16 : Baktığın Her Yerde, En Çokta Kalbinde...

1.1K 123 61
                                    

Yorum Sınırı: 250! Sınırı geçmek için fazla emoji ve random kullanmayalım. :)

Keyifli Okumalar...

Güney Çamdeviren'den;

Semih Bey'le bir saat sonrası için sözleştikten sonra onu evine bıraktım ve yapmam gereken konuşma için hastanenin yolunu tuttum. Bugün her şeye son vereceğim çünkü olması gereken bu. Taksi geldiğim özel hastanenin önünde durduğunda yanımda duran çiçek buketini aldım ve ücreti ödeyip hastanenin önünde bekleyen Serdar'ın kapımı açmasıyla taksiden indim. "Arabanızı getirdim Güney Bey." dediğinde hastaneye giriş yapmış, arabamın anahtarını almıştım. Başımı hafifçe eğdiğimde danışmaya hiç uğramadım. Ben sormadan Serdar bana Hakan amcanın kaldığı odanın numarasını vermişti. 

İkinci kat, yüz bir numaralı odaya geldiğimde koridor boştu. Derin bir nefes alıp az sonra her şeyi bitirmek maksadıyla işaret parmağımın tersini iki kez kapıya vurdum ve ardından kapıyı araladım. Tahmin ettiğim gibi herkes buradaydı. Hakan amcanın bir yanında karısı Sevtap teyze bir yanında Pelin vardı. Annemle babam da buradaydı fakat sanıyorum ki onlar tam da çıkmak üzereydi. Çünkü kapıyı açtığımda ilk olarak onlarla karşılaşmıştım. 

Annem beni gördüğüne sevinmiş gibi kollarını boynuma doladığında, "Sen yokken evin hiç tadı tuzu yok." demişti kulağıma. Sevtap teyzeler duymasın diye fısıldıyordu. "Bu akşam geliyorsun ama değil mi? Bak en sevdiğin yemekleri hazırlatacağım sana. Karnı yarık severdin sen. Rana Hanım'a söyleyeyim, şöyle bolca yapsın sana." 

Evi terk etmişim gibi davranıyordu fakat bir süreliğine Günce'yle kalacaktım sadece. O bunu bilmiyordu tabii doğal olarak. O sabah olan son konuşmamızdan sonra evden gittiğim için haliyle küsüp gittiğimi düşünmüş olmalı. Öyle bir şey yoktu. Onlara kırgındım ve bunu gözden uzakta değil bizzat yüzlerine vurarak gösterirdim. Fakat yine de beni zorladıkları şeyin vicdan azabını yaşasınlar istediğim için, "Gerek yok," dedim mesafeli bir sesle. Annem usulca geriye çekildiğinde gözlerime bakakaldı şaşkınlıkla. "Bir süre eve gelmeyeceğim. İşlerim var. Yalnız kalmak istiyorum." 

Hayır Günce'yle, onun yanında kalmak istiyorum çünkü bana iyi geliyor.

Annem bir şey diyecek gibi olduğunda Pelin, "Sevgilim, hoş geldin." diyerek yanıma gelmiş ve annemi hafifçe iterek kollarını boynuma dolamıştı. Annem bu durumun şaşkınlığını yaşarken kaşlarını çatarak Pelin'e baktı. Ona dümdüz baktım. Kendi yapmış, böyle olmasını kendi istemişti. Ne sanıyordu? Pelin'in ona uyum sağlayan, harika bir gelin olacağını falan mı? 

Pelin'in kollarını boynumdan indirdim çünkü şu dakikadan itibaren bana bir daha sarılmayacak. Onu istemediğimi, sevmediğimi açık açık göstermeme rağmen elimdeki çiçeklere bakıp, "Bunları bana mı aldın?" diye sormuştu gülümseyerek. 

Elimdeki çiçeklere uzandığında yanından geçip Hakan amcanın yanına gittim birkaç adımda. Çiçekleri kenardaki komodinin üzerine bıraktığımda, "Geçmiş olsun." dedim Hakan amcanın gözlerine bakarak. 

Hakan amca geçen gece akşam yemeğinde olan konuşmamdan ötürü benden bir özür bekliyor olmalı ki, bana karşı mesafeliydi. "Sağ ol." demişti dümdüz bir sesle. Ardından aklına şirket için ona bağımlı olduğum gelmiş olmalı ki gözlerinin kahvesine yerleşen meydan okumayı gördüm. Dudağının kenarı sinsi bir şekilde kıvrıldığında, "Şu proje," dedi damarıma basmak, ona muhtaç olduğumu yüzüme vurmak ister gibi. "Nasıl ilerliyor Güney? Bir sorun yoktur umarım. Aradan neredeyse iki ay geçti ama halen daha bir gelişme katedilmedi."

Onun benden beklediğinin aksine daha soğukkanlı, daha vurdumduymaz bir tavırla baktım gözlerinin içine. "Bende tam olarak bu projeyle ilgili konuşacaktım sizinle." dediğimde gözlerim ayağına kaydı kısa bir an. Dizine kadar alçılı ayağı havada asılıydı. Gözlerim yeniden gözlerini bulduğunda o meydan okuyan tavrı değişmiş, benden beklediği tepkiyi göremediği için bozguna uğramıştı. "Sanırım şu an doğru zaman değil." 

TAPUSU BENDE (Askıya Alındı!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin