Israrla çalan zile daha fazla dayanamayıp kapının deliğinden baktım. Ediz ısrarla zili çalıyordu.
'İçeridesin İdil, kapıyı aç beni yorma kuzum'
İç çekip teslim oldum, kapıyı açtım. Ediz içeriye girip oturma odasına kuruldu.
Bakışlarımla onu takip ettim. Açıklama beklercesine bana baktı.
'E anlat bakalım, kedim zehirlendi yalanı da neyin nesiydi?'
Ellerimi kaldırıp yalanım yakalandı gibisinden teslim oldum.
'Ya bilmiyorum ama gerildim ben, yanınızda fazlalık hissettim, kalkıp gitmek istedim.'
Ediz göz devirdi. 'Ne alakası var İdil, kız daha geleli 5 dakika olmamıştı, o da ben mi bir şey yaptım diye endişelendi hatta.'
İçimi bir sıkıntı kemirir gibi oldu. Ediz'in yanına oturdum.
'Nasıl, hoşlandınız mı birbirinizden?'
Ediz'in hemen yüzü gülüverdi.
'Ben aslında çok hoşlandım, buluşmadan sonra da konuştuk, çok güzel ya. Hayran kaldım ona.'
Normalde Ediz için mutlu olurdum ama Damla hakkında böyle hissetmesi kalbimde bir şeyler sıkışmasına neden olmuştu. Ben ise hayalimde kalan yüzünü gözümün önüne getirmeye çalıştım. Aklıma direkt olarak mavi gözleri geldi. Karnımda kelebeklerin uçuştuğunu hissediyordum.
'Heeey sana söylüyorum kızım?'
Kendime gelerek Ediz'e döndüm.
'Ne oldu ya?
'Soru sordum sana, cevap versene?'
'Ne sormuştun?
'Damla diyorum, güzel mi sence, beğendin mi?'
İşte şimdi daha da heyecanlandım.
'Banane canım, ben niye beğenecekmişim damlayı, seninki de laf yani, allah allah bir tuhafsız Ediz'
Ediz şaşkınlıkla bana baktı. Cidden ne diyordum ben? İyice ben olmaktan çıkmıştım.
'Sakin olur musun İdil? Sadece sormuştum, en iyi arkadaşım değil misin, fikrini merak ettim...'
'Ah pardon, cidden, evet güzel kız valla..'
Ediz bana tuhaf tuhaf bakmaya devam ediyordu.
'Kuzum sen iyi misin? Hastaysan söyle yani, dalıp gidiyorsun uzaklara.'
Kafamı olumsuz anlamda salladım.
'Biraz midem bulanıyor'
Ediz üzgün yüz yaptıktan sonra heyecanla el çırptı.
'Telafi etmen gereken bir buluşma var biliyor musun, Damla birden kalkıp gitmene anlam veremedi ama seninle tekrar görüşmek istiyor, senden pozitif enerji aldığını söyledi bana.'
Duyduğum cümle karşısında gülümsemeden edemedim. İlk görüşte benden pozitif enerji aldığına göre o da beni sevmiş demek. Kendime hakim olmalıydım, bu cümle bile ona olan duygularımı iyice filizlendirmeye yetiyordu, kafamda senaryolar kurmamam gerekiyordu.
'E gene daldın sen ya'
Edize kafa salladım.
'Olur olur buluşalım.'
'Tamam, yazarım ona bu akşam, konuşur ayarlarız, ben sana söylerim.'
'En iyi arkadaşımla sevgilim olacak kişi iyi anlaşmalı.'
Ediz bu cümleyi kurduktan sonra gülümsedi. Sevgilim olacak kişi kısmından biraz rahatsızlık duysam da gülümsedim. Kendi kendime kuruntu yapıp kıza kurulmamalıydım.
Ediz çıktıktan sonra elimde telefonla uğraşırken birden aklıma Damla'yı neden stalk etmediğim gelmişti. Ediz'in hesabına girdim ve takip ettiklerinden Damla ismini aratınca iki tane çıkmıştı. 'Damla Çetiner' ve 'Damla Özgün.' Zaten benim olan Damla direkt kendini mavi gözlü çektiği özçekimden belli ediyordu.
Şimdiden kızı benim olan diye benimsemiştim. Hesabı gizliydi. İstek atıp atmamak arasında baya bir ikilemde kalmıştım. Sonunda atmamaya karar vererek hesaptan çıkmaya karar vermiştim. O sırada üstten mesaj bildirimi gelmişti. Mesaj bildirimini kapatırken elim takip et butonuna çarpınca yanlışlıkla istek göndermiştim!!
Eyvah! İstek yollamıştım! Işık hızıyla isteği geri aldım. Acaba görmüş müydü ki? Bu kadar hızlı bir şekilde göreceğini hiç sanmıyordum. İsteği geri çektikten ve telefonu kilitledikten sonra masanın üzerine koydum. Sonra ekran yandı. Bildirime baktım.
'İdil Berkin: Damla Çetiner seni takip etmek istiyor.'
Sıkıntıyla koca bir of çektim. Kız kim bilir benim için ne demişti. Nefesimi heyecan ve sıkıntıyla dışarıya vererek isteği kabul edip takip isteği yolladım. Tekrar ve isteyerek.