"arkadaşım!" seungmin doğruca bana doğru koşarken söyledi. hemen eğilip kollarımı iki yana açtım. yanıma gelince kollarını boynuma doladı. seungmin'i kucağıma alıp ayağa kalktım.
bebeğimi çok özlemiştim.
"dün neden gelmedin? seni çok özledim."
annesi ayrı oğlu ayrı beni öldürmeye çalışıyorlardı.
"gelemediğim için üzgünüm. ayrıca ben de seni özledim." kollarımı sıkılaştırırken söyledim.
"yine benim yerime başkaları tercih ediliyor." yanımızdan ses geldiğinde bakışlarımızı oraya çevirdik.
"seungmin varken seni tercih edemem." alayla söyledim.
"senden bahsetmiyorum zaten." yüzünü buruşturarak söyledi.
"benden bahsetmediğini biliyordum." bakışlarımı başka bir yere döndürüp söyledim.
seungmin boynumdaki kollarını çözüp annesine doğru uzandı. jennie gülümseyip seungmin'i kucağına aldı.
"kan bağı gerçekten önemli, ilk kez bu kadar hızlı terk ediliyorum." düşünceli bir şekilde söylediğimde jennie'nin bakışları beni buldu.
"ne? doğruyu söylüyorum." gözlerini devirip arabaya doğru yürümeye başladı.
"yah! beni de bekleyin." arkalarından gitmeye başlamadan önce söyledim.
"seungmin!" yerden ses geldiğinde irkilerek oraya döndüm.
bu küçük şeyler bir gün korkudan ölmeme neden olacak.
"şapkanı unutmuşsun." söylediğinde jennie durmuş ve seungmin'in kendisinin inme isteğini gerçekleştirmişti.
seungmin hızlıca yanımda duran şeyin yanına gelip gülümseyerek teşekkür etti.
"önemli değil." kız da aynı şekilde gülümsediğinde artık devam edebileceğimizi düşünüp ilerlemiştim ki kız konuştu.
"oh- sizi televizyonda gördüm!" kız şaşkınca söylediğinde bakışlarım kızı buldu.
"televizyonda mı?" seungmin şaşkınlıkla bakışlarını bana çevirdi.
"başkasıyla karıştırıyorsun sanırım." gergince gülümseyip söyledim.
"siz olduğunuza eminim." yine de kafası karışmış görünüyordu.
"yanılıyorsun." jennie araya girip söyledi ve devam etti, "hadi gidelim seungmin." jennie elini seungmin'e uzattı.
seungmin kızı bırakıp bırakmamak konusunda kararsız göründüğü sırada biri kızın yanına gelip elini tuttu.
"seni göremeyince korktum, solji." kadın endişeli bir şekilde söyledi.
"seungmin şapkasını unutmuştu, onu verdim anne." kız sevimli bir şekilde söylediğinde annesi de gülümseyip rahatlamış bir şekilde nefes aldı.
kadının bakışları bizi bulduğunda hafifçe başımla selamladım, aynı şekilde karşılık verdi.
"anne, bu kadını televizyonda görmedik mi?" solji'nin inatla aynı konuya takılı kalması hoşuma gitmemişti.
annesi kızın parmağıyla gösterdiği yönü takip etti ve benimle karşılaştı. bir süre beni inceledikten sonra hatırlamış olacak ki ağzı şaşkınlıkla açıldı.
"üzgünüm ama artık gitmemiz gerekiyor." jennie araya girip sinirli bir şekilde söyledi ve seungmin'i arabaya doğru yönlendirmeye başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/246345773-288-k427763.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cingulomania | jenlisa
Fiksi Penggemarbir 𝓼𝓮𝔂 tesadüfen tanışmamıza neden olmuştu ve hem 𝓼𝓮𝔂 hem de sen hayatımın en güzel anılarını biriktirmemi sağladınız. [300521]