Multimedia: Günce'nin gelinliği.^^
Keyifli Okumalar...
Günce Karaca'dan;
Bazen sizin kurduğunuz planlar bir anda değişir, beklenmedik güzel şeyler aniden gerçekleşirdi.
Bundan birkaç sene önce, annemle babamı kaybetmeden önce, ben lisedeyken bir iki erkek arkadaşım olmuştu fakat ergenlik dönemindeydi hepsi ve bana denk gelen erkeklerde cidden bir problem vardı. İlk sevgilim benden hoşlandığını, bana deliler gibi aşık olduğunu söylemişti okul kantininde. Gerçi sevgilim dediğime de bakmayın. İlişkimiz beş saat sürmüştür en fazla. Neredeyse onunla sevgili olmam için adeta yalvarmıştı bana. İlk kez böyle bir teklif almıştım ve gerçekten benim için beklenmedik bir teklifti. Çocukta fena değildi tip olarak. Bir üst sınıflardandı. Hemen o gün tamam demiştim şaşkın halimle. Çok iyi hatırlıyordum. Sonra o gülümsemiş ve okul çıkışı buluşmayı teklif etmişti. Gitmiştim bende. Parka gitmiş, oturmuştuk. Havadan sudan sohbet ettik, güldük eğlendik derken arkadaşları gelmişti onun. Benim için o kadar önemsiz biriydi ki adını bile hatırlamıyorum şu an.
Arkadaşları iddiayı kazandığını söylediğinde yanımdan fırlamış, hepsinden ellişer lira almış ve beni orada şaşkınca bırakıp gülerek gitmişti. Hiçbir şey demeden üstelik. Benimle girdikleri iddia yüzünden buluşmuş ve bana aşık olduğunu söylediği günün akşamında terk etmişti. Hiçbir şey anlamamıştım. Benim için çok hızlı bir ilişki olmuştu. Adına ilişki denirse işte... Yalandan ibaret bir oyundu. Hisler yalan, aşk yalan, sevgi yalandı.
İşin gerçeği ben pek aşk meşk insanı da değildim ve bu duygulardan da pek anlamazdım. Yani birini kendi içimden över, yakışıklılığına ve karizmasına türlü iltifatlar yağdırırdım ama kolay kolay aşık olmazdım. Ben birkaç sene önce kandırılmıştım çünkü. Zaten günümüzdeki sevgilileri gördükçe iyice soğumuştum aşktan. Çok mıç mıç ya da fazla saplantılıydı hisler. Fakat şimdi aşka dair tüm ön yargım kırılmıştı.
Dakikalar önce hayatıma ansızın giren adamdan muhteşem ve beklenmedik bir itiraf almıştım. Şimdi onun kollarının arasında, kucağındaydım ve o saçlarımı okşuyor, her bir telini öpmek ister gibi sık sık öpücükler bırakıyordu kafamın üzerine. Başım göğsüne yaslı, ellerim boynuna sarılıydı. Küçük bir bebekmişim gibi seviyordu beni.
Bir dakika ya!
Biz bu hale nasıl geldik?
En son bana Pelin gibi bir mankenle olan nişanını attığını ve bana aşık olduğunu söylemişti. Ben sudan çıkmış balık gibi bakakalmıştım suratına ve sanırım o tepkisizliğimden ve bayılacağımdan korkup beni kucağına oturtmuştu.
Krizi fırsata çevirmiş demeyelim de, bizim amele sümüğü gibi yere yapışmamızı istemiyor diyelim, aynen...
Önce kollarım düştü boynundan, sonra başım kalktı göğsünden. Sakallarının arasına karışan saçlarımı kulaklarımın arkasına iliştirdiğimde kaçıp gitmemden korkuyormuş gibi bir eli bilinçsizce bel çukurumda geziniyor, diğer eli ise karnımın üzerinden sarılmıştı belime. Benim doğrulmamla bir tedirginleşmiş, ciddileşmişti. "İyi misin?" diye sorduğunda karnımın üzerindeki eli yanağıma kondu. "Dakikalardır tek kelime etmedin Günce. Bir cevabı hak etmiyor muyum?"
Haklıydı. Bir cevap bekliyorken susmak da neydi şimdi?
"Hayır." dediğimde kaşları havalandı. Ben sorusuna hayır demedim ki! "Yani evet ama hayır." diyerek toparlamaya çalıştım ama daha da batırdım. "Ay of ya!" diye sitem edip yanağımda duran elini tutup indirdim dizlerimin üzerine. İki elimle birden elini tutarken işaret parmağımı elinin üzerindeki damarlarda gezdiriyordum. Gözlerim de o damarları takip ediyordu. "Yani ben... Bu sabah çok kötü hissettim. Sen mutfakta telefonda gerçek nişanlınla konuşurken ben senin nişanlı olduğunu unutup yalanlarıma ortak ettim ve üstüne üstlük seninle sahte de olsa sözlenince... Kendimi çok kötü hissettim işte. Niyetim bu akşam bu aramızdaki şeye son vermekti aslında ama sen öyle birden şey edince..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAPUSU BENDE (Askıya Alındı!)
General FictionAilesinden kalan eve sahip çıkmaya çalışan, tek başına ayakta duran, dik başlı, cesur bir kız... O kızın ailesinden kalmış olan evi almak için çabalayan, gözü kara, korkusuz bir adam... Dedikodu kazanının kaynamasıyla başlayan bir yalan ve devamında...