24

1.3K 80 2
                                    

Ertesi gün önceki günün yorgunluğu ile geç saate kadar uyumuştum. Uyandığımda ise saat 14.05'i bulmuştu. Telefonu elime aldım hemen. 3 mesaj vardı ve birkaç bildirim.

Damla'm: Günaydın İdil'im (11.42)
Damla'm: Uyanınca ara. Özledimm(12.53)

Ediz: Kötü haberlerim var, uyanınca bana gel. (13.54)

İlk önce Damlayı arayıp onun tatlı sesiyle huzur buldum ve Edizden kötü haber var diye müjde verdim. Sonra kendime gelip Ediz'in kapısını çaldım.

'Noluyor kötü haber ne?'

'Of İdil ya, dünkü parti başıma olay oldu yandım ben.'

'Hadi ya ben uyuyordum noldu?'

'Kızım polis geldi polis.'

'Ne diyorsun sen ya ne polisi?'

Oscar goes to İdil Berkin.

'Çok gürültü oldu, yönetici polisi çağırdı, babamın kulağına gitti, cezam yandı. Yani gidiciyim. Yurt dışına postalanıyorum.'

'Nasıl yani taşınıyor musun?'

Sahte üzüntü numaram tam oskarlıktı.

'Maalesef. Yarın öğlen uçağım kalkıyor, of bir daha geri gelemem, belki de yıllarımı alır, şirket çok büyük, ablam hiç istememişti zaten, bana kaldı her şey.'

'Of ben kankamsız ne yapıcam yaa.'

Biraz daha inandırıcı olsun diye gözlerimi bile sulandırmıştım. Resmen planım işe yaramıştı. Ediz gidiyordu. Gönül isterdi ki hayat böyle sürmeyeseydi, iyi kötü anılarımız vardı ama son yaptığı şeyler biletini kesmeme neden olmuştu. O gün açık vermemek için valizini toplamasına bile yardımcı olmuştum. Sonra özel arabası gelip onu alırken vedalaştık. Benimle uzun uzun konuşmalar yaparken bile yaptığı pislikten bahsetmemişti bile. İçi rahat yurt dışına gidiyordu ona göre. Ama gidişinin ardındakinin biz olduğunu bilse neler olurdu neler. Onunla havalimanına gitmemi isteyince vedalardan hoşlanmdığımı bahane edip reddetmiştim.

2.5 senelik dostuma ve aşkımın en büyük engeline vede etmiştim.. Kolay mı olmuştu? Eh biraz. Bazı şeyleri öğrenmem zor olmuştu ama.

Eve girerken Ediz'in dairesine baktım ve kilitli ve içinde birinin olmaması bir bakıma kalbimi burkmuştu. Keşke bana bu karar acımasız olmasaydı. Kapısının önünde biraz bekledim ve daireme girip Damlaya her şeyi anlattım. Tamam belki biraz da ağlamış olabilirim. Ne yapalım, sulu göz olmak bunu gerektirirdi.

————

'Hoşgeldin, kelebeğim.'

Damlaya sarılıp geri çekildim ve bal dudağına bir kelebek öpücüğü verdim.

'Hoşbuldum sevgilim.'

'E, Ediz konuşuyor mu seninle, neler yapıyormuş?'

'İlk zamanlar arıyordu ama işleri yoğun, bir de şirketi kötü temsil etmesin diye instagram kişisel hesabını kapattı. Şirketteki asistanının yönettiği hesabı var ve hiçbir arkadaşını takip etmesine izin vermiyorlar.'

'Oh olsun ona, bizi ayırırsa öyle olur, hayata bak ya. Yurt dışında şirket başkanı ama şikayet ediyor, pezevenk.'

Damla'ya kahkaha attım ve onu gıdıklayıp kıkırtısıyla mest oldum.

'Kelebeğimsin sen benim.'

'Bana neden kelebek diyorsun aşkım, özel bir sebebi var mı?'

'Biliyor musun, kelebeklerin vücut ısıları artınca uçabiliyorlarmış, seni gördüğüm ilk gün beni görüp heyecanlandın ve kızardın, sonra da uçup gittin, bu yüzden sana kelebek diyeceğim.'

'Ya sen hem zekisin hem romantiksin, iyi ki beni bulmuşsun.'

'İyi ki İdil'im, iyi ki.'

Hayatımda yaşayıp yaşayabileceğim en güzel aşkı yaşatıyordu bana. Bundan sonra da Ediz'in ne yaptığı da umrumda değildi. Damla benim için, ben de onun için uğraşmıştım.

Eliyle kalbime dokununca artan ritmimi dinleyerek gözlerime bakarak gülümsüyordu.

'Bu bilim mi, aşk mı?'

'İkisi de sevgilim.'

Birlikte güldük ve Damla bana döndü.

'Koluma ufak bir kelebek dövmesi yaptıracağım, hemde hemen.'

Arkadaşım'ın Aşkı /GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin