3

16.7K 563 134
                                    

MÜMKÜNAT okurları yorumlarınız benim için çok değerli. Kitabın gidişatı ile ilgili yapacağınız yorumlar benim için çok özel. Neyse bölüme geçin :)

Kafamdaki düşüncelerle babamın arabasıyla okula gidiyorduk. Gerçekten bri olay yaşayınca onu aklımdan çıkaramama huyumdan nefret ediyordum. Bir olay yaşayınca onu bin kere düşünüyorum. Dün gece Bilinmeyen bir numara bana mesaj atmıştı. Öyle güzel şeyler yazmıştı ki inanmak istedim zaten başıma gelen her şey böyle çabuk inanmamdan oluyor. Yazdığı kelimeler içinde o kadar duygu barındırıyordu ki içimde bir şey ona inanıyordu. Kim olduğunu, doğru söyleyip söylemediğini, adını hiçbir şey bilmiyordum. Ama sevgisine inanmak istiyordum.

Zaten bir daha yazmazsa ben de umursamazdım.

"Geldik kızım." babamın sesiyle onu öpüp arabadan indim. Bu kadar düşünmek zarardı. Onun gerçek olup olmadığını bile bilmiyordum. Kafamı iki yana salladım ve aklımdaki düşüncelerden uzaklaştım.

Okulun bahçesinden yürüyerek içeriye girecektim ki bahçeye ambulans girmesiyle olduğum yerde kalakaldım. Sabah sabah ne olmuştu Allah aşkına?

Ambulans tam okulun giriş kapısında durdu ve içinden çıkan hemşireler hızlıca okula girdi. Ben çatılmış kaşlarla hala olanları izliyordum. Ambulansın kapısı girişe dönük olduğu için okuldan çıkardıkları kişiyi göremedim. Keşke girişe yaklaşsaydım görürdüm!

Ambulans kapısını kapattıktan sonra siren sesi eşliğinde okuldan çıktı. O sırada girişte bizim çocukları ve bir grubu gördüm. Karşılıklı konuşuyorlardı. Hızlıca onlara ilerledim. Mert beni farkedince 'hah' diye bir ses çıkardı. Yanlarına varınca ne oldu der gibi başımı salladım. Karşıda 2 kız ve 2 erkek vardı. Onları tanıyordum. Zaten okulda popülerlerdi. Asaf, Uras, Defne ve Başak vardı. Normal de yanlarında birisi daha olurdu ama o şuan yoktu sanırım.

Neden bizimkilerle konuştuklarını anlayamamıştım. İsmen tanışıyorduk fakat hiç sohbet şansımız olmamıştı.

"ya Başakların bir arkadaşı vardı ya onu götürmüşler ambulansla." dedi Deniz.

Kaşlarım yine çatıldı. " ne oldu hasta mıydı?" diye sordum.

Karşımdaki çocuklar gözlerindeki yüksek orandaki şaşkınlıkla bana bakıyorlardı. Bu şaşkınlığın sebebini anlayamamıştım.

" yok bir problem yok. Şey oldu ona-" Başak'ın sözünü Uras kesti.

"Bir problem yok sadece sabah erkenden yediği bir şey midesine dokunmuş o yüzden gitti. Tedbir amaçlı yani." diye uzun bir açıklama yaptı Uras.

"Önemi yok olur mu kardeşim birlikte bekleyelim haber falan gelir. Hem son senemiz zaten biraz konuşuruz. Hiç fırsat olmadı. "Dedi Mert.

Mert Haklıydı.

o çocuğun ismini bilmiyordum zaten sadece onu tanımıyorum sanırım.

En azından tanışma fırsatımız olurdu. Onlar başlarıyla onayladılar ve birlikte kantine çıktık. Bir masaya oturduk. Onlar sayısal sınıfındalardı. Yanlış hatırlamıyorsam hepsi aynı sınıftı.

"Neydi o arkadaşınızın ismi?" diye sordu Açelya.

"Ayaz Feza." dedi Defne. Defne ile Uras birlikteydi. Bilindik bir grup olduğu için belli oluyordu. İsmini söylemesiyle hatırladım. Biliyormuşum sadece unutmuşum.

Açelya başını salladı ve sessizce bekledik. Bir süre sonra sessizlik masada duran bir telefonun çalmasıyla bozuldu. Telefonu Asaf aldı eline onundu herhalde.

Mümkünat | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin