Tapusu Bende bir gün basılırsa kitaptan gelen gelir Kimsesiz Çocuk Yurtlarına bağışlanacaktır.🌸
11.06.2021💫
Multimedia: Günce Karaca🌸
İkiye On Kala - Ben Bu Kafayla N'apıcam?
Keyifli Okumalar.💙
Günce Karaca'dan;
Herkesin mahallesi kendine güzeldir ve herkesin mahallesinde bir dedikodu kazanı kaynatılır. Bir demişim pardon, gün de üç öğün dedikodu kazanı kaynatılır. Bu yazısız bir kuraldır. Muhakkak kocaya kaçmış kızlardan, eşinden soğumuş erkeklerden, laf arasına sıkıştırılan dedikodu güzel ama börek olmamış bakışlarından birçok insan nasibini almıştır. Benim gibi.
Durun ona sonra geleceğim. Önce size güzide mahallemi tanıtmak istiyorum ama ceketimi bulmam gereken konular var. Kabul ediyorum biraz dağınık biriyimdir. Dün akşam çamaşırları toplayıp dolaba tepmiştim. Ütüden zerre anlamazdım. Bir keresinde karşı komşum Handan teyzenin, kuzeninin kızının düğünü için elbisesini ütüleyeyim demiş, elbiseyi berbat etmiştim. Tabii o aman olur böyle şeyler, sıkma canını demek yerine acımasızca canımı bir limon sıkar gibi sıkmış ve o elbisenin parasını almıştı benden. Neymiş, özel tasarımmış! O an açlığıma denk gelip yemiştim ama tok olsaydım cevabımı verirdim.
Bu arada ceketimi buldum ve hemen giydim. Odamdaki dağınıklığı görmezden gelip kapıyı kapattım. Bazen bazı hoşnutsuz durumlara karşı gözlerimizi ve kulaklarımızı kapamak gerekirdi çünkü. Bu da altın bir kuraldır, unutmayın.
Mutfağıma ilerleyip masanın üzerindeki tencereleri kucakladım ve evden çıktım. Tencereleri kapının dışına bırakıp kapıyı kapattım ve kilitledim. Yeniden tencereleri kucakladıktan sonra kaldırımdan devam ettim yoluma. Karşı komşum Handan teyze balkonda halısını silkelerken birbirimize memnuniyetsiz bir bakış attık. Aramızdaki çıkar ilişkisiydi çünkü. Çıkar derken yanlış anlamayın yani. Bazen saçmalayabilirim ve bu da benim karakterim.
Saçlarımı savura savura mahallemde ilerlerken kapısının önünde oturmuş çekirdek çitleyen ve bana bakıp fısır fısır konuşan Necla teyzeyle Naciye teyzeye baktım iğneleyici bakışlarımla. "Ayıp ayıp!" dedim dilimi damağıma vurup cıklayarak. "Babanızın evi mi orası da evin önünü kirletiyorsunuz?"
Ne demek istediğimi anladılar ve ağızlarında kalan çekirdekle öylece kalakaldılar. Mahalleli ikiye bölünmüştü iki haftadan beri. Bir yanda mahallemin güzide paragözleri, bir yanda da tek başıma ben vardım. Ben tek, siz hepiniz misali.
İki hafta önce birileri gelip çocukluğumun geçtiği bu mahalleye dadanmış ve bir şekilde fazla parayla mahallemin insanlarını kandırarak tapularını almıştı. Bu mahalledeki evleri yıkıp buraya büyük bir mahalle zinciri yapacaklarmış ve bize de o evlerden vereceklermiş. Yerseniz tabii! O mahalle zinciri yapılana kadar Ayşe teyzem bastona biner, toprağa düşerdi. Hem o mahalle zincirindeki lüks evlere, hem de verilen bir miktar paraya tav olan mahalleli hemen gidip tapularını vermişlerdi fakat ben bu yıkıma karşı direniş gösterdiğim için bana ters ters bakıyorlar, bir an önce o mahalle zincirindeki lüks evlerde oturabilmek istiyorlardı. Ah Ayşe teyzem ah! Gül gibi tertemiz mahallen dururken mahallemizdeki yeşillikleri bile söküp yerine beton yığacaklardı. Keşke biraz evimize, anılarımıza sahip çıkabilseydik...
Yanımdan geçen amcalar, top oynayan çocuklar, cam silen teyzeler bana ters ters bakıyordu ama alnım açık, başım dik bir şekilde yoluma devam ettim. Ta ki, "Günce," diye seslenen Maria ablayı duyana kadar. Abla dediğime bakmayın, kendisi bastona binmesi gereken yaştaydı ama maşallah benden de dinçti. Güzel gülümsemesiyle penceresinin önündeki çiçekleri sularken elimdeki tencerelere kısa bir bakış atıp bana baktı yeniden. "Semih Bey'e mi yine?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAPUSU BENDE (Askıya Alındı!)
Aktuelle LiteraturAilesinden kalan eve sahip çıkmaya çalışan, tek başına ayakta duran, dik başlı, cesur bir kız... O kızın ailesinden kalmış olan evi almak için çabalayan, gözü kara, korkusuz bir adam... Dedikodu kazanının kaynamasıyla başlayan bir yalan ve devamında...