- 𝓭𝓮𝓵𝓲𝓰𝓱𝓽 -

66 5 17
                                    

Saç uçlarımdan ayak tırnaklarıma kadar gerginlik yayılmıştı bedenimde. Onu hissetmek zevk verdiği kadar can acıtıcıydı da...

Sürtünmeden doğan bir kıvılcımı hücremde isteyemezdim, buna hakkım yoktu.

Bunun sonucuna katlanacak gücümde.

Sadece onu seviyordum, benimsiyordum.

Gittikçe kalçama baskı yapıyordu.

Onu hissetmek ölüm gibiydi...

Yavaş yavaş gözlerimi kapatmıştım...Onun kolları arasında, bulutlar üstünde derin bir uykuya gitmiştim.

...

Saat 08.30'da alarm çalmaya başladı.İkimizde yavaş yavaş gözlerimizi açmıştık.İlk gördüğümüz şey birbirimizin yüzleri olmuştu.

Sabah sabah bile yüzü mükemmeldi.

''Ah, pardon. Uyandırdı sizi de alarm.'' dedim muhtaç bir ses tonuyla.

Hafifçe gülümsemişti.

''Sorun yok, Nia. Kalkalım. Annen seni yakalamadan eve bırakayım.Benzinlikte bir şeyler alırız.'' diye bir teklif sundu ama annem konusunda aşırı eğleniyordu.

İkimizde gülümsemiştik.

''Uyar bana, kalkalım.'' demiştim ben de normal bir ses tonuyla.

Kalkıp üstümüzü giyindikten sonra etrafı toparlayıp evden ayrılıp, arabaya bindik.

30 dk sonra benzinlikte durduk.

Bay Brien görevli ile konuşup, yiyecek bir şeyler almak için içeri girdi.

Ben de kapıyı açmış arabaya hava gelmesini sağlarken yanıma genç bir adam gelip yol tarifi sormuştu.

''Merhaba, Green Mahallesi ne taraftaydı?'' diye sordu.

Genç, uzun boylu, kumral bir adamdı.

''Merhaba, bayım. Maalesef ben arkadaşımla geldim bu taraflara. O yüzden pek bilgim yok. Ama arkadaşım gelsin ona sorarız'' diye konuştum.

O da gülümseyerek beni onaylamıştı.

''Siz beğendiniz mi buraları peki?'' diye sordu içten bir ses tonuyla.

''Ah, evet. Benim için çok değerli burası. Deniz olan tarafları daha güzel. Mükemmel bir havaya sahip.'' dedim aynı içten ses tonuyla.

O da gülümsemişti.

Birkaç daha sorular sorup, gülmüştük. Tam ben kahkaha atarken Bay O'Brien yanımıza gelmişti.Kaşları çatık, gözleri sorgular gibiydi.

Durumu fark ettiğim an topu çocuğa atmıştım;

''Arkadaşım, sorunuzu kendisine sorun. O buraların efendisi gibidir'' dedim şakayla karışık ses  tonuyla.

Bay O'Brien hala sorgulayıcı bakışlarını üstümüzde gezdiriyordu.

''Senin arkadaşın Dylan O'brien mi?'' dedi sesini hafif heyecanlı tonda yükselterek.

''Evet, benim'' dedi bana cevap hakkı tanımadan Bay Brien.

''Sorunuzu öğrenebilir miyim şimdi?'' diye sordu çatık kaşları hala yüzünde hakimiyetine sürdürürken.

Çocuk yol tarifini sormuştu, Bay Brien ise kısa bir şekilde cevaplayıp arabaya binmişti.

''Neden bu kadar gerildiniz'' diye sordum merakla.

''Gerilmedim'' dedi geçiştirici bir şekilde.

LONELINESS | DYLAN O'BRIEN FANFICTIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin