"Kardeşim sadece bir şey sipariş edeceksin yaklaşık 20 dakikadır seni bekliyoruz." Uras'ın dişinin arasından sinirlice konuşması komik gelirken kahkahamı tutamadım. Cidden 20 dakikadır Mert'in kendisine yemek seçmesini bekliyorduk.
Dün Ayaz'ın annesiyle çok güzel bir gün geçirmiştim. Bizim duygusal konuşmalarımızın ardından Ayaz gelmişti ve Sare hanımın yapmış olduğu yemekleri yeyip çay içerik ve sonra Ayaz beni eve bıraktı.
Şimdi ise okuldan çıkmış bir kafeye yemek yemeye gelmiştik. Malum kalabalık olduğumuz için uzunca bir Masada oturuyorduk. Hepimiz sipariş vermiştik fakat Mert bir türlü karar veremiyordu.
"Off tamam hamburger olsun." siparişi verip garsonu gönderse de kararsızca menüye bakmaya devam ediyordu.
"Cidden dakikalardır bekliyoruz ve hamburger mi seçtin?" diye çıkıştı Asaf. Şuan dönen muhabbet bana çok komik geliyordu ya da sinirle rim bozulmuştu. Birkaç gündür sürekli ağladığım için beynim kendine gülecek durum atıyordu galiba.
Asaf benim güldüğümü görünce dayanamayıp o da güldü. Masa da durduk yere başlayan kahkalar daha da komikti.
Bir süre sonra garsonun yemekleri getirmesiyle susmak zorunda kalmıştık. Ayaz için zorla bir yemek sipariş etmiştim. Ayrıca bu günlerde yani hastalığını öğrendiğimden beri sigara tüketimine özellikle önem veriyordum.
Düşündükçe sinirleniyordum hasta olduğunu bile bile sigara içmesinin saçmalığını anlayamıyordum. Uras'ın bu konuda ki hassasiyetini umuramıyordu yani Uras hasta diye içmesine bu kadar karşıydı.
Elimdeki çatalla önümdeki yemekten yemeye başlamış bir yandan da Ayaz yiyor mu diye bakıyordum. Tabii ki her zamanki gibi yemiyordu. Elimdeki çatalı bırakıp Ayaz'a döndüm. Tam ona yemeğini yemesi gerektiğini söyleyecektim ki Asaf'ın sesi ile onu dinlemeye başladık hepimiz.
Elinde ki telefondan bir şeylere bakarak hararetle konuşmaya başladı.
"Ayaz bak bu sıralar Erzurum'da bir doktor akciğer naklinde çok başarılı diyorlar. Aslında bizim için uygun olan burası ama eğer istediğimiz donörü bulursak oraya gideri-"
Asaf'ın heyecanla anlatmasını Ayaz'ın elindeki çatal sesi kesmişti. Yemek dahi yemediği çatalı sesli bir şekilde tabağının kenarına koydu. Yaptığı eylemleri sesli yapsa da çok garip bir sakinlik vardı.
Çatalı koyar koymaz sakince ellerini masanın üzerinde birleştirdi. Yüzündeki ifadesizlikle ilk kez karşılaşmıştım. İlk kez hiçbir duygu barındırmadan bakıyordu. Tamam genel olarak soğuk olurdu fakat bu başkaydı.
Gözünü iki saniye kapattı ve tekrar açıp Asaf'ın gözlerine baktı.
Sonra ise ben hariç herkese baktı. Gözünü tüm masa da dolaştırdı fakat gözünün ucu dahi bana değmedi.
"Şu anlattığınız çoğu olaydan haberdarım." dedi. Dişlerinin arasından konuşuyordu. "Ben," dedi ve gözlerini bana çevirip kısa bir süre gözlerimin en içine baktı. "Ölüyorum. Hepiniz bunu kabullenseniz iyi olur çünkü yıllardır değişmeyen bu gerçek şimdi de değişmeyecek."
Ayaz'ın sözleri gözlerimi yakarken burada ağlamamam için kafamı hafifçe yukarı kaldırıp gözyaşlarımı geri göndermeye çalıştım.
Masa da yankılanan bir çatal sesi de Uras 'dan gelmişti. Elindeki çatalı masaya gelişi güzel fırlatmış hemen ardından ayağa kalkıp parmağını Ayaz' a doğru sallayarak sinirle konuştu.
"Ayaz bugüne kadar sürekli seni toparlamaya çalıştık iyi olman için şehir şehir doktor aradık. Sırf sen iyi ol diye gece yarıları hepimiz toplanıp senin yanına hastaneye geldik. Günlerdir sevgilin senin gözünün içine bakıyor, Asra'nın içinin acısını ben hissediyorum! sana bir şey olma ihtimali bizi yakıyor sen bunu nasıl böyle rahatça söylersin?! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mümkünat | Texting
ChickLitBilinmeyen numara: O kadar güzelsin ki.. Bilinmeyen numara: Hani beni hiç görmeden geçiyorsun ya önümden, kalbimin sesini duyarsın diye korkuyorum. Bilinmeyen numara: Sırf gözlerin yanıyor diye kullandığın dalin saçında öyle güzel kokuyor ki. Bil...