Damla'nın vedalaşırken kulağıma fısıldadığı sözler hala zihnimde baştan alıp duruyordu. Bu kalbimin titremesine neden oluyordu ve mutluluk vericiydi. Fakat kendimi çok kaptırmamam lazımdı. Onun yanında rahat davranmaya çalışacaktım. Bugün Ediz'in ablasının evine yeni doğan bebeği sevmeye gidecektik. Ediz tam karşı dairemde oturuyordu ve buraya 2.5 sene önce taşınmışlardı. Yani ilk taşındığı zamandan beri en yakın arkadaşım olmuştu. Tam dışarı çıktığım anda o da kendi dairesinden aynı anda çıkınca gülüştük.
'Dostum her seferinde aynı anda çıkmayı nasıl başarıyoruz?' Diye sorunca ellerimi 'bilmiyorum' havasında kaldırdım.
Asansöre bindik ve Ediz telefonda Damla ile konuşuyorlardı. Damla'nın kıkırtılarını duyabiliyordum. Bir an için onun gülüşünü duymak beni mutlu etmişti. Ediz ona sevgi sözcükleri söyleyince moralim bozulmadı değildi. Ama ne yapabilirdim ki. Sevgilisiydi sonuçta.
Ediz telefonu kapatınca bana döndü. 'Damla buluşmanızdan bahsetti, çok iyi vakit geçirmişsiniz, sevmiş seni.'
Kafa salladım. 'Ya evet, güzeldi.'
Aklıma tekrar vedalaşırken bana söylediği sözler gelince gözlerim boşluğa daldı ve gülümsedim. Ediz beni dürtüp daldığım boşluktan çıkardı. 'Sen ne düşünüp gülümsedin?'Hassiktir. Şimdi ne diyecektim ki. Ah doğru ya. Tişört olayı. Ona tişört olayını anlatıp sıyırmıştım. Aklıma Damla gelince uzaklara dalmam başıma dert açacak gibiydi. Ediz'in arabasıyla önce Damlayı alacaktık, sonra ablasının evine geçecektik. Damla öne oturmak ister diye ben arkaya geçmiştim. Damla görüş alanıma girince bizi beklediği yerden arabaya doğru yöneldi. Öne oturacağını bekliyordum ama arkaya binince şaşırdım. Arabaya binince Ediz'e uzanıp dudağına bir öpücük kondurunca modum aniden düşmüştü. Tamam böyle sürekli önümde onu öpecekse işim gerçekten zordu.
'Sevgilim neden öne gelmedin?'
Diye sorunca Ediz, modum eksilere bile düşmüştü. Elbette ondan hoşlanmam suç değildi ama böyle ceza çekmem cidden kötüydü. Damla omzunu salladı.
'İdili yalnız bırakmak istemedim, diyip göz kırptı ve elini omzuma atıp beni kendine çekti ve dudağıma yakın bir yerden yanağıma öpücük kondurup geri çekti.Ediz bunu görmemişti ama sevgilisinin yanında bana böyle davranması tamamen saçmalıktı ve herkesle böyle miydi bilemiyordum.
'Naber tatlım?' Diye sorunca daldığım düşüncelerimden sıyrıldım.
'İyilik sen?.' Onun yanında rahat davranacaktım. Ondan çekindiğimi düşünmesini sağlamıştım ve bunun aksini kanıtlamam gerekti.
Damla iyi diyip arkasına yaslandı. Üzerine sarı renk diz üstü bir elbise giymişti. Ben de mini etek giymiştim. Yolculuk devam ederken Ediz ile kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Ben ise camdan dışarıyı seyrediyordum.
Bacağımda hissettiğim temasla irkildim ve bakışlarımı bacağıma çevirdiğimde Damla'nın bacağını benim bacağıma temas ettirdiğini görünce telaşlanmamaya çalıştım ama bu kız benimle oynuyor gibiydi. Biraz sonra başını omzuma yasladı.
Vücudum değişik reaksiyon vermesin diye derin derin nefes alıp verdim.
'Aşkım ne kadar kaldı ya sıkıldım ben.' Diye Ediz'e soru yöneltince tekrar yüzümü astım. Anlaşıldı; benimle arkadaşça ilgileniyordu ve ben ondan hoşlandığım için yaptıklarını garip buluyordum. Umarım yanılıyorumdur. Yolculuk bitince Ediz'in ablasının evine giriş yaptık. Kendisi tipik yeni doğum yapmış kadın gibi başına bandana takmış ve yeni doğan bebeğinin beşiğinin üstünde 'Hoşgeldin Canım Kızım Beliz' yazıyordu. Sırası ile tebrik ettikten sonra yardımcı kadın bize lohusa şerbeti ikram etti ve Ediz'in eniştesi olan Ömer abi ile selamlaştık ve tebrik ettik. Beliz Bebek cidden çok tatlıydı; yeni doğmuş bebeklerin aksine çok sevimli bir şeye benziyordu. Fazla temas etmeden soft hareketlerle onu sevdik.
Damla Ediz'e lavabonun yerini sorunca Ediz bebeği sevmekle meşguldü.
'İdil canım sen gösterir misin, daha önce gelmiştin biliyorsun yerini.' Diye rica etti Ediz'in ablası Gülçin abla. Ben de olumlu anlamda kafamı salladım ve Damlaya beni takip etmesini söyledim. Damla lavaboda ellerini yıkarken aynanın yansımasından gözlerime baktı. 'Bebek, çok tatlı değil mi.'Gülümsedim. 'Evet baya şirin.'
Damla önüne döndü ve ellerini havlu ile kuruladı ve lavabodan çıkarken elinin tersiyle yanağımı okşadı. 'Sen de öylesin, bebek gibi.'
Gülümsedi ve arkasını dönüp gideceği sırada onu bileğinden tutup kendime çekince yüzüyle yüzüm arasında santimler vardı.
Damla bu hareketimi beklememiş gibi şaşkındı ve kalbimin ve onun kalbinin atış sesleri birbirine karışıyordu. Sessizce ona doğru fısıldadım. 'Bunu neden yapıyorsun?'
Seslice yutkundu. 'Ne yapıyorum?'
Ağzımı açıp cevap verecekken kapı sesi duyunca hemen pozisyonumu bozdum ve açılan kapıdan giren Ömer abiyi görünce gülümsedik ve orayı terkedip herkesin yanına döndük. Damlaya baktığımda bebeği seven Ediz'in yanındaydı ve gergin, benim aksime bu sefer o kızarmıştı. Bir an için göz göze geldik ve sincice bir gülüş attım.
Doğru mu yaptım yanlış mı bilmiyordum ama bana yaptığı gibi ben de ona onun gibi yapacaktım.