Bir yanımda Ediz, bir yanımda Damla, ortalarında ben, odamda kucağımda bilgisayarım film izliyorduk. Damla'nın elindeki çıt çıt kovasından mısır almaya çalışırken birkaç tanesini üzerime döktüm. Damla dökülenleri alıp eliyle ağzıma götürünce gülümsedim ve ağzımı açtım. Ediz ben de istiyorum diye mızmızlanınca ona da aynısını yaptı. Yani bu hareketin bir anlamı kalmamıştı şu an benim için. Mısırlar bitince filmin sonuna doğru gevşemiştik iyice. Damla başını omzuma yaslamıştı. Umarım kalbim hızlı hızlı atmazdı, artık ona karşı daha sakin olmalıydım. Şampuanının kokusu mu yoksa kendi kokusu mu bilmiyordum ama harika kokuyordu. Kokuyu burnuma çektiğimi fark etmemeliydi, ben de dikkatli davranmaya çalışıyordum. Şayet dibimde Damla varken bu imkansızdı. Resmen bir yanımda en yakın arkadaşım, diğer yanımda en yakın arkadaşımın sevgilisi ve o ise benim sevdiğim kişiydi. Edize göz ucuyla bakınca gözüme masum gözükmüştü. Ama kalbim Damla'ya atıyorsa benim suçum neydi ki yani?
Film bitince odamda bir süre daha takıldık. Tabi Edizle Damla'nın vıcık vıcık halleri pek olmasa da yakınlıklarına katlanmak zorundaydım.
Ediz'in telefonu çalmıştı. Ablası bebek için yardıma çağırınca gitmek zorundaydı.
'Ben seni yola koyayım kanka.'
Damla ise ayağa kalktı. 'Ben kapıya gelmeyeyim görüşürüz Ediz.'
'Görüşürüz sevgilim.' Diyip dudağına minik bir öpücük verince göz devirdim.
İstem dışı olmuştu! Damla ise bunu yaptığımı görmüştü. Off... cidden batırmıştım şu an. Hayır ne diye göz deviriyordum ki sevgilisini öpüyordu!
Edizi uğurladıktan sonra odaya dönünce Damla bana bakıp sırıtıyordu.
'Ne sırıtıyorsun sen öyle bakalım.'
Damla'nın yanına oturdum. Bana bir soru yöneltti. 'Hiç, merak ediyorum, aşka küs müsün sen?'
Anlamsızca Damlaya baktım. 'O da nereden çıktı?'
Damla güldü. ' Edizle beni görünce yüzün hep düşüyor da ondan.'
'Bunun aşka küsmemle alakalı olmadığını ikimiz de çok iyi biliyoruz.'
Damla yanıma yaklaştı. Şu an aramızda birkaç santim mesafe vardı. Gözleriyle gözlerimi hapse almıştı resmen.
'Ben galiba bazı şeylerden emin olmaya başlıyorum.' Diye fısıldadı bana.
'Ya neymiş o?'
Damla nefesini dışarı verdi ve sıcaklığı her yerimi sarmıştı. Bana doğru yaklaşınca daha fazla dayanamayıp dudaklarına doğru hareket ettim. Neredeyse öpüşüyorduk şu an. Bildiğin öpüşecektik! Az kaldı değecek az kaldı!
Ama Damla son anda kendini geri çekmişti. Hayda! Oldu mu bu şimdi? Şaşkınlıkla ona baktım.
Bana telaşla döndü. 'Olmaz, çıkar aklından. Ben Edizle birlikteyim, olmaz bu.'
Ayağa kalktım ve onu bileğinden tutup kendime çektim. 'İnkar edemezsin ama.'
Damla kolumu tuttu. Fısıldadı. ' Bu hareketi 2. Yapışın, böyle yapınca beni etkiliyorsun, yapma.'
'Elimde değil, çekiyorsun beni.'
'Ama Ediz, o ne olacak?'
Geri çekildim ve üzgünlükle nefesimi dışarıya verdim.
'Git Damla, haklısın, en yakın arkadaşıma bunu yapamam. Git.'
Damla atıldı ve bana sarıldı. Sıkıca sarılıyordu.
Kulağıma fısıldadı. 'Ama senden uzak durmayacağım bunu bil.'Gidişini ve dış kapının sesini duydum. Kesinlikle ikimiz de inkar edemeyeceğimiz duyguların içindeydik.