jennie döndüğünde karşımdaki koltuğa oturdu.
"olanlar için gerçekten özür dilerim ve ayrıca her şey için de teşekkür ederim." gözlerimi devirdim.
"bugün bu sana kaçıncı önemli olmadığını söylemem bilmiyorum ama önemli değil." önemli değil kısmını bastırarak söylediğimde başını iki yana salladı.
"önemli. yaptığın çoğu şeyi kimse yapmazdı." ne yaptım ki diye düşünmeden edemedim. gerçekten bir şey yapmamıştım.
"her neyse." uzatmak istemediğim için söyledim.
"özel olmayacak ve seni zorlamayacaksa az önceki kişinin kim olduğunu merak ediyorum." söylediğimde sesli bir şekilde nefesini verdi. bunun hakkında konuşmak istiyor gibi görünmüyordu.
"kötü bir amacım yok. sadece sizi rahatsız etmeye devam edecek gibi bir hali var. eğer çözülmesi gereken bir sorunsa çözmek isterim." beklentiyle baktım.
"seungmin'in babası." söylediğinde gözlerim şaşkınlıkla açıldı.
doğru mu duymuştum? seungmin'in babası mı? duyduğum şeyi anlamak için biraz zamana ihtiyacım vardı.
"niye aptalca davranıyordu?" sorduğumda koltukta geri doğru yaslanıp bacaklarını kendine doğru çekti.
"çok içince kendini kaybediyor ve ne zaman çok içse böyle davranıyor." söylediğinde kaşlarım sinirle aşağıya indi.
"ne olursa olsun sana böyle davranmaya hakkı yok. seungmin orada olduğu halde çocuğunu görmezden gelmesi bile başlı başına aptalca!" sinirli bir şekilde hızlıca söyledim.
"seungmin'in kendi çocuğu olduğunu bilmiyor." söylediğinde bir şok daha geçirdim.
"nasıl yani?" şaşkınlığımı gizleyemeden sordum.
"hamile olduğumu öğrendiğim sırada beni aldattığını da öğrendim. birlikte olduğumuz tüm zaman boyunca beni aldatıyormuş." gözlerini yere sabitleyip anlattı.
böyle bir şey karşısında ne söylemem gerektiğini bilmiyorum.
"doğrusunu söylemek gerekirse başkasını benimle aldatıyormuş." söylediği şeyle kafam iyice karıştı.
gözleri bir saniyeliğine beni bulduğunda kafamın ne kadar karıştığını anlamış olmalıydı ki devam etti.
"biz tanıştığımızda sevgilisi varmış, başından beri bana yalan söylemiş. bunu ancak hamile olduğum zaman öğrenebildim. öğrendiğim zaman da başkasından hamile olduğumu söyleyip onu terk ettim." şaşkınlığım artarken ne söylediğini anlamaya çalışıyordum.
mağdur olan kendisiydi ama o aptalı mı mağdur göstermişti?
"bunun ne kadar aptalca olduğunun farkındasın, değil mi?" kendimi tutamayıp söylediğimde başını kaldırıp şaşkınca bana baktı. böyle bir şey söylememi beklemediği yüzünden okunuyordu.
"neden o aptalı haklı gösterdin ki? böylelikle kendini bir bok sanmaya devam etti."
"çünkü asıl aptal olan benim." anlamamış bir şekilde yüzüne bakmaya başladığımdan devam etti, "onu o kadar çok sevdim ki hayatını mahvetmek istemedim." söylediğinde kendimi sinirli hissetmeye başladım ve neden sinirlendiğimi bile bilmiyordum.
"aptal olduğun konusuna katılıyorum ama bence o daha çok aptal hatta direkt şerefsizmiş." sinirimi gizlemeye çalışırken hafifçe sahte bir şekilde gülümsedim. bu onu rahatsız etmişe benziyordu.
"yardımcı olmuyorsun." söylediğinde gerçekten gülümsedim.
"yardımcı olmak istemiyorum, ki istesem bile edemem. yardım edebileceğim tek konu aptallığını kabul ettiğin için üstüne gitmemek olacak." söylediğimde gözlerini devirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cingulomania | jenlisa
Fanficbir 𝓼𝓮𝔂 tesadüfen tanışmamıza neden olmuştu ve hem 𝓼𝓮𝔂 hem de sen hayatımın en güzel anılarını biriktirmemi sağladınız. [300521]