16

11K 392 58
                                    

Uff haftasonunu bekleyemeyeceğim. Bu bölümüde patlattım. Neyse bu arada hafta sonu yine 2 bölüm gelecek bunlar size benden hediye.

"Gerçekten delireceğim senin sevgilinse benim de kardeşim!" diye çıkıştı Mert.

Şuan okukdaydık hala ders başlamamıştı. İlk dersin başlamasını bekliyorduk. Kantinde Mert Açelya'yı kolunun altına almasıyla Asaf ve Mert tartışmaya başladılar. Mert kardeşine sarılmasını savunurken Asaf elini kolunu çekmesini söylüyordu. Her ne kadar ciddi görünmeye çalışsalar da çok komik gözüküyorlardı. Onları dinliyor olsam da aklımda Ayaz vardı. Dün Bilinmeyenin o olduğunu öğrenmiştim. Parkta uzun süre oturduktan sonra evlere dağılmıştık.

Heyecandan ve mutluluktan gece yarısına kadar uyuyamamıştım ama sonrasında uyuyakalmışım. Sabah ise okula gelmiştim. Geldiğimde herkes kantindeydi fakat o yoktu. Aramak istemiştim ama geleceğini düşündüğüm için aramamıştım.

Derin bir nefes alarak konuştum.

"Ayaz'ın niye geç kaldığından haberiniz var mı?" Asaf ve Mert'in sesi kesildi. Kaşlarımı çattım bana garip bakıyorlardı.

"Ne oldu?" diye sordum endişeyle. "Bir şey yok Asra ama artık sana yalan söylemek istemiyoruz. Ayaz bugün gelmeyecek büyük ihtimalle. Sana biz bir şey söyleyemeyiz. Onun söylemesi daha doğru olur." diye açıkladı Defne. Ne olduğunu anlayamıyordum. İçime garip bir his düştü. Boğazıma yumru oturmuş gibiydi.

" Niye gelmesin ki bana haber vermedi bile. "dedim. Amacım trip falan değildi. En azından endişemi azaltmalarını istiyordum. Önemli bir şey değil desinler istiyordum.

" Acil olmasa eminim arar ya da bir şekilde sana ulaşırdı." dedi Uras. Gözlerimin yanmasıyla kimseye bir şey demeden kalkıp sınıfa gittim. Hem sevgilimin hem de arkadaşlarımın sürekli benden bir şeyleri gizlemelerinden sıkılmıştım. Kendimi onun hakkında hiçbir şey bilmiyor gibi hissediyordum. Gözümden bir damla yaşın aktığını hissettim. Ağlamamın sebebi ona bir şey olmasından korkmamdandı.

Ders başlamadan cebimden telefonu çıkararak açtım. Derin bir nefes alıp onun numarasının üzerine tıkladım. Çaldı, çaldı, çaldı ama açılmadı. Telefonu tekrar kapatıp cebime bıraktım. Önemli olmasa bana haber verirdi.

***
Önemli olmasa bana haber verirdi.

Önemli olmasa bana haber verirdi.

Önemli olmasa bana haber verirdi.

Yoktu. Sabahtan beri ne aramıştı ne sormuştu. Okula hiç gelmemişti. Birkaç kez aramama, mesaj atmama rağmen asla cevap yoktu. Okul bitmiş eve gelmiştik. Odamda telefon elimde bir oraya bir buraya yürüyordum fakat içimdeki sıkıntı azaltmak yerine büyüyordu. Biliyordum eğer arama şansı olsa ilk fırsatta arayacaktı ama aramasına engel olan gerçeği bilmek istiyordum.

Ne Ayaz ne arkadaşlarım bana hiçbir şey söylemiyorlardı. Yalan söylemiyor ama gerçeği de saklıyorlardı. Göğsümde büyüyen kocaman bir yük varmış gibi hissediyordum. Sanki Ayaz'ın sesini bir kere duysam geçecek gibi.

Ne ara sevmiştim onu bu kadar onu bile bilmiyordum. Daha dün sevgili olmuşken bugün haber dahi alamamak beni korkutuyordu. Odada yürümekten ayaklarım acımıştı ama yaptığım tek şey elimdeki telefondan bir şey gelmesini bekleyerek odada volta atmaktı.

Tam o anda telefonuma mesaj geldi. Heyecanla telefonu açtım ve gelen mesaja baktım. Ayaz'dan gelmişti. Saat 23:45 'ti ve yeni mesaj atıyordu.

Ayaz: Cemre kızım müsaitsen aşağıya iner misin? Evinizin arka tarafındayım.

Mesajı görür görmez cevap bile vermeden dışarıya koştum. Ceket bile almamıştım sadece onu iyi görmek istiyordum. Evin arkasına geçtiğimde ağaca yaslanmış şekilde gördüm. İçime su serpilmişti. Derin bir nefes alarak adımlarımı hızlandırdım. Beni farkedince yüzüne gülümseme kondurdu. Onun yanına yaklaştığımda kollarının arasına girip sıkı sıkı sarıldım. Kollarımı boynuna dolayıp kafamı boyun girintisine yerleştirdim. Ben boynundan derin derin nefesler alırken Ayaz kollarını belime dolamıştı.

