'𝕮𝖆𝖚𝖘𝖊 𝖞𝖔𝖚, 𝖞𝖔𝖚, 𝖞𝖔𝖚, 𝖞𝖔𝖚 𝖆𝖓𝖉 𝖒𝖊 𝖈𝖔𝖚𝖑𝖉 𝖒𝖔𝖛𝖊 𝖆 𝖒𝖔𝖚𝖓𝖙𝖆𝖎𝖓...''
Hala bir şeyleri anlamamış gözlerimi Bay O'Brien'nin üzerinde gezdirmeye devam etmeyi daha fazla sürdürmeyerek;
"Ne dediğinizi anl-"
"Evin neredeydi küçük hanım?"
Küçük hanımı eğer Bay Brien diyecekse hayatımın sonuna kadar duymaya razıydım...Tanrım affet...
"Ş-ey sağdan dönün lütfen"
Yol boyunca arabayı sessizliğimiz kaplamıştı ve durum beni üzüyordu.Çünkü Bay Brien ileyken onunla sohbet etmek isterdim.Hayatının nasıl olduğunu, neler hoşlandığını, neler yapmayı sevdiğini...
"Bu hafta sonu beyzbol maçım var gelmek ister misin?"
O konuşmaya başlamadan önce camdan yolu seyreden ben ''gelmek ister misin'' cümlesini duyduktan sonra başım hemen ona y-yani Bay Brien'e dönmüştü.
"Y-yani şey ister misiniz?"
''misiniz''...neden düzetlme ihtiyacı duymuştu ki? ama yinede midemi kaplamaya her zaman hazır ve nazır olan kelebekler sarmıştı.Neden böyle oluyor tanrım...Neden...Sorusunu daha fazla havada bırakmadan;
"Şey, evet isteri eee isteriz yani diğerleri de isterler özelikle Poei"
Müthiş kahkahası kulaklarımı doldurmuştu...Ömrümün sonuna kadar senin kahkahanı dinleyebilirdim Dylan O'Brien...Sonsuza kadar...Olabilirse tabii...Keşke olsa...
"Poei ile benim arkadaşım Mark baya iyileri, yani araları.İyi bir çift oldular kabul et"
dedikten sonra gülümsemesini devam ettirdi.Cennettin girişiydi O'Brien'nin gülümsemesini izlemek...Tanrı bile gurur duyuyordur böyle bir kulu yarattığı için.-dur değil öyle...Yüce İsa'ya yeminim olsun ki öyle.
"Evet bence de, gayet iyiler.Birbirlerine iyi geliyorlar bence."
"Peki sen? Sana iyi gelen birisi var mı? Yoksa hep böyle kırgın bir küçük kız çocuğu musun?"
Kırgınlığımı nereden ve neden fark etmişti ki? Yoksa bana mı odaklanıyordu?...Tanrım...Yine cevapsız sorular.
"Yok, y-yani hayatımda birisi yok ama arkadaşlarım, annem var."
"Baban?"
"Yok"
Dedikten son gülen yüzünün bir anda düştüğünü fark ettim.Bu kadar özelimi bilmesine gerek yoktu sonuçta kaç kere ve hangi samimiyetle görüşecektik ki?Bu gereksiz samimiyeti bitirmek adına;
"Yani babam şu an evde değil, çalışıyor.Yurt dışında."
Samimiyetle başını ''anladım'' anlamına gelecek şekilde salladı.Ama yine de sessizliği sevmediğini belirten bir atakla tekrar konuşarak;
"Hangi takımı tutuyorsunuz Bayan Salvatore?" diye sordu.
"Hmm düşüneyim...Mets!"
Dedikten sonra gözlerinin içinin parladığını fark ederken hemen atlayarak;
"Bende , bende!"
diye bağırdığında aynı takımda olduğumuza mı sevineyim yoksa Bay O'Brien'nin aynı takımda olduğumuza mı sevindiğine mi sevineyim bilemedim.
Tanrım!
Ölüyordum gör artık!
"Öyle mi çok sevindim"
![](https://img.wattpad.com/cover/272691905-288-k40875.jpg)