4 : Tavaya Et, Gazeteye Manşet

1.9K 214 54
                                    

Keyifli Okumalar.💙

Güney Çamdeviren'den;

"Güney bu ne?" diye sorusunu yineledi Pelin.

Derin bir nefes daha alıp gözlerimi açtım. Hiçbir duygu hissetmediğim şu kadına şu an ki durumu açıklamak canımı sıkıyor, sabrımı sınıyordu. Konuşmak için dudaklarımı araladığımda Pelin elini kaldırdı. "Bir dakika bir dakika." dedi şaşkınlıkla. "Yoksa bu... Sen..." Güldü. "İnanmıyorum," dedi neye inanmadığını bilmediğim bir şekilde. Bana yanaştı elindeki iç çamaşırıyla oynarken. "Sen yoksa beni bununla hayal edip de bunu mu aldın?"

Kaşlarımı çattım şaşkınlıkla. "Hayır hayır, Pelin bak..."

"Şşth!" diye bastırdı işaret parmağını dudaklarıma. Beni susturdu. "Utanmana gerek yok ki sevgilim. Şurada birkaç hafta sonra kocam olacaksın zaten. Bunlar gayet normal şeyler ikimiz için."

"Pelin..."

"Giyeyim mi bunu?" dedi gözleri arsızlıkla parlarken. İyice yaklaştı bana. "Üzerimde, şu vücudumda," dedi ellerimi tutup tenine dokundurmaya çalıştığında. Yumruklarımı sıktım. "Şu bedenimde görmek istemez misin?"

"Pelin..."

"Demek kırmızı ve dantel şeylerden hoşlanıyorsun." dedi sonra. Ellerimi çekip cebime koydum ve bir adım geri gittim. "Yarın gecelik alışverişinde bu isteğine göre bir şeyler bakacağım sevgilim." Geri çekildi ve arsız arsız güldü. "Bunu da," dedi elindeki iç çamaşırını sallayıp. "İlk gecemiz ve diğer gecelerimiz için alıyorum hayatım."

Pelin işveli bir edayla odadan çıktığında ellerimle saçlarımı karıştırıp sinirle soluklandım. Günce denilen kız yüzünden yanlış anlaşılmalara mahkûm kalmıştım son günlerde ve bu durum artık sinirlerimi alt üst ediyordu. Yarın ilk işim Günce'ye kim olduğumu söylemek olacaktı. Bu kızla daha fazla vakit kaybedip de hayatımı riske atamazdım. Pelin'le evlenmek istemiyordum ve o tapuyu bir şekilde alacaktım, başka çarem yoktu.

"Abiciğim," diye seslenen Gözde'yle ona baktım. Kapının kenarında durmuş bana bakıyordu merakla. "İyi misin?"

"Değilim Gözde," dedim yüzümü sıvazlayıp. Telefonumu aldım. "Ben garajdayım. Orada sabahlarım muhtemelen."

"Yemek yiyecektik ama..."

"Aç olmadığımı, işimin çıktığını söylersin." dedim yanından geçip giderken.

Evden çıkıp garaja girdim ve kapıyı kapattım. Arabamın arkasındaki boş alanda duran kum torbasına ilerledim ve derin bir nefes alıp yumruklarımı art arda indirdim. Terden sırılsıklam olana, nefesim kesilene, sinirlerim yatışana kadar yumrukladım. Son bir yumruk indirip derin bir nefes aldım ve durdum. Terimin soğumasına müsaade etmeden kenarda duran demire tutunup barfiks çektim. Sinirlerim yatışacak gibi olduğunda gözlerimin önüne Günce'nin gülen yüzü geliyordu ve ben kaşlarımı çatıp daha hızlı barfiks çekmeye başlıyordum.

Zıplayarak yere indim ve terden alnıma yapışan saçlarımı elimle geriye ittim. O sırada telefonum çaldı. Kenardaki havluyla terimi kurularken arayanı yanıtladım. "Dinliyorum."

"İyi akşamlar Güney Bey," dedi Fatih. "Günce Hanım ile ilgili araştırma yapmamı istemiştiniz..."

"Evet," dedim direkt. Havluyu yerine astım. "Yaptın mı araştırmayı?"

"Evet Güney Bey," dedi. "Şirkete mi bırakayım yoksa size mi getireyim?"

"Sabahı bekleyemeyeceğim," dedim garajdan çıkarken. "Bana getir sen, bekliyorum."

"Tamam Güney Bey."

Fatih'in sevdiğim tarafı buydu. Ona bir iş verdiğimde sabaha bırakmaz, hemen halleder ve bana ulaştırırdı. Eve ilerledim ve içeriye girdiğimde herkesin gözü bana döndü fakat ben sadece Gözde'ye baktım. "Fatih gelecek az sonra," dediğimde başını salladı. "Çalışma odama alırsın. Duş alacağım ben, terliyim."

TAPUSU BENDE (Askıya Alındı!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin