Dün olanları düşünüyordum. Ediz ve Damla'nın mutlu çift yemeğine dayanamamış içip içip sarhoş olup yine derdim olan Damlayla derman bulmaya çalışmıştım. Sabah uyandığımda yanımda yoktu. Ediz de bana kahvaltı hazırlamıştı ve neden üzgün olduğumu didiklemişti. Ağzımı açıp hiçbir şey söylememiştim. Gülümseyerek Damla'nın bana hediye ettiği kırmızı taşlı kolyeye bakıyordum. Ondan aldığım ilk hediyeydi bu. Yanında hediye ile mi dolaşıyordu bu kız? Ama bana verdiği tişörtü- onu hediyeden saymıyorum- tekrar yatağın üzerine katlı olarak bırakmıştı.
Instagramdan gelen bildirime kafamı çevirdim ve bunun Damla olduğunu gördüm.
Damla Çetiner: Nasılsın? Sabah gitmek zorunda kaldım annem aradı, ama seni de merak ediyorum
Gülümsedim. Beni merak etmişti, tabi arkadaşı olarak etmesi normaldi. Ondan hoşlandığımı bile anlamıyordu ki dün gece beni sorguluyordu.
İdil Berkin: Daha iyiyim, ilgilendiğin için teşekkür ederim, gecenin sonunu berbat ettim özür dilerim
Damla Çetiner: Seninle ilgilenmek yemekten daha iyi geçti aslında🙂
Nasıl yani, doğru mu anlamıştım? Sevgilisiyle yemek değil de sevgilisinin en yakın sarhoş arkadaşının başında beklemek mi daha iyi vakit geçirme şekliydi?
İdil Berkin: Buluşalım mı?
Bütün bu meseleleri onula konuşmayı planlıyordum.
Damla Çetiner: Neden olmasın? Sana hediye ettiğim kolyeyi üzerinde görmek istiyorum ama.
İdil Berkin: Hahaha olur onu da takarım :)
Üstelik hediyeyi de unutmamıştı.
Damla Çetiner: Edizle mi geleceksin kendin mi?
İdil Berkin: Bilmem, ediz de gelsin mi?
Damla Çetiner: Aslında hayır, seninle konuşmak istediğim bir şey var
İyi de Damla benimle ne konuşacaktı? Yoksa ağzımdan sarhoşken bir şey mi kaçırmıştım? Şimdi endişelenmek istemiyordum ama meraklanmıştım.
İdil Berkin: Ne konuşacaksın?
Damla Çetiner: Yanıma gelince öğrenirsin, konum atıyorum.
İdil Berkin: Tamam.
Hızlıca hazırlanıp Damla'nın hediye ettiği kolyeyi taktım. Çantamı da alıp dış kapıyı kapadım ve Ediz'in de çıktığını gördüm.
'O İdil Hanım kendinize gelebilmişsiniz demek.'
Kafamı sallayıp gülümsedim. 'Ya evet şimdi Damla'nın yanına gidiyorum, teşekkür etmek için.'
'Haberim var söyledi, ben de çocukların yanına gidiyorum, basket oynayacağız.'
Bu kız her şeyi sevgilisine söyleyen tiplerden miydi? Edize kafa salladım ve anlamsız bakışlarla bana baktı.
'Ne oldu kanka ne bakıyorsun hortlak görmüş gibi?'
Ediz eliyle kolyemi tuttu. 'Bu nereden çıktı?'
'Damla dün gece hediye etti bana.'
'İyi de, ben de ona hediye etmiştim.'
Şimdi işler karışık hale gelmişti. Damla neden Ediz'in ona hediye ettiği kolyeyi bana hediye etmişti ki? Bu ne demek oluyordu? Beynimde yeşil ışık yanıp sönüyordu. Yoksa Damla da benden mi... Yok, hayır bu imkansızdı, o Edizle mutluydu.
Bu işi nasıl aydınlığa çıkaracaktım, bilmiyordum...