Ediz kapıyı tıklatmadan her zamanki gibi odama giriş yaptı. Bunu başka kim yapabilirdi ki zaten? Ediz.
'Oo daha hazırlanmamışsın ki sen İdil!'
Göz devirdim. Tipik hareketimdi.
'Kanka daha buluşmaya 1 saat var, saçımı tarayıp üstümü giyinip çıkacağım, dikkatini çekerim ben boya küpü evden 2 saatte çıkamayan kızlardan değilim.'
Ediz başını haklısın dermişçesine salladı.
'Ha bu arada flörtünüz nasıl gidiyor?' Diye soru yönelttim. Ki merak ettiğimden değil, içimi saran kıskançlığa direnerek en yakın arkadaş rolü keserek sormuştum. Tipik Ediz cevabı bekliyordum.
'Sevgili olma aşamasına geçtik desem?' Diyip kaşlarını kaldırıp gülümsedi Ediz.
Boğazıma bir yumru oturmuştu. Sevgili olmuşlardı. Yüzüm üzüntüden mi kıskançlıktan mı bilmiyorum ama kızarmıştı ve gözlerim sulanmasa iyiydi. Kalbime biri baharat döküp üzerine tuz basmış gibiydi, kim kalbime et sote yapıyor? Hey çıkın oradan! Ben niye şu an binlerce parçaya ayrılmış ayna gibi hissediyordum? Damla, bana ne yaptın? Seni doğru düzgün tanımıyorken bile, sadece 1 kez görmüşken bile nasıl bu kadar etkin altına girebilmiş ve en yakın arkadaşımın sevgilisi olmana kahrolabilmiştim ki?
Yine uzaklara daldığımı fark eden Ediz omzumu dürtüp beni 2 dakikalık üzüntümden çekip sıyırıverdi.
'İdil sevgili olduk dedim daldın gittin. Neredesin sen ya?' Diye isyan etti Ediz.
Yüzüme aniden bir gülümseme yerleştiriverdim.
'Ya çok sevindim, umarım çok sağlıklı bir ilişkiniz olur.' Diyip Edize sarıldım. Sarılışıma karşılık verip geri çekildi.
Daha fazla tembelleşmeden giyeceğim kıyafetleri ayarladım ve Edize 'üstümü giyeceğim çıkar mısın?' Bakışları yollayınca o ne dediğimi hemen anlayarak odadan çıktı.
Damla'nın gözünde güzel gözükmeliydim, gerçi ne faydası var ki, Ediz gibi süper yakışıklı sevgilisi varken belki de hetero olan Damla ne yapsın İdil'i. İmkansız bir şeye sürükleniyordum ama yine de ona güzel gözükmek istiyordum. İçimden böyle geçiyordu.
İçime sinen kıyafetlerime bakıp çok abartmadan gözüme far rimel sürdüm ve bir parlatıcı sürerek saçlarımı Ariana Grande gibi tepeden at kuyruğu yaptım ve omuz çantamı alıp odadan çıkarken içeriye elinde telefonla giriş yapan Edizle çarpıştım.
'Ya İdil ya of inanamıyorum'
'Ne oluyor be ne bu hız, çarpışıyorduk az kalsın.'
Ediz heyecanlı bir yüzle bana baktı.
'Ne oldu kanka söylesene?'
Ediz aynı heyecanla konuşmaya başladı.
'Ablam doğum yapmış, hastaneye gitmem gerek.'
Sevinçle Edize sarıldım.
'Ya hayırlı olsun kanka çok sevindim hadi beraber gidelim o zaman yaaa çok sevimlidir şimdi o bebek.'
Ediz telaşla beni durdurdu. 'Olmaz ya sen Damla'nın yanına git.'
Şaşkınlıkla Edize baktım.
'Ne alaka canım, o da gelsin hastaneye?'Ediz kaşlarını havaya kaldırdı olmaz anlamında. 'Ya kızı ilk sevgili olduğum anda hastanelerde gezdirmek istemiyorum, sen git yanına ben onu ararım.'
Aslında doğruydu. Hem Damla da isteyecek miydi hastaneye gelmeyi? Hem de onunla baş başa kalsam belki daha az acı çekmiş olurdum. Gerçi heyecandan bayılmazsam iyidir, ilk sefer yanımda Ediz varken elim ayağıma karışıp oradan topuklamıştım, şimdi tek başıma neler olurdu neler. Sanki Damla Ediz'in değil de benim flörtümdü!