Havuzdan çıkardığım başımı tutup öptükten sonra eliyle tuttuğu içecekten bir yudum aldım.
'Yarasın sevgilime, sen baya bugün suda duracaksın galiba, serin mi bari?'
Damla'ya gülümsedim. 'Evet ya sen de gelsene mızmız.'
Onu elinden tuttum ve aniden havuza çekince kahkaha attım. O da çığlıkla karışık kahkaha attı ve bana su savurdu.
Karşılıklı su savaşından sonra onu kendime çektim ve havuzun içine daldık.
Belini tutarak dudaklarına doğru atıldım ve ıslak dudaklarına yumuşak bir öpücük vermeye başladım. Anında karşılık veren dudaklarını emerken vücutlarımız temas etti. Ellerimi belinde gezdirirken Damla aynı anda göğüslerimi sıkınca gıdıklandım ve tahrik olarak geri çekildim.Ayrıldım ve nefes almak için suyun dışına çıktım.
'Havuz fantezisi mi?'
Damla muzipçe gülümsedi. 'Neden olmasın?'
Onu havuzun kenarına sıkıştırdım ve tekrar dudaklarına ulaştım. Aynı anda elleriyle bikinimin üstünü çözerken ben de onun bikinisinin üstünü çözdüm ve altımızdaki kumaş parçalarından da kurtulunca havuzun içinde tamamen çıplak kalınca vücudumu onunkine temas ettirdim.
Damla nefesini boynuma üfleyerek elleriyle göğsümü sıkmaya devam ederken ben de onun alt dudağını emdim.
'Beni heyecanlandırıyorsun.'
Damla onu sıkıştırdığım havuzun kenarından aniden çıktı ve kendisi ani bir şekilde beni kenara kıstırdı. Boynumu öperek aşağıya indi ve kafasını suyun içine sokarak göğsüme öpücük vererek diğer eliyle sıkmaya başladı. Onu kendime bastırırken kafamı geriye attım. Bir süre daha orada oyalandı ve su yüzeyine çıktı.
'Arada nefes almak lazım. Değil mi?'
Damla bana çok yakın bir şekilde dururken göz kıptı ve bir elini başımın arkasından geçirip havuzun kenarını tutarken diğer eliyle vücudumu okşayarak eli bacak aramı buldu ve bana temas ettiği o an elimle ondan destek aldım ve nefesimi dışarı verdim.
Yavaş hareketlerle üzerimde hakimiyetini kurarken gözlerimi kapatarak ona sarıldım ve dudağımı ısırdım.
Damla parmaklarıyla içimde nazikçe oyalanırken onun dudağını öptüm ve ağzımdan çıkan ufak bir iniltiyle titredim ve omzuna yaslandım.
Bir süre nefes alış verişimi düzene sokmaya çalışırken o da geri çekildi ve bikinilerimizi geri giydirdi.
Damla bana gülümsedi. 'Bu aşırı güzeldi sevgilim.'
'Bir de bana sor aşk kadın.' Göz kırptım ve bir süre daha yüzmeye karar verdim.
Babasının vefatından sonra Ankara'da durmasının bir sebebi olmadığı için Damla İstanbula dönmüştü ve çalıştığı şirketin İstanbul şubesine transfer olmuştu.
Ben de okuldaki işimde yükselmiş ve kendime bir rehberlik kulübü açmıştım. Sonra birlikte yaşadığım yerden daha lüks bir apartman dairesine taşınmıştık ve Damla annesine açılmıştı.
Damla'nın annesi bizi çok olumlu karşılamıştı ve hiçbir olumsuzluk yansıtmamıştı. Benim ailem ise her şeyden habersizdi ve babam emekli olduğu için memleketimize dönmüşlerdi.
Onların gidişi benim için bir şey ifade etmemişti. Sadece bazen annemi özlüyordum.
Damla ile şu an tatildeydik. Ona o kadar alışmıştım ki ailemdi o benim. Bazen o uyurken onu izlemeyi o kadar alışkanlık haline getirmiştim ki ondan daha erken uyanıp onu izliyordum ve sabah uyandığı zaman bana olan şaşkın ve uykulu bakışları benim için her şeydi.
Damla benim miladımdı. İlk aşkımdı. Yaşadığım en gerçek şeydi. Damla benimdi, Damla bendi, bizdi. Ona isim bile bulamıyordum.
Aklımdan yine ona mest olduğumu geçirirken omzuma kondurduğu öpücüğü ile uzaklardan onun yanından yine onun yanına dönerek gülümsedim.
'Nereye daldın bakalım güzelim.' Dedi ve gülümsedi Damla.'
'Sana ne kadar aşık olduğuma?
Damla omzuma bir öpücük daha kondurdu.
'Bazen çok uzaklara dalıyorsun, hepsinde ben mi varım?'
'İnanır mısın evet. Sen yanımdayken bile aklım seninle doluyor, bu mümkün olabilir mi Damla'm? Bu nasıl bir büyü böyle, rüya mı gerçek mi bilmiyorum ama hiç uyanmak istemiyorum.'
Damla alnını alnıma dayadı.
'Sadece sen mi dalıyorsun sanıyorsun, ben de yaşadığımız her anı 3 saniye sonra bile hatırlayıp mutlu oluyorum, hem biliyor musun, hayat biz planlar yaparken başımıza gelenlerdir diye bir söz var. John lennon söylemiş, yani ben şu an seninle yaşadığım şu saniyede bile çok mutluyum, bizim planlara ihtiyacımız yok, başımıza gelenler bizim en güzel planlarımız sevgilim.'
Damlaya hayran hayran bakarken ne kadar güzel konuştuğunu düşündüm.
'Sen ne güzel konuşuyorsun öyle ya. Ben ne cevap vereceğimi bilemedim şu an, sadece öpsem olur mu?
Damla kahkaha attı ve uzanarak dudaklarıma öpücük verdi ve geri çekildi.
Bu onunla yaşayacağım sonsuzlukların başlangıcıydı.
Doyumsuz değildim ama ona doyamıyordum. Tıpkı serinlediğini hissettiğini sandığın andaki gibi, kafana bir soğuk su diklermiş gibi.
Damla'nın yüzünün önüne düşen ıslak saçını parmağıma sardım ve öperek geri bıraktım.
'Son sözünü söyleyecek olsaydın ne söylerdin?'
Damla birkaç saniye bana baktı.
'Ben konuşmayı tercih etmezdim.'
Bana vereceği plansız öpücüklerden birini daha verdi.
Ben onun her şeyine hazırdım.
Damla Çetiner~ İdil Berkin.
Son bölüm için ve genel yorumlarınızı bekliyorum. Bolca kalp ❤️