarla çok eğleniyorduk. İyi ki aniden aramıza katılmışlar.

Masada Mert ve Asaf en çok kim yedi sohbeti yapıyordu. Deniz ve Başak bakışıp duruyordu onlarda bir şey vardı ama hadi hayırlısı. Açelya gülerek Mert ve Asaf'ı izliyordu. Ayaz ise sessizce olanlara bakıyordu. Bende bazen konuşmaya katılıyordum bazense sadece gülüyordum.

Ayaz'ın öksürmeye başlamasıyla konuşma ve gülüş sesleri kesildi. Endişeyle ona bakıyorduk. Aniden ayağa kalktı ve öksürürken hızlıca kantinden çıktı. O an içimden bir şeylerin koptuğunu hissetmiştim. Korkmuştum sanırım.

Başak ve Asaf hızlıca arkasından gittiler. İçimde oluşan korkuyla Uraslara döndüm.

"Ne oldu Bir sorunu mu var? Neydi bu böyle?" hepimiz masanın etrafında ayakta duruyorduk. Etraftaki çoğu kişi bize dönmüştü. Umrumda bile değildi.

"Y-yok canım ne olacak. Su falan kaçtı herhalde. Görmedik zaten." dedi. Bir şey kaçmadı boğazına çünkü masaya oturduğumuzdan beri hepimiz bir şeyler yedik ama o hiçbir şey yeyip içmemişti. Yalan söylüyorlardı.

"bizde bakalım mı belki bir şey vardır?"dedim. Niye bu kadar endişelendiğimi anlayamıyordum bile.

" Yok Asaflar gitti zaten bir sorun olursa gideriz oturun şimdi. "dedi Uras. Başımı sallayıp arkamdaki sandalyeye oturdum. Öğle arası bitene kadar ne Asaf ve Başak ne de Ayaz gelmemişti. Onu merak etmiştim, etmiştik fakat rahat bırakmak en doğrusu olacaktı.

Okul çıkışına kadar hiçbiri teneffüse çıkmadı bazen sınıflarına gitmeyi düşünsekte sonra vazgeçtik. Kendileri anlatmak isterlerse anlatırlardı.

Neden etrafımdaki herkes de benim canımı acıtacak sorunlar vardı? Ya da neden benim canım acıyordu? Bilinmeyenin de sıkıntısı vardı.

Okul çıkışında hiçbir şey yapmadan eve gittik. Evde yemek yemedim kendimi aç hissetmiyordum. Hemen odama çıkarak biraz ders çalıştım ve peluş pijamalarımı giyerek yatağıma geçtim. Bilinmeyen ile yaklaşık 2 haftadır konuşuyorduk ve bu klasik devam ediyordu. Farklı bir şey yoktu. Onun bizim okulda hatta 12 'lerde olduğunu öğrenmiştim.

Gün geçtikçe sevgisini daha çok hissediyordum ve bu benim canımı yakıyordu. Onu, tanımadığım birini üzmek istemiyordum. Saate baktığımda saatin daha 22:34 olduğunu görmemle titrek bir nefes aldım ve tanışmamızın başında aldığımız Ayaz'ın numarasına mesaj yazmaya başladım.

Asra: selam. İyi geceler. Rahatsız etmiyorumdur umarım?

Ayaz Feza: iyi geceler. Rahatsız etmiyorsun tabii ki.

Asra: bugün kantinde olandan sonra endişelendim de iyi misin diye soracaktım.

Ayaz Feza : endişelendin?

Asra: evet. Pek iyi görünmüyordun.

Ayaz Feza : iyiyim, sorun yok. Merak etme sen.

Asra: iyi bari rahatladım. Eğer bir problem varsa benimle paylaşabilirsin Ayaz.

Ayaz Feza : Bir sorun yok Asra. Sen rahat ol.

Ayaz Feza : hadi yat sen sabah erken kalkarsın.

Asra: tamam.

Asra: iyi geceler :)

Ayaz Feza : iyi geceler.

Evet geçen bölümde fazlasıyla bahsettiğimiz ama ortada olmayan Ayaz geldi.

Çocuklarımı sevdiniz mi?

Asra niye bu kadar merak etti Ayaz'ı?

Deniz ve Başak'ın bakışmasının nedeni ne olabilir?

Bir şeyler biliyor olabilirler mi?

Sevgili okurlarım gerçekten yapacağınız bir yorum bile beni çok sevindiriyor. Kurgunun gidişatı hakkında, aklınızda olan fikirler varsa benimle paylaşabilirsiniz. Onur duyarım.

Sizleri çok seviyorum. :)

Mümkünat | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin