Duş aldıktan sonra hemen beni eve bırakmasını istedim.Uzun zamandır eve hiç gitmemiştim.Annemden önce evde olmam gerekiyordu.
Arabaya bindiğimiz de Tei'ye mesaj atmıştım;
''20 dakikaya evde olacağım.Endişelenmeyin.Gece şarjım bitmişti, yazamadım.'' dedim.
...
Dylan'nı öperek onu gönderdiğimde yavaş yavaş evin bahçesine girerek çiçekleri suladım.Toprak ve çiçek kokusunu seviyordum.Dün yağmur yağdığı için bu gün mis gibi ıslak toprak kokusu burnumda şenlik yaratmıştı.
Ellerimdeki eldivenleri çıkararak çantamdaki anahtarı aramaya çalışırken kapı bir anda açılmıştı.
Karşımda uzun yıllardır görmediğim ''babam'' vardı.
Çok yaşlanmıştı...
Saçları uzamıştı, sakalları beyazlamıştı.
Gözlerindeki yaşam ışığı sönmüştü.
Zayıflamıştı, çok zayıflamıştı..
''Kızım'' diyebilmişti bir tek.
Gözlerini gözlerimden kaçırıyordu.Ama ben ona kitlenmiştim.Gözlerimi ondan kaçırmam için hiç bir neden yoktu.Çünkü utanç dolu olan ben değildim, oydu...
''Neden buradasın?'' dedim yüzünde gezdirirken gözlerimi.
''Uzun zaman oldu.Özle-'' diyecekken;
''Her gece ağlattığın kızını özledin yani.'' dedim sözünü keserek.
''İçeri geç, yağmur başladı.'' dedi.
Haklıydı, yağmur çiseliyordu.
İçeri geçip,salondaki sandalyeye oturarak onu izlemeye başladım.
Elleri titriyordu, çok değişmişti.
Acımak istiyordum ona ama o bile içimden gelmiyordu.
Hayal kırıklığı idi o bende.
''Annem biliyor mu?'' diye sordum kısık sesle.
''Biliyor'' dedi.
''Nasıl izin verdi?'' diye sordum.
''Bilmem, acıdı herhalde.'' dedi
Derken kapı çaldı.
Annem gelmişti.
''Nasılsın bebeğim?'' diye sorarak bana sarıldı.
''Onun burada ne işi var?'' dedim kaşlarımı çatarak.
''Bir süre burada kalmalı.'' dedi annem.
''Neden ama neden?'' diye sordum baskın bir ses tonuyla.
''Nia, içeri geçelim mi? Çok yorgunum.Sonra konuşalım.'' dedi başını omuzuna yatırarak.
''Onu affetmedin değil mi?'' diye sordum.
''Beni kendimden utandıran bir adamı affetmem.Onu da affetmedim.O şu an buradaysa belli bir sebepten dolayıdır.Zamanı geldiğinde gidecek.'' diyerek salona geçti.
''Nasılsın?'' diye sordu annem yüzüne bile bakmazken.
''İyiyim,sen?'' diye sordu öksürürken.
''Kırgın'' diye atladım annemin konuşmasına izin vermeyerek.
...
Üstümü değiştirmek için odama gittiğim sırada Dylan aramıştı;