07

2.5K 136 15
                                    

Ediz baktığı boy aynasından kafasını çevirip bana döndü.

'Oldu değil mi kıyafetim?'

Kafamı sallayıp gülümsedim. Damla ile ilk akşam yemeklerine çıkacaklardı. Baş başa. Sadece ikisi. Ediz bunu bana ilk söylediğinde avucumun içini sıkıp tırnak yarası bile yapmıştım. Kim bilir nasıl güzel romantik dakikalar geçireceklerdi. Ediz cidden çok şık olmuştu. Kim bilir Damla nasıl güzeldi. Onu görmeye can atıyordum. Buraya gelecekti. Yani Ediz onu almaya gitmeyecekti çünkü buraya yakın bir yerde yemek yiyeceklerdi. Edize bol şans dileyip kendi daireme çekilip odamın camından onların çıkmasını bekledim. Ediz aşağıya inince Damla gelmişti bile. Tahmin ettiğim gibi çok güzel olmuştu. Saçlarını her zamankinin aksine tepeden sıkı bir şekilde bağlamış, siyah sade ve şık bir elbise giyip omzuna da şal almıştı. Elindeki çantası da bütün her şeyini tamamlıyordu. Ediz yanına gidip yanağını öpünce arabaya binmek için hareketlendiği sırada beni fark etti ve göz göze geldik. Çarpık bir gülümseme attım ona. Yüz ifadesini bozmadan arabanın önüne bindi ve Ediz arabaya binince onu kendine çekip dudağına bir öpücük kondurdu. Sonra bana dönüp aynı gülümsemeyi verince kaşlarımı çattım ve sinirle perdeyi çekip odama girdim. Önüme gelen ilk eşyaya bir tekme vurup odanın ortasına devirdim. Resmen eziyetti bu. Eziyet. Evde oturup onların iyi vakit geçirip eve dönmesini bekleyemezdim. Ne yapacağımı bilmez bir halde evden çıktım. Yanımda sadece cüzdanım ve evin anahtarı vardı. Yürüyerek bir büfeye girdim ve budweiser alıp oradan çıktım.
İnternetten tanıştığım bir arkadaşım vardı. Adı Meteydi. Onu arayıp yanıma gelmesini söyledim. Zaten benden biraz hoşlandığını bildiğim için hemen gelmişti. Eşcinsel olduğumu bilmiyordu. Deniz kenarındaki taşlara oturup elimdeki biranın tekini ona uzattım.

'Sana da Merhaba İdil.'

Cevap vermeden kafama diktim birayı. Mete elimden çekiştirmeye kalktı. 'Yavaş ol kızım ne bu halin sefil gibisin.'

'Ver şunu be' elinden birayı çekiştirip içmeye devam ettim. Güneş çoktan batmıştı bile. Elime telefonu alıp instagrama girdim. Ediz story atmıştı. Damla karşısında oturuyordu ve elini tutuyordu. Lanet olsun, çok güzeldi. Allah kahretsin çok güzeldi ya.

'Kızım neden çağırdın beni buraya derdin nedir senin.'

Meteye döndüm ve ağlamaya başladım. O da ağladığımı görünce şaşırdı ve beni kendine çekip elini omzuma attı.

'Ben aşık oldum Mete, aşık oldum, imkansız ama.'

Mete ses çıkarmadan sırtımı sıvazladı. Bir süre daha sessizce ağlayıp içmiştim. Kendimi kaybetmiştim. Telefonun ekranından kendime bakınca saçım başım dağınık ve gözlerim kızarmıştı. Saat 9.30-10 sularıydı. Mete beni eve bırakacaktı. Beni arabasına bindirdi ve evimi tarif edip sessizce eve gelmeyi bekledim.
Mete arabayı sürerken sessizliği bozup soru sordu. 'O storysine baktığın çocuğa mı aşıksın, fena dağılmışsın belli.'

Tabi Mete olayı çok farklı anlamıştı. Edize aşık olduğumu sanmıştı doğal olarak. Ses etmeden kafamı salladım ve o da daha fazla soru sormadı. Evin önüne gelince arabadan indi ve ayakta bile duramayan bedenime sarıldı. Kolumla ona tutundum. O sırada Edizle Damla'nın gelişini gördüm. Apartmanın önünde konuşuyorlarken Ediz beni görünce şaşkınca yanımıza koştu. Mete Edize baktı.

'Gerisi sizde, ben gidiyorum.'

Ediz şaşkınca cevap dahi veremeden beni tuttu. Sonra Damla'ya döndü.

'Yardım eder misin aşkım.'

Ah kes şunu Ediz. Bir koluma da Damla girince burnuma yayılan enfes kokusuyla daha da çarpılmıştım. Evin anahtarlarını cebimden alıp kapıyı açtı Ediz. İçeriye girdik ve odama girip beni yatağa yatırdılar.

Konuşmalarını duyabiliyordum. Hala içimde hiç geçmeyen bir acı hissediyordum.

'Damla, kendini rahat hissetsin diye sen onunla kalır mısın, dolabından kıyafet alıp üstünü değiştir İdil dert etmez böyle şeyleri.'

'Olur sevgilim, senin aklın kalmasın.'

———

Gözlerimi zar zor açtım ve saat gece 12yi bulmuştu. Burnumun çok yakınında olan bu tanıdık kokuyu alınca zorlukla ayağa kalktım. Damla yanımda uyuyordu. Üzerinde bana verdiği tişört vardı. Altına da eşofmanımı giymişti. Çok güzel uyuyordu. Kendime engel olamayıp elimi uzattım ve hafifçe yüzüne düşen saçlarını geriye ittirip okşadım. Sonra yanına uzanıp uyuyuşunu izlemeye koyuldum. O kusursuzdu. Gözlerini kırpıştırıp uyanmaya çalıştığını görünce hemen pozisyonumu değiştirip telefonumu elime aldım.

'Ah uyandın mı, nasılsın?'

Ona döndüm. 'Biraz dağılmışım.'

Damla elimdeki telefonu alıp yatağın üzerine bıraktı. Sonra eliyle saçımı okşamaya başlayınca gözümdeki yaşlar artmaya başlayarak tuttuğum gözyaşlarını bıraktım.

'Seni üzen nedir bu kadar, söyle bana, kim üzdüyse seni mahvedeyim onu.'

Ah bilmiyor ki beni üzen kendisiydi, keşke bilseydi. Beni kendisine doğru çekti ve elini omzuma attı, sıcak boynuna doğru sokuldum. Gözyaşlarım biraz azalsa da onun tenine değmişti. Geri çekildi ve eliyle gözümdeki yaşları temizledi.

'Belki üzüntünün sebebini bilmiyorum ama mutlu olursun diye bunu sana hediye ediyorum al.' Diyip gülümsedi.

Bana uzattığı kutuyu açtım ve içinden kırmızı taşlı ince bir kolye çıktı. Derin nefes alarak ona döndüm.
'Teşekkür ederim, iyi geldi bu.'

Bana sarılıp geri çekildi.
'Hadi uyu sen, uyku iyi gelir, ben yanında olacağım, Ediz de uyumadı istersen o gelsin, o en yakın arkadaşın sonuçta.'

Bastıra bastıra mı söylüyordu? Zaten en yakın arkadaşımın sevgilisi olan sana aşık olduğumdan oluyordu bunlar. Ona aşık olduğumu kendime itiraf ettiğim gündü.

'Hayır, sen kal, iyi geceler.'

'İyi geceler.'

Arkadaşım'ın Aşkı /GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin