Ediz yanımda üzgün üzgün oturuyordu. Bilmemiş gibi davranmak zorundaydım. Tanrım ben çok kötü bir insandım.
'Kanka artık ne olduğunu anlatır mısın?'
'Damla sorun.'
'Ya bir problem mi var?'
Rol yaptığım için kendimden iğreniyordum şu an. Buna daha ne kadar devam edebilirdim bilmiyordum.'Soğuk davranıyor son 1 haftadır.'
Evet, 1 haftadır Damla ile gizli ilişkimiz vardı. Bazı zamanlar Ediz'in yanına hiç gitmek istemiyordu ama ben zorluyordum, zaten bugün planında gelip ayrılmak vardı.
Edize kafa salladım.
'Vallahi ben bu ilişki işlerinden hiç anlamıyorum.'
Ediz ayağa kalktı.
'Ya İdil, siz yakınsınız, sen ağzını arasan neden soğuk diye he?'
Şimdi stresten bayılmazsam iyidir. Ne diyebilirdim ki, en yakına arkadaşın sandığın insan sevgilinle birlikte olduğu için sana soğuk mu yapıyor deseydim? Ama o başından beri benden hoşlanmıştı suç bende mi yani...
'Tamam konuşurum.'
'Zaten bugün bana gelecek.'
'Yaa öyle mi?'
Elbette geleceğini biliyordum, bilmezlikten gelmek zorundaydım. Damlayı en son cumartesi günü görmüştüm ve saçlarının kokusunu, ona dokunup sarılmayı çok özlemiştim. Ediz belli ki ayrıldıktan sonra unuturdu, Çağılla 1 sene çıktı ve ayrıldıktan 2 hafta sonra kızı unutmuştu, Damlaya da 1 ay veriyordum, en azından yakın diye. Fakat sonrası nasıl ilerlerdi bilmiyordum, herhalde Damla ile yakın arkadaş rolü falan keserdik. Biraz zor olacak gibiydi.Ediz kendi dairesine dönünce telefonuma gelen mesaja baktım. Damla yazmıştı.
Damla Çetiner: Ben geldim, Edizden ayrılacağım...
İdil Berkin: Keşke böyle olmasaydı :(
Damla Çetiner: Üzgünüm, ben seni seviyorum, elimde değil...
İdil Berkin: Bekliyorum...Sıkıntıyla iç çektim. Acaba Ediz bana aynısını yapsaydı nasıl bir tepki verirdim, nasıl üzülürdüm acaba. Bir an için kafamda rolleri değiştirdim, empati kurdum, ah ne korkunç bir şeydi bu.. Ama Damlayı da sevmediği biriyle birlikte olmaya zorlayamazdım, sırf yakın arkadaşımdı diye.
Stresle onları bekliyordum. Geçen 1 saatin ardından zilim çaldı. Heyecanla kapıya ilerledim. Kapıyı açtım.
Damlaydı. İçeri girer girmez bana sarıldı. Sarılışına karşılık verdim.
'Ayrıldık, üzgün, istersen git teselli et.'
Kafamı salladım ve Ediz'in zilini çaldım.
Kapıyı açtı.'E nasıl gitti?
'Aman, ayrıldık gitti.'
'Nasıl yani, ayrıldınız mı?'
'Evet ya, üstümden yük kalktı benim de.''Yani kanka, üzülmedin mi?'
'Hayır İdil ya, gözümde büyütmüşüm, benden ayrılınca bir rahatlama geldi, galiba böylesi daha iyi oldu, ama siz benim yüzümden küsmeyin tabi.''E güzel o zaman üzülmeni istemezdim zaten.'
Ediz gülümsedi ve kendini oyununa verdi. Ben vicdan azabı çekerken kendisi hiç takmamıştı bile pes! Onu kendiyle yalnız bırakıp kendi daireme girdim. Damla meraklı gözlerle bana baktı. Olanları anlatınca o da şaşırdı. Biraz da Edize salladı tabi. Onu çok özlediğim için yanına sokuluverdim.
'Kızım, seni çok özledim.'
Gülümsedi ve ellerini bana sarıp yanağımı öpüverdi.
'Sadece 3 gündür yoktum, galiba birileri bensiz yapamıyor.'
'Yapamam tabi, seni ne kadar bekledim ben biliyor musun?'
Damla saçımı geriye atıp elleriyle yüzümü kavradı ve beni kendine çekip dudaklarımla buluştu. Anında karşılık verip dudaklarının tadına varıp geri çekilip gülümsedim.
'Ben ilk görüşte aşk saçmalığına inanmıyordum, ama seni ilk görüşümde böyle bir şey yaşadım, Damla'm.'
Damla iki eliyle yüzümü ve saçlarımı okşamaya devam ederken sessizce konuştu.
'Bana her zaman böyle seslensene hoşuma gitti.'