Neden gelmediğini, neden beni bu kadar kotkuttuğunu sormak istiyordum ama tek yaptığım ona sarılmak ve kokusunu içime çekmekti. Yüzümü hafif geri çekip onun yüzüne baktım. O da gözlerime bakıyordu. Ela gözleri bana bir şeyler anlatmak istiyor gibi bakıyordu. Çaresiz bakıyordu. Bugünü boşvererek elimi yüzüne koydum ve yaklaştım. Tam dudaklarının önünde durdum. Konuşsam dudaklarımız değecekti. Ama öpmedim. Sadece bir kaç saniye bekledi ve elini enseme atarak beni çekti. Özlemle beni koklayarak öptü. Bir daha hiç dokunamayacakmış gibi. Kokumu ezberlemeye çalışıyor gibi.

Evin arkasındaki çimenlere oturduk ve başımı onun göğsüne koydum. Onun da eli belimdeydi. Hatta elini kalın pijamamdan içeriye sızdırmış çıplak tenime dokunuyordu. İçim titredi o an. Hiçbir tepki vermedim. Güvende hissediyordum. Ailem şuan karşımızdaki evdeydi ve biz sarmaş dolaş oturuyorduk.

İçimde beni yiyip bitiren onlarca soru vardı ama sormaya çekiniyordum. Vereceği cevaptan veya veremeyecek olmasından. Defne bugün Ayaz'ın anlatacağını söyledi. Onu bekleyecektim. Beni böylesine güzel seven Ayaz'ın bana anlatmasını bekleyecektim. Merak ediyordum onun adına endişeliydim fakat onu zor durumda bırakmazdım. İsteyerek anlatmalıydı.

Sadece susuyorduk ve o suskunluğu Ayaz bozdu.

"Hafta sonu için ailenden izin alabilir misin?" kaşlarımı çattım neden sorduğunu anlamaya çalışırken sırtımdaki parmakları olduğu yere daireler çizmeye başlamıştı.

Oraya odaklanmışken sadece "hı hım." diyebildim. Sanırım bana dokunmasına zaafım vardı.

Hafif gülme sesi geldi ve devam etti.

"Hafta sonu bizimkiler falan hepimiz benim Dağ evine gidelim dedim. Birlikte vakit geçiririz diye düşündüm."

Ne güzel düşünmüştü. Onunla ve arkadaşlarımla geçirdiğim bir hafta sonu çok güzel geçebilirdi.

"Çok güzel olur aslında. Onların haberi var mı?" diye sordum.

" Yok yarın söyleriz ilk sana sormak istedim. İzin alabilirsen onlara söyleriz. " dedi. İçimde öyle bir şey vardı ki yanaklarını sıkarak sevmemek için zor duruyordum. Gülümsedim.

"Tamam ben izin alabilirim yarında söyleriz olur mu?" başımı olduğu yerden tam kaldırmadan gözlerimle alttan ona bakmaya çalıştım. Bunu görünce güldü ve burnumun ucunu öptü.

"Olur bebeğim, olur."dedi iç çeker gibi. Bir süre daha birlikte oturduktan sonra havanın fazla soğumasıyla beni eve gönderdi. Tabii yarın okula geleceğine dair söz aldım.

Onu seviyordum. Ayaz çok farklıydı. Herkese karşı buz tutmuş bakışlarının bana erimesi çok farklıydı. Herkes onu soğuk ve umursamaz görüyordu ama öyle değildi. İçi sıcacıktı onun. Sevgisi çok güzeldi. Öyle güzel seviyordu ki sevgisiyle kırmaktan korkuyordu.

Onu çok uzun zaman olmasa da tanıyordum beni üzmemek için çoğu şeyi anlatmadığını biliyordum ama onunla ilgili önemli şeyleri bilmemek beni daha çok üzüyordu. Bencillik yapmayacaktım sırf bugün haber vermedi diye aramıza kırgınlıklar sokmayacaktım.

Eminim bana anlatacaktı.

Onu 3 yıl benden uzak tutan her şeyi anlatacaktı.

Selam! Evet bugün biraz farklı bir bölümle geldim. Ayaz'ım bölümün çoğunda yoktu. Onsuz yazamıyorum resmen dşdmsçsö

Ayaz'la ilgili tahminleriniz var mı?

Asra endişelenmekte haklı mı?

Seven hisseder mi?

Bir mor kalp alabilir miyim acaba sizden?? 💜

Eğer bir gün MÜMKÜNAT biterse mor kalbi hiç unutmayın olur mu? Mor kalp mümkünatı hatırlatsın size 💜

Bu arada hala karakterlerimin parodi hesabı için bana ulaşabilirsiniz.

İnstagram: kafamdaki.sarap

Sizi seviyorum <3

Mümkünat | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin