28

8.9K 322 74
                                    

Sizden ricam bölümü medyada ki şarkı ile Okuyun lütfen :)

Onun gözleri benim imtihanımdı. Koyu yeşili andıran Ela gözleri beni içine çeken dipsiz bir kuyuydu. Gözlerini kapatan kapaklardan bile hoşlanmıyordum. Hep bana baksın istiyordum. O güzel gözleri benim gözlerimden hiç çıkmasın istiyordum.

Şuan ise derince baktığım gözlerinden kendimi alıkoyamıyordum.

Hala aynı salıncakta oturuyor ve gözlerimizi birbirimizden çekmiyorduk. Gözlerimin kızardığına emindim çünkü içleri yanıyordu. O inanılmaz yorgun gözüküyordu. Onun böyle oluşu benim göğsüme ağır bir yük bırakıyordu.

"Hadi," dedim sessizliği bozarak. "girelim içeriye."

Başını ağır ağır sallayıp beni onayladı ve ayağa kalkarak elini bana uzattı. Bende derin bir nefes alarak elini tuttum ve sakince teras kapısından içeri girdik.

Salonda herkes çökmüş biçimde koltuklarda sessizce oturuyorlardı. Bizi ilk gören Uras oldu.

Hiç konuşmuyordu fakat gözleri benim ve Ayaz'ın arasında mekik dokuyordu. En son gözleri Ayaz'da durduğunda sorar gözlerle baktı. Ayaz anlamış gibi kafasını onaylar biçimde salladı. Uras sessizce başını yere eğdi.

Gözlerimi tek tek hepsinin üzerinde dolaştırdım. Hepsinin morali bozuktu. Hepsinin biliyor gibi hali vardı. Hiçbirinde merak görmüyordum.

Hala ayakta duruyorduk. Ayaz'ın arkasına dönüp teras kapısını kapatmasıyla hepsinin bakışları bize döndü. Hala el ele ayakta, kapının önünde dikiliyorduk. O an Açelya ile göz göze geldik. Bana üzgünce bakıyordu.

Kafamı ağırca Ayaz'a çevirdim. "Buradaki herkes biliyor muydu?"

Yönelttiğim soru karşısında Ayaz bir süre gözünü hepsinin üzerinde gezdirdi. Daha sonra boğazını temizledi. "Hayır sadece Uras, Asaf ve Başak biliyordu. Sonra o şerefsizle yani Barkın iti ile kavge ettiğim gün Deniz ve Mert de öğrendi. Açelya ve sen bilmiyordun. Hatta sanırım Açelya da biz konuşurken öğrendi."

Başımı usulca onaylar biçimde salladım. Niye söylemediniz diye çıkışamazdım. Eğer Ayaz söylemeyin dediyse söylemezlerdi. Bende olsam söylemezdim.

Başım ağrımaya başlıyordu. Üzerime inanılmaz bir yorgunluk çökmüştü. Ayaz'ın gözleri hala bendeydi. Ona zorlukla ufak bir gülümseme bahşettim ve Yorgunca konuştum.

"Gökyüzlü'm uyuyalım mı ben çok yorgunum?" kısa bir süre yüzüme baktı ve başını salladı. Bırakmadığı elimi hafif çekerek merdivenlere doğru yürüdük. Diğerleri de ayaklanmışlardı. Merdivenlerden yukarı çıktığımızda birlikte bir odaya girdik. Burası büyük bir yatak odasıydı.

İkimizde sessizce içeri doğru yürüdük. Oda da olduğunu farkettiğim çantanın içerisinden aldığım bir pijama takımını giymek için oda da bulunan banyoya girdim.

Giyindim ve sakince odaya tekrar girdim. Ayaz da eşofmanını ve tişörtünü değiştirmiş yatağın üstünde oturuyordu. Ellerini yatağa yaslamıştı ve kafası önde duruyordu. Düşünceli bir hali vardı.

Bende ufak adımlarla yanına gidip oturdum. İkimizde birkaç dakika sessizce oturduk. Ayaz arada bana dönüp bakıyor, bir şey söyleyecek gibi oluyordu fakat söyleyemiyordu. Derin bir nefes aldım.

"Söyle hadi ne oldu?" ağladığımdan dolayı kısılan sesim zorlukla duyuluyordu fakat oda çok sessiz olduğu için kolaylıkla duymuştu. Başını kaldırıp bana döndü. Bende kafamı, ona tam çevirdim.

Birkaç saniye bekledi. Söylemekten çekiniyor gibiydi. "Cemre'm, Cemre kızım artık biliyorsun. Ben hastayım. Eğer istersen, yani yapamam diyorsan şey yapalım." cümlesini tamamlayamıyordu bile. Söylediğine çok sinirlenebilirdim ama şuan sadece onunla uyumak ve güzel bir zaman geçirmek istiyordum.

Hiçbir şey söylemeden üzerinde oturduğum pikenin bir kısmını açarak içine girdim ve sırtımı yatak başlığına yasladım. Ayaz ise ne yaptığımı anlamaya çalışıyor ve cevap vermediğim için çatılan kaşlarıyla izliyordu.

Gülümsedim ve elimi yatağın üzerinde duran eline uzatarak kendime çektim. Pikeyi kaldırıp altına girdi ve yüz üstü şekilde göğsüme yatıp ellerini belimde birleştirdi. Titrek bir nefes aldım.

"Ayaz Feza eğer bir daha böyle bir konu aramızda geçerse hiç iyi olmaz. Birlikte atlatacağız. Birlikte iyi olacağız tamam mı? Ne yaran varsa birlikte saracağız."

O sırada elini, arkadan sweatimin içerisine sokup çıplak sırtıma koydu. Tüm tüylerim diken diken olmuştu. Odada hiçbir ses yoktu sadece nefes alışveriş seslerimiz yankılanıyordu.

Tam o anda yukarı sıyrılan sweatimden dolayı açılan göbeğimde bir ıslaklık hissettim. Sonra Ayaz'ın derin nefesler aldığını duydum.

Ağlıyor muydu?

Ellerim saçlarını okşarken yavaşça aşağıya kaydırıp yanaklarını tuttum. Kulağıma hıçkırık sesi geldi. Benim de gözlerim dolmuştu. Yanaklarından tutarak yüzünü kaldırmaya çalıştım fakat yüzünü daha çok karnıma bastırdı. Onu böyle görmemi istemiyordu. Zorlamak istemedim. Ellerimi tekrar saçlarına çıkardım ve yavaşça sevdim.

Sevecektim onu. Her şeye rağmen, her acıya rağmen, her yarasına rağmen çok Sevecektim onu. Kırmadan, dökmeden, acılı yüreğine bir yara daha açmadan sevecektim. Ben onun gökyüzüne Yağmur olacaktım.

Gözümden bir damla yaş yanağımdan aşağıya doğru süzüldü. Ayaz'ın iç çekerek ağlama sesleri odayı doldurdukça yüreğime yüklenen ağırlığa sadece gözümdeki yaşlar eşlik ediyordu. Içimde eşsiz bir korku vardı.

Ayaz'ın sessiz ağlamaları beni daha çok kahrederken tutamadığım hıçkırık dudaklarımdan firar etti. Ayaz Derin bir nefes aldı ve dönüp açılan karnıma ufacık bir öpücük kondurdu. Sonrasında kafasını tekrar oraya yerleştirdi.

"Özür dilerim Cemre, çok özür dilerim. Senin gözyaşının sebebi olduğum için özür dilerim. Senin omzuna yük bıraktığım için özür dilerim." dedi gittikçe kısılan sesiyle. Sesi öyle farklıydı ki ağladığı için titreyen sesi gözümdeki yaşları tekrar yanağıma sürüklüyordu.

Bir kere daha iç çekti ve devam etti." Benim mahkum olduğum çıkmaz sokağa seni de çektiğim için özür dilerim. Ben buyum işte, bak eriyorum. Ben, ben bitiyorum."

Kafamı az eğdim ve saçına yaklaşıp derince bir nefes aldım.

" Gökyüzlü'm, " dedim fısıltıyla ve devam ettim." geçecek tamam mı acıyan her yerini öperek, severek iyileştireceğim. Söz veriyorum. Sen gitmedikçe ben senden gitmeyeceğim." sözlerimin ardından kafamı tekrar kaldırıp yatağın başlığına yasladım. Saatin geçmesiyle birlikte uykumun geldiğini farketmemle Ayaz'ın kafasını hafif kaldırıp başımı yastığa koydum ve Ayaz kafasını tekrar göğsüme yasladı. Hayatımda olduğum en huzurlu pozisyondu. Gülümsedim. Dudaklarım gülümsemeye hapisken gözümden yaşlar yavaşça yastığa düştü.

Birlikte başaracaktık. İyi olacaktı.

"Sen iyi olacaksın gökyüzlü'm daha biz yeni başladık." fısıltıyla sarf ettiğim sözlerin ardından gözlerim yavaşça kapandı.

Selam.

Bu küçük bir geçiş bölümüydü. Bu bölümde geçen bölümü sindirmeye çalıştım.

Satır arası yorumlarınız benim için çok değerli lütfen yorumlarınızı esirgemeyin.

Bölümü nasıl buldunuz?

Mert ve Deniz'in Asra'ya söylemesi gerekir miydi?

Bu bölümde Asra ve Ayaz nasıldı?

Bölümü bir emoji ile anlatır mısınız?

Sizi bissürü seviyorum... 💜

Mümkünat | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin