Gürültülü müziğin ardında loş ışıkta pastasının mumlarını üfleyen Hazar'ı alkışlıyorduk. Müziğin sesi hiç dinmiyordu. Gece kulübünde doğum günü yapmanın avantajı.
Elimdeki ufak hediye kutusunu Hazar'a uzattım ve doğum gününü kutladım. Teşekkür etti ve sarılıp geri çekildi ve diğer kutlama ve hediyeleri kabul etmeye başladı.
Hazar üniversiteden arkadaşımdı ve beni doğum gününe çağırmıştı. Birkaç tane daha üniversiteden arkadaşlarım vardı ve uzun süredir görüşmediğimiz için hasret gideriyorduk.
Damlayı ise 2-3 gün önce yolcu etmiştim. İşine çabuk adapte olmuştu. Gürültüden biraz sıyrılmak istercesine lavaboya ilerledim. Bir kabine girip sessiz ortamla başıma hücum eden ağrıyı farkettim. Çantamdan ağrı kesici almak için çantamı açtım ve ve bir ilaç atıp yutuverdim. Sonra telefonumu elime aldım.
Damla'dan 6 tane cevapsız arama ve 3 sms vardı.
'Nerdesin?'
'Ne zaman açacaksın acaba🙄.'
'Gördüğünde dönersin umarım.'
Damlaya haber vermeyi unutmuştum çünkü bu doğum günü organizasyonu çok ani gelişmişti. Lavabodaki kabinden çıkıp aynanın önüne geçtim ve telefonla onu aradım. Açıldı.
'Nihayet ya İdil hanım, nerelerdeydiniz acaba?'
'Ya aşkım çok özür dilerim ben sana haber vermeyi unutmuşum ben şu an bi kulüpteyim.'
'Ne kulübü?'
'Üniversiteden arkadaşım var Hazar diye doğum gününü kutluyor da sınıftan görüştüklerini çağırdı beni de çağırdı ani oldu sana da haber veremedim ortam gürültülü ondan duyamadım telefonu.'
'Ha şu an evde değilsin yani, kim kim kutluyorsunuz?'
'Hazar ben üniversiteden birkaç arkadaş onun da arkadaşları var.'
'Anladım, eğleniyo musun?'
'Aslında sıkıcı biraz ya, az sonra çıkarım zaten hediyesini verdim.'
'Hediye de aldın yani.'
'Yol üstünde bir tane alıverdim, Damla bir sorun mu var?'
'Yoo, sadece bana haber vermek neden aklına gelmemiş meraklandım.'
'Söyledim ya sana unuttum diye.'
'Nasıl unuttun acaba çok merak ediyorum.'
'Sen bana inanmıyor musun?'
'İnandırıcı gelmedi İdil, telefon sürekli elinde nasıl unutursun ki?'
'Ha sen bana ne demek istiyorsun, işsizim diye akşama kadar telefonla mı uğraşıyorum demek istiyorsun?'
'Hayır ne alakası var ben öyle bir şey demek istemedim sonuçta bu organımız haline gelen bir alet, bundan bunu mu çıkardın?'
'Damla ben konuşmak istemiyorum sen iyice saçmaladın bence kapat şunu kalbini kırmayayım.'
'İyi kapatıyorum o zaman sana gece kulübünde iyi eğlenceler nasılsa ben yokum ya rahatsındır karışan eden yok.'
Sinirle elimdeki çantayı yere fırlattım.
'Senin derdin ne! Ben sana beni sıkıyorsun diye imada falan mı bulundum böyle saçma sapan konuşuyorsun sen ya? Altı üstü haber vermeyi unuttum bu ne tripler allah aşkına sen misin bu Damla?'
'İdil kusura bakma ama ben Ankaraya geldiğimden beri sanki bir sosyalleştin sen ben oradayken arkadaşların neredeydi senin?'
'Tabi ki her zaman vardılar senin gitmenle alakalı değil böyle denk gelmiş, beni özellikle mi sinirlendiriyorsun sen?'
'Bağırmaktan başka bir çözüm yolun yok mu?'
'Sen sorun yaratmazsan çözüme de gerek kalmaz Damla hanım.'
'Madem ben sorun yaratıyorum o zaman konuşmayalımz.'
'Bence de bugün konuşmayalım iyice saçma bir hal aldı hadi güle güle.'
Telefonu kapattım ve musluğu açıp yüzüme sert su çarptım ve sinirden gözümden akan birkaç damla yaşa hakim olamadım. Damla kesinlikle kendisinde değildi ve çok saçma konuşup beni üzmüştü. Neden böyle yapmıştı anlamış değildim ama onunla konuşmak dahi istemiyordum. Yüzümü iyice yıkadım ve peçete yardımıyla kuruladım ve eşyalarımı çantama tıkıştırıp arkadaşlarımın yanına döndüm. Normalde eve dönecektim ama eve dönüp Damlayı düşünüp kendimi üzeceğim yerde neden onlarla kalıp eğlenmeyecektim ki? Birkaçıyla birlikte dans pistine çıktık ve kendimizden geçtik. Sonra Alihan isimli arkadaşım elindeki tekila tepsisiyle bize yanaştı ve birkaçımız aynı anda gülüşerek kafamıza dikledik. Ah çok iyi gelmişti.
İlk defa Damlayı düşünüp üzülmüyor hatta eğleniyordum.
Ama aramızdaki problem herneyse mutlaka çözüme kavuşturulması gerekiyordu.
Sevgili okuyucular, siz Damla'nın yerinde olsanız nasıl davranırdınız? Sevgiliniz size haber vermeyi unutursa yani, yorumları bekliyorum!!!❤️
